felsefeyle paraleldir edebiyat.nasıl ki felsefeyle aklımızın mantığını doruğa çıkarırsak edebiyatlada ruhumuzun derinlğini ince ince kağıda nakşeyleriz.amma velakin iki kavramın aynı bünyede bulunması nadirdir.
ders olan formu eger hocanız/hocalarınız iyiyse, iyi ogretiyorsa, akılda kalan ilginç anektodlara yer veriyorsa oldukça keyiflidir. insan zamanla bu dersi özümledikçe daha da hoşuna gider, araştırır .. sorgular ne bileyim genel kültürü olmayan bir adama dahi öğretmeye başlasan zamanla dallanıp budaklanır da tarihe merak sarar, cografyaya merak sarar ufku genişler. lakin bu dersle ugraşmamış insanlar varsa da konular cogunlukla ezber oldugundan dolayı tiksindirici gelecektir.
ayrıca lise 2'de ipin ucu kaçarsa bir sonraki sene yakalaması çok zor olan bir ders türüdür. bana kalırsa tek nankörlüğü de geri dönüşün bu denli zorluk yaşatmasıdır. matematik gibi altyapınızı oluşturdugunuz zaman yapılabilecek bir ders de değildir aynı zamanda.
ha bir de .. testini çözmesi insana farklı bir haz verir, iyi yaptıgımdan mıdır bilmiyorum gerçi.*
insan zekasının ve yaşam deneyiminin kaynaştığı sanat dalıdır. insanoğlunun yaşama bakışının kendi gözlüğünden olduğu, yaşam deneyiminin kendi yaşamı ve yakın çevresinin yaşamıyla sınırlı olduğu düşünüldüğünde edebiyatın işlevi ortaya çıkacaktır. Her bakış, okunan her yapıt insana farklı bir pencere açar. Bu pencerenin daha önce tanımadığımız insanlara, şahit olmadığımız olaylara ait olduğunu unutmamak gerek. Hayata bakış her okunan yapıtla birlikte değişir, ufuk yavaş yavaş açılmaya başlar. insanı bir anlamda monotonluktan kurtaran yegane sanattır. Çağlar boyunca varlığını devam ettirmesi, yaşadığımız çağın edebiyata ihtiyacı olmadığı önermesini de ortadan kaldırmaktadır. Bugün yerini teknolojinin hem yıkıcı hem yapıcı nesnesi bilgisayarın aldığı, kitaba duyulan ihtiyacın azaldığı söylemleri edebiyatın soluk alıp verişine engel olamıyor. Aslında yozlaşan bir toplum var ve sanatla ilgilenmeyenlerin sayısı artıyor. Ancak içten içe yaşayan ve varlığını devam ettiren bir kitle de var. Bu insanlar öyle ya da böyle edebiyattan zevk almaya devam ediyorlar.
Bütün ilginin lisede okutulan bir ders düzeyinde bırakılması bugün edebiyata alaycı bir şekilde yaklaşan öğrenci kitlesini de doğurmuştur. Yazıktır ki geleceğin cahilleri * cehaletleriyle değil dev bir sanat dalıyla alay etmeyi bilinçsizce seçmektedirler. Bu akışın bir sorumlusu eğitimi batağa saplayanlar bir diğer sorumlusu da o batağın içinden yarım yamalak ve aynı anlayışla yetişmiş bazı edebiyat öğretmenleridir. *
Eğer bugüne dek yaşadıysa bundan sonra da yaşayacaktır edebiyat.
bir şey öğretmediği iddia edilen sanat dalıdır. en azından felsefe bunu böyle kabul eder. sartre'ın edebiyat üzerine tenkitleri de bu manada ele alınabilir, yüze sürülebilir, .... sokulabilir, e oha! tabii.
akıl ve mantık dışında kalanın yararsızlığına atıfla kaleme alınmış eserler sahiplerinin hiç rüya görmediği söylenir misal, görseler de onun bile bir senaryosu olurmuşla gaza basarak yoksa bile diyelim şuuraltı üzerinden freud analiziyle çocukluğuna inilip mantıki izahatlar getirilebilir. edebiyatı bir yerlere dayayarak kabul etmek. tıpkı metafiziksel olguları esrik tabiriyle alaycılığa indirgeyerek yorumlamak gibi. "e o zaman ben böyle bilimin ta içine sıçayım ...... koyayım!" denilirse onun da bir bilimsel açıklaması olacaktır elbette, asla kaçamazsın: -sintigrafi sonrası diyagnozda böbrek üstü bezleri tübüllerinden adrenal seviyesinin düşük seviye etkisi agresyon meydana getirip sizin küfür etmenize neden oluyor işte böyle hahayt! şeklinde sallamakla sıkıcı olunduğunda oturup inadına kısa öykü, şiir yazasın gelir. o derece işte.
günümüzde edebiyatın birkaç kalem dışında aslında pek de savunulacak tarafı yoktur. geçmişten uzanan markalaştırılmış bazı isimlere baktığımızda edebiyatın günümüzdeki berbat ilerlemesini/yolculuğunu ve gelecekteki halini görmek için nostradamus olmaya gerek yok gibi görünse de rasputin olup buna neden olanları şişe dizmeye kesinlikle gerek var. (ne alakaysa?) -bir şekilde taciz edeyim istedim ondandır-
hayatım boyunca nefret ettiğim, birbirinden gereksiz konular barındıran lisede görülen dersin adı. sayısalcıyım kardeşim banane bunlardan ?
birgün derste çok bunalmıştım, hoca konuşuyor da konuşuyor. dedim hocam ben sayısalcıyım öss de sorumlu değilim daha nesine görüyorum bunu diye, hocanın bana verdiği cevap türk değilmisin sen evladım idi. şimdi gelelim buradaki mantığa... dersin adı nedir ? "türk" edebiyatı. gelin bi 9. sınıf 10. sınıf 11. sınıf edebiyatlarına göz atalım. lan hangi biri bizim öz edebiyatımız dalkavuk. her dakka batılılaşma, özentileşme. yok araplardan almışız sonra batıdan etkilenmişiz. senin edebiyat tarihin yokki sen bir hiçsin. senin türklüğün buysa ben başka birşey diyemiyorum. hoca da hala konuşuyor ben de zayıfımı alıp oturuyorum bütün edebiyat derslerinde hunharca matematik çözmeye devam ediyorum...
bu da mynet team e bağlı ap ayrı bir sığır opudur. heavymetal kanalında zurnamsı, son derece banal, asl pls ten öte geçemeyen, kendisi gibi ultra moron sohbetlere izin verirken, heavy metal kültüründen son derece uzak, son derece amele diye tabir edebileceğimiz, asosyal, aile harçliği ile hayatini idame ettiren bir diğer angut, kültürsüz, heavy metal desen küfür ettin sanacak (bkz: öküz). (bkz: sohbet özürlü irc oplari)
ekleme: şöyle de bir yobaz mantığı vardır ki evlere şenlik..
* Edebiyat sets mode: +b StvdekiSalih!*mynet@IP.EE1ADC20.8F3B235.E6D1B254
* StvdekiSalih was kicked by Edebiyat (Uygunsuz Nick Kullanmayınız. [ MyNet OperatoR ])