edip cansever

entry920 galeri57
    170.
  1. "Bir cümle tuhafsa dikkat! pek tuhaftır insanın tırnak çıkardığı
    Sonra da boyadığı, ne demeli sonra da kestiği"
    0 ...
  2. 169.
  3. her şeyin fazlası zararlıdır ya,
    fazla şiirden öldü edip cansever.

    dizeleriyle anlatmış üstadı yine büyük üstad Cemal Süreya.

    Ayrıca,

    ne çıkar siz bizi anlamasanız da
    evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar
    eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da. deyip beni kendine hayran bırakan güzel insan.
    1 ...
  4. 168.
  5. "
    Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına
    Minibüslerine, gecekondularına
    Hasretine, yalanına benzer
    Anısı işsizliktir
    Acısı bilincidir
    Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
    Gülemiyorsun ya, gülmek
    Bir halk gülüyorsa gülmektir
    Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
    Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
    Dirseğin iskemleye dayalı
    "
    0 ...
  6. 167.
  7. Yerleştir bu sevdayı her yerine
    Yüzünde ter olan su damlacıklarının
    Kaynağına yerleştir
    Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına
    Gül taşıyan cocuğuna yerleştir
    Ve omuzlarına daracık omuzlarına
    Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın
    Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten
    Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir
    Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde
    Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe
    Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran
    Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun
    Kar taneleri gibi uçuşan
    Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine
    Yerleştir bu sevdayı her yerine.
    1 ...
  8. 166.
  9. 165.
  10. "bir bakın, uyanıp kalkınca çocuk olmalarım var benim
    şu da var: bir sokak en açılmış pencerelere dalıyor"
    0 ...
  11. 164.
  12. 8 Ağustos 1928 de istanbul da doğdu. istanbul Erkek Lisesi'ni bitirdi. Kapalıçarşı'da turistik eşya ve halı ticareti yapmaya başladı. 1976 dan sonra yalnızca şiirle uğraştı. Bodrum'da tatildeyken beyin kanaması geçirdi, tedavi için getirildiği istanbul'da 28 Mayıs 1986 da yaşamını yitirdi.

    Şiir
    ikindi Üstü (1947)
    Dirlik Düzenlik (1954)
    Yerçekimli Karanfil (1957)
    Umutsuzlar Parkı (1958)
    Petrol (1959)
    Nerde Antigone (1961)
    Tragedyalar (1964)
    Çağrılmayan Yakup (1966)
    Kirli Ağustos (1970) Sonrası Kalır (1974)
    Ben Ruhi Bey Nasılım (1976)
    Sevda ile Sevgi (1977)
    Şairin Seyir Defteri (1980)
    Yeniden (1981)
    Bezik Oynayan Kadınlar (1982)
    ilkyaz Şikayetçileri (1984)
    Oteller Keti (1985)

    Düzyazı
    Gül Dönüyor Avucumda (Ölümünden sonra, 1987)
    Şiiri Şiirle Ölçmek: Şiir Üzerine Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar.
    0 ...
  13. 163.
  14. kaybola şiirinde şiiri yorumlamıştır şair.

    "Yapılan bir şeydir şiir, yuvarlak, kırmızı, geniş
    En genişi en kırmızısı o ezilmişler katında"
    1 ...
  15. 162.
  16. bir kadın geçti yanımdan / bir kadın daha / ben onların yanıbaşında / ben onlara denizi getiren adam!
    1 ...
  17. 161.
  18. bir dönemime ambargo koymuştur. dünya üzerindeki en iyi şair olduğuna sonuna kadar inandırmıştır beni. şiirlerini külliyatını hayatını bkz.şairin hayatı da şiire de dahil okuduktan sonra bundan daha iyisini kimse yazamaz diyip yazmayı bıraktım.o gece uyku tutmadı gözümü. ruhsal akrabam edip cansever olmuştu artık.
    2 ...
  19. 160.
  20. '' vardır o seninle birlikte olmak
    buluşur çok uzaktan ellerimiz
    ve nasıl göz gözeyiz ansızın bir infilak. ''
    1 ...
  21. 159.
  22. tam 25 yıl oldu aramızdan ayrılalı.

    O'nun Tomris'e yazdığı dizeyi şimdi ben kendisine söylüyorum...

    "ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç"
    4 ...
  23. 158.
  24. "Biriyim, cesurum, var mısın ellerime. Bir başka sabaha kadar içelim."
    5 ...
  25. 157.
  26. bilinir: fazla şiirden öldü. şu da var: edip cansever şiirinde alkol oranı çok yüksek. üstelik rimelleri akan bir kadın var, şiirinin içinde. kalbine kalbine batan kirpikler...
    1 ...
  27. 156.
  28. bir taş atarsın

    bir taş atarsın, taş nereye düşerse
    mutlaka bir köşebaşıdır
    çünkü yüreğin daralmıştır ve kıştır
    kullanılmamış bir sicim gibidir soğuk
    işte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır.

    şimdi bir şamandıra denizin yüzünde
    durulmamış bir anı gibi kendini salmıştır.

    içimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğu
    yalnızlık bir başına kalmıştır.
    1 ...
  29. 155.
  30. ölümün konumu

    ölüsünün ağzında bir düzlüğün ölüsü
    ben kendimi isterim her yerdeki bir yerde
    ayak bileklerimin üstünde iki kıvrım
    unuttuğum bir şey var, onun içinde
    ve yadırgadığım. ben kendimi taşırım
    içinde olmadığım bir güne
    bir yaprak biçiminde - boşluksa tırtıl
    bir de işte tek kalmanın acısı, bir de
    nemli toprakta yüzükoyun
    yokluğuma kar biriktiren yazla birlikte.

    imgesiyim ölümün.
    1 ...
  31. 154.
  32. yüzümü size çeviriyorum

    yüzümü size çeviriyorum, siz misiniz?
    elimi suya uzatıyorum, siz misiniz?
    siz misiniz, belki de hiç konuşmuyorum.
    belki de kim diye sorsalar beni
    güneşe, çarşıya, kadehe uzatacağım ellerimi
    belki de alıp başımı gideceğim
    biliyorsunuz ya bir ağrısı vardır gitmenin
    nereye, ama nereye olursa gitmenin
    hüzünle karışık bir ağrısı.
    1 ...
  33. 153.
  34. "bu aralar ellerim hep üşür benim, doktor 'kansızlık' der, ben 'sensizlik' derim."
    2 ...
  35. 152.
  36. "yok düş kuracak vakit bile,
    her şeyi bir yana bırakıyoruz söylene söylene."
    2 ...
  37. 151.
  38. öyle bi çık ki karşıma "her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi" hissedeyim seni...
    2 ...
  39. 150.
  40. "gökyüzü gibi şu çocukluk
    hiçbir yere gitmiyor"
    1 ...
  41. 149.
  42. "hepimiz tanrı kaldık, kimse mutluyum demesin."
    1 ...
  43. 148.
  44. "huzursuzluklar içinde
    huzur arar
    gibi görünüp
    hüzün besleyen
    yabancı..."
    2 ...
  45. 147.
  46. '' bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar. ''
    2 ...
  47. 146.
  48. saatlerimize bakıyoruz hiç yoktan
    çok uzaklara bakmaktır, diyoruz, durmadan saate bakmak...
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük