edip cansever

entry920 galeri57 video7
    70.
  1. Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
    Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
    Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
    Birleşiyoruz sessizce.
    fazla söze gerek yok bence..
    1 ...
  2. 69.
  3. 68.
  4. KıRDA KARANLıK

    Kırda metalsi bir uçurum kalınlığında
    Hiç kimselerin geçmediği sesi
    Orda burda yaslı ışınlar. Ötede az
    Bir korkuluk; ölümün kırçıl çiçeği
    Saklı bir seyircini resim kalışındaki leke
    Her evin bahçesinde bir lamba yanıyor sanki.

    Gündüzler kimi yerde gecedir artık
    Bakışım kumdan şimdi
    Önce yaslı ışınlar, sonra karanlık
    Avuçlarımı yüzüme kapatıyorum
    Ben kapatır kapatmaz
    Evet, biliyorum, iki kere karanlık.
    3 ...
  5. 67.
  6. bugün ölüm yıldönümü olan güzel şair.

    Yerçekimli Karanfil

    Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
    Oysaki seninle güzel olmak var
    Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
    Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
    Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

    Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
    Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
    O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
    Derken karanfil elden ele.

    Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
    Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
    Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
    Birleşiyoruz sessizce.


    Adsız Bir Çiçek

    Rengini dünyaya ilk defa sunan
    Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
    Sevgilim
    Bana 'sen bir şairsin' dediğin zaman.

    Yalnız sana yazıyorum bu şiiri
    istersen bir şiir gibi okuma
    Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
    Soğuklar başlayınca havalanıp
    Millerce yol katettikten sonra
    Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.

    Ve yazmış olacağım bir de
    Her dönemde her çağda
    Sevdanın kendine özgü diliyle.


    Bu Gemi Ne Zamandır Burada

    Bu gemi ne zamandır burada
    Çoktan boşaltmış yükünü
    Gece de olmuş, rıhtım da bomboş
    Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa
    Arkada, güvertede
    Ah, neresinden baksam sessizlik gene.

    Yürürüm usuldan, girerim bir meyhaneye
    içerde üç beş kişi
    Yalnızlık üç beş kişi
    Bir kadeh rakı söylerim kendime
    Bir kadeh rakı daha söylerim kendime
    -Söyle be! ne zamandır burda bu gemi
    -Denizin değil hüznün üstünde.

    Belki yarın gidecek
    Bir anı gelecek bir başka anının yerine.

    insan bazen ağlamaz mı bakıp bakıp kendine.
    5 ...
  7. 66.
  8. GEÇTiKTi BiRGüN HANi...

    Ben uykudan uyandır uyanmaz
    Dünyanın bütün huyları yüzümde
    Ben bunlardan birini seviyorum en çok
    Sana bir nar kesip uzatıyor ya doğa
    Tutsam tanelerini
    Sevincin gözyaşları derdim buna.

    Bir süre bakışıyoruz karşılıklı
    Ben uykudan uyanır uyanmaz
    Benimle şiir gibidir bu
    Tam karşımda ama yazılmamış
    Durmadan bileniyor aklımda.

    Seni unutarak baktığımda bile
    Dunyanın her yerlerinden geçiyorsun
    Yayılıyorsun kalabalıklara
    Yalnız yayılmak mı
    Aşkın en büyüğü, en dayanılmazı demeli buna.

    Özlenirsin, alabildiğine varsın da
    Daha da var oluyorsun gün günden
    Olgun bir meyva gibi güleceksin zamanla
    Bir kadın da değilsin, bir kişi de değilsin
    Bir kuş olsa mavilik derdi buna.
    4 ...
  9. 65.
  10. ROBESPiERRE

    Her gün biraz daha yalnız Robespierre
    Ve Fransa biraz uğultulu
    Yalnızdır akşamı yok edilen bir subay
    Bilinmez ürkütülmüş atları ne çok sevdiği
    Her yalnızlık biraz ihtilâl.

    Çok şeyleri kadınlar için yaptım, kadınlar
    Onlar ki yokmuşum gibi sevdiler beni
    Beğenmek, beğenilmek gibi ayrı kaldılar
    Bir gün de akşamdı, ben o akşamı hiç unutmam
    Her sessizlik biraz ihtilâl.

    işte bir tanrı evi, kimler ki geçerken uğruyorlar
    Sonra çılgınlar gibi kalabalığa
    Belki de yarı kalmış bir sevgiye koşuyorlar
    Belki de her boyun eğdikleri, her diz çöküş
    Yavaşça bir ihtilâl.
    1 ...
  11. 64.
  12. SENi GÜNLERE BÖLDÜM

    Seni günlere böldüm, seni aylara
    Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
    Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla
    Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi
    Minesi çatlamış bir diş gibi durduracağım karşısında.

    Şiirler söylenir, şiirler biter
    Biz bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da
    Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin
    Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa.

    Bütün günler yenileşir her bekleyişte
    Ve bütün dünler, bütün geçmişler
    Kapını açarsın ki bir de, hiç kimseler yok
    Çaresiz, benim sana gelişim de hep böyle.

    Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti
    Sonra bütün bulutlar hep birden geçti
    Anılar, anılar, belki hepsi bir kelime
    5 ...
  13. 63.
  14. (...)
    'mutluluğun sana verdiği tatili yaşıyor
    bir açılıp bir kapanıyor kirpiklerin
    bilmem alınır mısın söylersem
    unutulmuş bir çirkinlikten başlıyor güzelliğin'

    şairin son şiirlerini bir araya getiren "sevda ile sevgi" isimli kitapta hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerini bulabiliriz.
    2 ...
  15. 62.
  16. Soruyordun
    ilkyaz işte
    Uyanıp bir bahçeyi dinliyoruz
    Tenhalık böyle

    Dallar mı kırılmış, sarmaşıklar mı toz içinde
    Beklesem hemen gelecek olduğun
    Tam öyle olduğun
    Oysa hep yanımdasın, seninle her şey yanımda
    Kırıp dökük de olsa yanımda
    Mesela çok sevdiğin bir deniz bile yanımda
    O deniz ki aramızda hiç kımıldamadan
    Erkeğini iyi tanıyan bir kadın gibi yorgun.

    Yarısı yenmiş bir elmaydık bana sorarsan
    ikimizdik, iki kişi değildik
    Bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
    Birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin
    Yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum
    Sanki bir bakıma ayrılık böyle.

    Karşılıklı otursak da ne zaman
    Masa örtüsünü ikiye bölen ellerimizdi
    Bir tırnak yeşilinden gerisin geriye
    Ayak bileklerimizden gerisin geriye
    Bütün bunlar gereksiz, bilmiyorum sanma
    Gereksiz ama yalnızlık böyle.
    3 ...
  17. 61.
  18. tek bir cümlesine onlarca anlam yükleyen şair, ikinci yenicinin en ağır adamı.
    1 ...
  19. 60.
  20. BEN BU KADAR DEĞiLiM

    Ben bu kadar değilim
    Kışlada ölü bir zaman
    Bir güzel at durdukca gider
    Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça
    Askerim, benim ağzım kuşlardan.

    Güneşi sormuyorum lekelenmiş dallardan
    Dalları sormuyorum dallardan daha iyi
    Yüzümü istiyorum bir suvari alayından
    Ne yapsam istiyorum, ama istiyorum
    Bir kişi bile değilim yalnızlıktan.

    Bir kişi bile değilim yalnızlıktan
    Gözlerim ormanlara asılı
    Agaçlar, kırlar ve şehirler geçiyor kaputumdan
    O kadar geçiyorlar ki, sadece duruyorum
    Bir an bir yerde ölümü tanımazlığımdan.

    Ben bu kadar değilim
    Kışlada ölü bir zaman.
    12 ...
  21. 59.
  22. hayatı masaya benzetip ''masada masaymış ha'' diyerek gönüllere taht kurmuş 2.yeni hareketi içinde kendisine yer edinmiş okunması tavsiye edilen şairimiz.
    2 ...
  23. 58.
  24. "yarısı yenmiş bir elmaydık bana soraran
    ikimizdik , iki kişi değildik "
    5 ...
  25. 57.
  26. 56.
  27. "gülmesi hüznüne
    konuşması susmasına batar"

    deyip adını ezber ettirmiş,

    "ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar
    diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar

    mendilimde kan sesleri..."

    deyip tamam abi deyi işi bitirmiştir.
    1 ...
  28. 55.
  29. "gökyüzü gibi şu çocukluk
    hiç bir yere gitmiyor."
    dizelerinin sahibi. çocukluğa götürüp orda bırakandır.

    çok yalnızım be sözlük.
    4 ...
  30. 54.
  31. eski duyguların birinci elden ikinci yeni şairidir.
    3 ...
  32. 53.
  33. 52.
  34. (bkz: yılkı)
    2. yeninin en özgün seslerinden. turgut uyar'la aşiyan'da da birlikteler şimdi. hep öyleydiler. hep kalabalıktan hariç, hep yalnız, hep sıkıntı.
    3 ...
  35. 51.
  36. --spoiler--
    bir kişi bile değilim yalnızlıktan
    --spoiler--
    7 ...
  37. 50.
  38. canseverin ölümü karşsında arkadaşı cemal süreya yüksek sesle ağladığını yazıyor günlüklerinde. uzun süre canseveri anlatmak istediğinden ve günlerce bir şey yazamadığından bahsediyor."yazmak bir tat, bir tutku olmaktan çıktı benim için. bilmem yetişmek için mi kaçmak için mi? edip'in ölümü gerçekten sarstı beni" diyor. sonra yazmaya başladığında ise şöyle bir anlatısı var cansever için (ben pek sevmiştim, pek naif bir tanım):
    " bir sobanın borusu eğik duruyorsa, onu severdi; kendisininde öyle bir sobası olmadığı (olamayacağı) için hayıflanırdı.
    camsever!" (bkz: 999. gün) (bkz: üstü kalsın) (bkz: cemal süreya)
    ve tabii ki, acısını katlandıran arkadaşın ölmesi...
    1 ...
  39. 49.
  40. sevda bittiğinde gündüzlerin kısaldığını söylemesiyle yaralayan şair.
    1 ...
  41. 48.
  42. yerçekimli karanfil şiirinde yaşadığım tüm kadınların özetini çıkartmış insan.
    2 ...
  43. 47.
  44. SONA KALSA

    Usul usul konusuyorlar aralarinda
    Denize bakiyorlar bazen - çatalini gezdiriyor biri
    tabaginda -
    Gölgesi bir kus ölüsü
    Karsida yeni budanmis agacin
    - Olsa, baslangiçlar sona kalsa -
    Kolyesiyle oynuyor kadin - tabagimda soyulmus elma -
    Saatime bakiyorum sık sık
    Kapiyi gözlüyorum arada
    Biraz sogum mu geliyor ne - kapatir misin -
    Sinirli bir kirmizilik suya batiyor
    Düsünüyorum, ansizin bir dost yüzü
    Görmemistim de yillarca.
    Gelse
    Degismis çok, yaslanmis da
    Sigarami yakiyor durmadan
    Istemem diyemiyorum - ama yakmasa -
    Konusuyoruz -konusuyor muyuz -
    Yazmayi birakmis çoktan
    Gerçi bir roman taslagi varmis kafasinda
    "Bir elimde elma elmada bir el"
    Diyorum
    Hayretle bakiyor yüzüme
    Bir bardak bira içiyor, çekip gidiyor az sonra.
    Kadrani kirmizi saat
    Plasterle tutturulmus kirik cam
    Surda burda plastik çiçekler
    Evet, aralik kapidan soguk geliyor
    Tam kalbimin üzerine bu aksam.
    Ölüm
    Sen en güzelsin bu saatlerde
    Büyütmüs yetistirmissin beni
    Söyler miyim hiç sana hayran olmasam.
    Bugün de ince, bugün dekirildi kirilacak
    Bugün de
    Tam nerede kalmissam.
    5 ...
  45. 46.
  46. tek bir gazetede bile ölüm gününe dair bir ses seda olmamış; büyük şair. yazık. gazeteler artık bizim degil ki.. dogru.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük