costa gavras'ın 2009 yapımı filmi. dilimize cennet batıda diye çevrildi. tıpkı odisseia'daki gibi, kahramanımız elias'ın macerası da ege'nin serin sularında başlar: dram, şiir ve mizah dolu bir yol hikâyesi... kıyıdaki parlak ışıklara yaklaşan eski püskü gemideki kaçakların hedefi belli; batı'ya gidiyorlar. hem gerçek hem de efsanevi bir yer olan batı'ya. sahil güvenlik botlarıyla karşılaştıklarındaysa elias ve arkadaşı gemiden atlayıp kıyıya yüzüyorlar. vardıkları yer, "cennet"; adında lüks bir tatil köyünün çıplaklar kampı. cennet'ten çıkmak zorunda kalan elias'ın macerası avrupa boyunca, polisler, kamyonlar ve yabancılar arasından geçerek son durak paris'e kadar sürüyor. siyasal filmlerin eşsiz ustası, kendisi de paris'te yaşayan yunan asıllı yönetmen gavras'ın bu son filmi, günümüze dair bir kahramanlık efsanesi. *
orijinal ismi eden a l'ouest olan costa gavras'ın son şükela eseri. elias adlı bir göçmenin fransa'ya olan yolculuğunu anlattığı filminde sisteme insanlığa dair eleştrilerini gözlemlerini pek bi güzel vermiş üstüne ince ince dokundurmuş filmi.Costa Gavras'ın alışa geldiğimiz sinema diliyle dramatik bir dille değil bu sefer eğlence ile komedi ile vermiş anlatımını. bu da ayrı bir samimiyet vermiş filme. söylemeden geçmiyeyim elias karakterinde o derin derin bakan yeşil gözleriyle arz-ı endam eden bir içim su riccardo scamarcio var. http://www.imdb.com/title/tt1158936/
yönetmenliğini costa-gavras'ın yaptığı fransa , italya , yunanistan ortak yapımı film. türkçe'ye cennet batıda diye çevrilmiş.
oyuncular: riccardo scamarcio , eric caravaca , juliane köhler , ana paula aurijo , gil alma
bir kere mükkemmel bi film diyeyim önce. diyaloglar o kadar doğal ki bu filmi izledikten sonra o aptal amerikan filmlerine asla katlanamaz oldum. bu kadar doğal ve bizden bir filmi izledikten sonra da, zaten amerikan yapımlarından tiksinmemek olmaz.
filme ilgili şu sahne beni çok üzmüştü. mültecilerden biri akıntıya kapılıp boğulup, otelin sahiline vurmuştur. fakat tatilciler hiç de oralı olmaz ve eğlencelerine, denize girmelerine büyük bir keyifle devam ederler. öyle ki bir tatilcinin çocuğu ölü mülteciyi taklit etmeye çalışır tam kıyıda. babası ise bu taklit şovunu büyük bir keyifle izler kahkaha atar ve sonra oğluna yapma der, etik olmadığı aklına gelir. son derece modern gözüken insanların, alt kesime olan nefretindeki ilkelliği tokat gibi vuran bir film.
ondan sonraaa elias'ın yolda başına gelenler. türk tırcı ile tanışması. gerçekten de çok sıcak bir film. bir kere çok farklı ve doğal. izlemenizi tavsiye ederim.
biraz ege, biraz akdeniz, bolca kaçmak, çokça deniz, hafif meşrep çıplaklık, yeni bir hayatın izini sürmek, bolca saklanmak, kanmak, kandırmak, aşk, macera, şehvet, ihtiras, hırsızlık, yollar ve umut ve daha birçoğu... hepsi bu filmde. lezzetli ve şahane.
fena olmayan film.
güzel bi yolculuk filmi, güzel detaylar var. iyi oyunculuk. keyifli iki saat.
ama muhteşem, mutlaka izleyin mi; hayır.
karaya vuran insanlar sahnesi, insanlık açısından güzel bi saptamaydı.