sanatın evrenselliğinin en güzel örneğidir bu şarkı. sözleri hiçbir şey ifade etmese bile, dinleyeni paramparça eder. böyle enfes bir şarkının enfes bir filmde kullanılması ise ayrı bir güzelliktir. (bkz: time of the gypsies)
çok duygulandırı bir müziğe sahip olan şarkıdır ki bunu ilkin çocukluğumda çingeneler zamanı adlı filmde dinlemiştim. çok etkilenmiştim. tabi aynı dönemde yine ilk kez dinlediğim son mohikan adlı film'in müziği de çok çok etkileyicidir.
goran bregovic adlı efsanavi müzisyenin sanki bir anadolu ağıtını ruha işleten eseridir. çingeneler zamanı adlı filimde kişinin göz pınarlarının boşalmasına neder olur.
hayatımda özel bir hatıraya sahip çingeneler zamanı'nın kalbimin tam ortasına bıçak saplanmış hissi uyandıran şarkısı.
üniversite için ankara'ya geldiğim ilk gün aşti'de tanıştığım bir kızla anlamsız başlayan ve on gün süresince anlamsızca devam eden bir ilişkiye başlamıştım. bir gün kızılay'da bir bankta otururken kızın telefonundan bu parçanın çaldığını duydum oldukça şaşırdığımı görünce en sevdiğim parçadır dedi. bende ardından herşeyi bitiren o cümlemi kurdum;" galiba hayatımızda seninle tek ortak noktamız bu parça" . kız kafasını kaldırıp sert bir şekilde baktı ve keşke bunu daha önce söyleseydin deyip çekip gitti. bir saat sonra mesaj çekti mesaj şöyle bitiyodu "keşke biz göçmeniz dediğimde nereli olduğumu sorsaydın. o zaman bosnalı olduğumu öğrenirdin".
ruhun mu sıkıldı,hayattan mı soğudun ?
aç bu şarkıyı dinle, otur ağla..
nasıl da dağlar insanın yüreğini bu ağıt. sözleri anlamazsınız; ki zaten neye yorarsanız ona döner müzik.
sözlerinde değil ama melodisi ve yorumlayanların seslerinde gurbet olgusunu hissettirdiği için çarpıcıdır. ağla babam ağla.
hepimiz gurbetteyiz. ben gurbet görmedim deme kardeş.