Kelimeleri severim, hatta aram da iyidir onlarla. Evirip çevirip uzun uzun cümleler de yazabilirim. Ama bazı duygularımı yansıtamıyorlar kağıt üzerindeyken, ben o satırları yazarken uçurumdan düşercesine nefessiz kalıyorum ama aynı satırları okurken uçurumdan düşüp de ölmüşcesine hissizleşiyorum. Halbuki resim öyle mi? Hani bir bakışın anlattığını hiçbir kelime anlatamaz ya; işte o bakışı çizdiğimde ne zaman baksam o resime zamanda geriye gidip o ana dönüyorum. Bu yüzden aram bozuk edebiyatla, bozuk dediysem birbirine kur yapan iki küs sevgili gibi bozuk. Sadece resim ile kıskandırıyorum o kadar.