edip cansever

entry920 galeri57 video7
    51.
  1. --spoiler--
    bir kişi bile değilim yalnızlıktan
    --spoiler--
    7 ...
  2. 52.
  3. (bkz: yılkı)
    2. yeninin en özgün seslerinden. turgut uyar'la aşiyan'da da birlikteler şimdi. hep öyleydiler. hep kalabalıktan hariç, hep yalnız, hep sıkıntı.
    3 ...
  4. 53.
  5. 54.
  6. eski duyguların birinci elden ikinci yeni şairidir.
    3 ...
  7. 55.
  8. "gökyüzü gibi şu çocukluk
    hiç bir yere gitmiyor."
    dizelerinin sahibi. çocukluğa götürüp orda bırakandır.

    çok yalnızım be sözlük.
    4 ...
  9. 56.
  10. "gülmesi hüznüne
    konuşması susmasına batar"

    deyip adını ezber ettirmiş,

    "ahmet abi, güzelim, bir mendil niye kanar
    diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar

    mendilimde kan sesleri..."

    deyip tamam abi deyi işi bitirmiştir.
    1 ...
  11. 57.
  12. 58.
  13. "yarısı yenmiş bir elmaydık bana soraran
    ikimizdik , iki kişi değildik "
    5 ...
  14. 59.
  15. hayatı masaya benzetip ''masada masaymış ha'' diyerek gönüllere taht kurmuş 2.yeni hareketi içinde kendisine yer edinmiş okunması tavsiye edilen şairimiz.
    2 ...
  16. 60.
  17. BEN BU KADAR DEĞiLiM

    Ben bu kadar değilim
    Kışlada ölü bir zaman
    Bir güzel at durdukca gider
    Gittikçe döner bir bir güzel at durdukça
    Askerim, benim ağzım kuşlardan.

    Güneşi sormuyorum lekelenmiş dallardan
    Dalları sormuyorum dallardan daha iyi
    Yüzümü istiyorum bir suvari alayından
    Ne yapsam istiyorum, ama istiyorum
    Bir kişi bile değilim yalnızlıktan.

    Bir kişi bile değilim yalnızlıktan
    Gözlerim ormanlara asılı
    Agaçlar, kırlar ve şehirler geçiyor kaputumdan
    O kadar geçiyorlar ki, sadece duruyorum
    Bir an bir yerde ölümü tanımazlığımdan.

    Ben bu kadar değilim
    Kışlada ölü bir zaman.
    12 ...
  18. 61.
  19. tek bir cümlesine onlarca anlam yükleyen şair, ikinci yenicinin en ağır adamı.
    1 ...
  20. 62.
  21. Soruyordun
    ilkyaz işte
    Uyanıp bir bahçeyi dinliyoruz
    Tenhalık böyle

    Dallar mı kırılmış, sarmaşıklar mı toz içinde
    Beklesem hemen gelecek olduğun
    Tam öyle olduğun
    Oysa hep yanımdasın, seninle her şey yanımda
    Kırıp dökük de olsa yanımda
    Mesela çok sevdiğin bir deniz bile yanımda
    O deniz ki aramızda hiç kımıldamadan
    Erkeğini iyi tanıyan bir kadın gibi yorgun.

    Yarısı yenmiş bir elmaydık bana sorarsan
    ikimizdik, iki kişi değildik
    Bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
    Birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin
    Yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum
    Sanki bir bakıma ayrılık böyle.

    Karşılıklı otursak da ne zaman
    Masa örtüsünü ikiye bölen ellerimizdi
    Bir tırnak yeşilinden gerisin geriye
    Ayak bileklerimizden gerisin geriye
    Bütün bunlar gereksiz, bilmiyorum sanma
    Gereksiz ama yalnızlık böyle.
    3 ...
  22. 63.
  23. (...)
    'mutluluğun sana verdiği tatili yaşıyor
    bir açılıp bir kapanıyor kirpiklerin
    bilmem alınır mısın söylersem
    unutulmuş bir çirkinlikten başlıyor güzelliğin'

    şairin son şiirlerini bir araya getiren "sevda ile sevgi" isimli kitapta hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerini bulabiliriz.
    2 ...
  24. 64.
  25. SENi GÜNLERE BÖLDÜM

    Seni günlere böldüm, seni aylara
    Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
    Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla
    Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi
    Minesi çatlamış bir diş gibi durduracağım karşısında.

    Şiirler söylenir, şiirler biter
    Biz bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da
    Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin
    Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa.

    Bütün günler yenileşir her bekleyişte
    Ve bütün dünler, bütün geçmişler
    Kapını açarsın ki bir de, hiç kimseler yok
    Çaresiz, benim sana gelişim de hep böyle.

    Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti
    Sonra bütün bulutlar hep birden geçti
    Anılar, anılar, belki hepsi bir kelime
    5 ...
  26. 65.
  27. ROBESPiERRE

    Her gün biraz daha yalnız Robespierre
    Ve Fransa biraz uğultulu
    Yalnızdır akşamı yok edilen bir subay
    Bilinmez ürkütülmüş atları ne çok sevdiği
    Her yalnızlık biraz ihtilâl.

    Çok şeyleri kadınlar için yaptım, kadınlar
    Onlar ki yokmuşum gibi sevdiler beni
    Beğenmek, beğenilmek gibi ayrı kaldılar
    Bir gün de akşamdı, ben o akşamı hiç unutmam
    Her sessizlik biraz ihtilâl.

    işte bir tanrı evi, kimler ki geçerken uğruyorlar
    Sonra çılgınlar gibi kalabalığa
    Belki de yarı kalmış bir sevgiye koşuyorlar
    Belki de her boyun eğdikleri, her diz çöküş
    Yavaşça bir ihtilâl.
    1 ...
  28. 66.
  29. GEÇTiKTi BiRGüN HANi...

    Ben uykudan uyandır uyanmaz
    Dünyanın bütün huyları yüzümde
    Ben bunlardan birini seviyorum en çok
    Sana bir nar kesip uzatıyor ya doğa
    Tutsam tanelerini
    Sevincin gözyaşları derdim buna.

    Bir süre bakışıyoruz karşılıklı
    Ben uykudan uyanır uyanmaz
    Benimle şiir gibidir bu
    Tam karşımda ama yazılmamış
    Durmadan bileniyor aklımda.

    Seni unutarak baktığımda bile
    Dunyanın her yerlerinden geçiyorsun
    Yayılıyorsun kalabalıklara
    Yalnız yayılmak mı
    Aşkın en büyüğü, en dayanılmazı demeli buna.

    Özlenirsin, alabildiğine varsın da
    Daha da var oluyorsun gün günden
    Olgun bir meyva gibi güleceksin zamanla
    Bir kadın da değilsin, bir kişi de değilsin
    Bir kuş olsa mavilik derdi buna.
    4 ...
  30. 67.
  31. bugün ölüm yıldönümü olan güzel şair.

    Yerçekimli Karanfil

    Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
    Oysaki seninle güzel olmak var
    Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
    Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
    Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

    Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
    Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
    O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
    Derken karanfil elden ele.

    Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
    Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
    Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
    Birleşiyoruz sessizce.


    Adsız Bir Çiçek

    Rengini dünyaya ilk defa sunan
    Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
    Sevgilim
    Bana 'sen bir şairsin' dediğin zaman.

    Yalnız sana yazıyorum bu şiiri
    istersen bir şiir gibi okuma
    Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
    Soğuklar başlayınca havalanıp
    Millerce yol katettikten sonra
    Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.

    Ve yazmış olacağım bir de
    Her dönemde her çağda
    Sevdanın kendine özgü diliyle.


    Bu Gemi Ne Zamandır Burada

    Bu gemi ne zamandır burada
    Çoktan boşaltmış yükünü
    Gece de olmuş, rıhtım da bomboş
    Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa
    Arkada, güvertede
    Ah, neresinden baksam sessizlik gene.

    Yürürüm usuldan, girerim bir meyhaneye
    içerde üç beş kişi
    Yalnızlık üç beş kişi
    Bir kadeh rakı söylerim kendime
    Bir kadeh rakı daha söylerim kendime
    -Söyle be! ne zamandır burda bu gemi
    -Denizin değil hüznün üstünde.

    Belki yarın gidecek
    Bir anı gelecek bir başka anının yerine.

    insan bazen ağlamaz mı bakıp bakıp kendine.
    5 ...
  32. 68.
  33. KıRDA KARANLıK

    Kırda metalsi bir uçurum kalınlığında
    Hiç kimselerin geçmediği sesi
    Orda burda yaslı ışınlar. Ötede az
    Bir korkuluk; ölümün kırçıl çiçeği
    Saklı bir seyircini resim kalışındaki leke
    Her evin bahçesinde bir lamba yanıyor sanki.

    Gündüzler kimi yerde gecedir artık
    Bakışım kumdan şimdi
    Önce yaslı ışınlar, sonra karanlık
    Avuçlarımı yüzüme kapatıyorum
    Ben kapatır kapatmaz
    Evet, biliyorum, iki kere karanlık.
    3 ...
  34. 69.
  35. 70.
  36. Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
    Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
    Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
    Birleşiyoruz sessizce.
    fazla söze gerek yok bence..
    1 ...
  37. 71.
  38. Olmasan ne yapardık dedirten şair. Bazı insanlar vardır ki; bir yazıyla, bir şiirle başkalarının eksiklerini tamamlarlar, cümlelerin sonundaki noktalama işaretini koyarlar. işte o şairlerden bir Edip Cansever.Hiç yazmasan ne yapardık ?

    UÇURUM

    Bir ağaç sürüsünün üstünden
    Çok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstünden
    Kesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneş
    Votka bardağımın içine
    Benim olmayan bir sevinç duyuyorum.

    Kesiyorum durduğumuz yeri ortasından
    Ey görünüş! seni bir yerinden hiç anlamıyorum
    Dibimde değil ayaklarımın, damarlarında
    Derinliğini orda tutan, orda harcayan
    Uçsuz bucaksız bir uçurum.

    Zamanla değil, bir yerde
    Benim olmayan bir şeyle yaşlanıyorum
    Geçiyorum ilk şeklimi tüketerekten
    Ağır ağır yanan bir tuğla harmanını
    Billurdan sarkaçlarıyla.

    Kalbim, sersemliğim benim..
    4 ...
  39. 72.
  40. insanı darmaduman yapan şiirlerin şairi.

    su

    Bir gun, bir uzun gun hep denize baktik
    Miller ve agirliklar bitti
    Gelip gecmeler bitti, gemilerin
    Beyaz ve kocaman govdeleri
    Gozun kahverengi suyuna geldik.

    Palamutlar yaktik, calilar her zamanki gibi
    Susledi bizi bu ufak degisiklik
    Cok agir bir seydi gun dortgenleri ustumuze dusen
    Aydinliktan kopan aydinliktan kesilen
    Agir mi agir
    Kaldik ne kadar kaldiksa boyle
    Sonra gun diye bildigimiz ne varsa akitildi
    Duvarlar, sarmasiklar, evler akitildi
    Gunesler, hizarlar, kiymik taneleri
    Vinc sesleri, cekic sesleri bir bir.

    Sokagin bitiminde donup arkama baktim
    Her sey nasildi diye
    Sundurma hazin
    Carsi kararsiz
    Duzlerde yarlarda tepelerde
    Kurtlar, tavsanlar, yilanlar erimekte
    Herkes dunyayi bir yanindan onariyor sanki
    Meltem belli belirsiz birseyleri kipirdatiyor
    Gozumu kapatik sokaga baktigimda
    Sudur gun.

    Ah sudur, ne yandan baksam sudur
    Suyun imgesi sudur
    Trenlerin kalktigi her yerde
    Bavullar sudur
    Bir gun bir Erzurum calkantisi
    Obur gun Konya pasi
    Manisadan gorunen Istanbul kiyilari
    Cantasi acik duran bir kadinin anisi ve
    Dudak boyasi
    Ardahanli bir kartal
    Kizilca hamamli bir pirinc
    Tulbentler, yazmalar, krepler
    Hep sudur
    Askerin son defa memleketine baktigi
    Yuzunu cevirince bir bardak gibi dusup kirilan memleket
    Ve gemilerin agir agir limanlardan ciktigi
    Ah sudur.

    Bir gun, bir uzun gun bir aynanin onundeyim
    Kirpikler ve saclar bitti
    Govdem duvara surte surte inceltilmis bir nesne gibi
    Dalgin ve uzun
    Uzun ve sisli
    Ben ki govdemle tattim govdemi, iyi bilirim
    Bir hurma, bir basdonmesi
    Kokusu basdonmesinin
    Guzel kaplar aldim bu yuzden, ne kadar guzel kap varsa
    aldim
    Bilmek icin suyumu
    Ve hazirlikli degildim ve bildim
    Ben suyun bir dakika durdugu
    Durunca boguldugu bir yerdeyim.

    Bir kilimi yere sermek kadar guzel ne var
    Sonra puskullerini duzeltmek kadar
    Ya sofraya dilim dilim kesilmis bir domatesi koymaktaki
    gorkem
    Kamyon surmek yukunu bilmeden
    Ve ikimiz bir aksam ustu sirasinda
    Ve aksamustunun Anadoluya giden bir otobus gibi kalkmasi
    sirasinda
    Daglarda, tarlalarda, kopru altlarinda
    Sazlarin, taslarin, yasunlarin arasindan gecerek
    Bir akik gibi yansiyaraktan hem de
    Kirmizi bir karpuzun dogum sancisina
    Su akar ben akarim
    Ben akarim su akar
    Vakit yok bakismaya

    Gunlerden suya.

    Edip Cansever
    3 ...
  41. 73.
  42. inceliklerin, ışık hızıyla kayıp giden, gerçekte derin, yabansı anlamlarla yüklü kısacık anların, pembe, şeffaf bir sabahlık giymiş, uykudan yeni kalkmış güzel, ince bir kadın kadar uçucu, baş döndüren imgelerin, öfkesini kendi kendine söylenerek dile getiren, hayata pes etmiş ihtiyar bir adamın mırıldanmasına, sayıklanmasına benzer başıboş dizelerin zarif ozanı.

    (bkz: adını funda oteli koy)
    (bkz: sona kalsa)
    4 ...
  43. 74.
  44. ikinci yenicilerin tiyatro sanatına en yakın olanı...
    satırlarını okurken üzerinize yazdıklarının kokusunu bırakan kırılgan bir adam.

    yeşil ipek gömleğinin yakası, büyük zamana düşer.
    her şeyin fazlası zararlıdır ya, fazla şiirden öldü edip cansever.

    cemal süreya
    4 ...
  45. 75.
  46. infilak

    Ben gidince hüzünler bırakırım
    Bu senin yaşadığındır
    Bir ev sıkılır kadınlardaki
    Bir adam sıkılır kadınlardaki
    Seni sevmek bu kadar mı
    O benim yaşadığımdır.

    Bazan da bir yerde kuşlar vardır
    Ne uçmak, ne görünmek için
    Bir karanfil pencereyi deler
    Bir kapı kendiliğinden kapanır
    istesek sevişirdik, ama olmadı
    Biz değil yaşayan acılardır.

    Gitsem de her yerde biraz vardır
    Hatırda zamansız bir plak
    Bir otel kapısı, biraz istasyon
    Vardır o seninle birlikte olmak
    Buluşur çok uzaktan ellerimiz
    Ve nasıl göz gözeyiz ansızın bir infilak.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük