edebiyat ve felsefe

entry3 galeri0
    1.
  1. antik yunan ve iyon uygarlığında retorik, felsefenin dile getirilişinde kullanılan bir silah olmuştur.
    yazılı tartışma ortamının pek işlevsel olmadığı o dönemlerde, filozoflar belirli okul çevrelerinde, talebelerine sözlü hitap etmişlerdir. kimi filozoflar, halka konuşmalar yapmış, bu konuşmaları retorik sanatının incelikleri ile döşemişlerdir.
    pre-sokratik dönemde dahi, birçok filozof dünya görüşlerini ve felsefelerini şiirle dile getirmiştir.
    edebiyatın, nazım formunun nesir formundan önce geldiğine dair bilindik söylem, her ne kadar irdelenebilecek de olsa, doğru gibi gözükmektedir.
    hiç kuşku yok ki, edebi üsluba sahip bir filozof, felsefi önem olarak artı bir değer kazanmaz. ne felsefe yoksunluğu edebi eseri, edebi olmaktan çıkarır ne de edebi üslup olmaksızın felsefe, felsefelikten çıkar. bu ikisi arasındaki ilişki kati surette değildir ve çoğu zaman keyfiyete bağlıdır. ancak unutulmamalıdır ki, söz gelimi ‘’edip-filozof’’ olarak geçen, dostoyevski’nin eserlerine bakılacak olursa, romanın altında yatan felsefi fikriyat, romanın içini doldurmuş, onu olgunlaştırmıştır. ve yine unutulmamalıdır ki, felsefenin içine serpilecek bir edebi üslup, okuyucuyu hareketlendirecek ve okuduğu analitik metnin yorucu havasına bir serinlik katacaktır. -şahsi kanaatim şudur ki; edebiyat içerisindeki felsefenin önem merhalesi, felsefe içerisindeki edebiyat esintisinden daha ağır basan bir yer teşkil eder.

    yeni çağ ve 19-20. yüzyıla geldiğimizde kimi filozoflar, felsefeleri ile edebiyatı bir arada yürütmüşlerdir. ingiliz ampirist david hume, felsefenin üslup bağlamında ikiye ayrıldığını söylerken, bir gerçekten bahsetmiş bulunuyordu. o, felsefeyi ‘’rahat ve açık felsefe’’ ile ‘’derin ve soyut felsefe’’ olarak ikiye ayırıyordu. hiç kuşkusuz hume’un fikrini doğrulayan sürü ile örnek, felsefe ve edebiyat dünyasında mevcuttur. kant’ın üç büyük kritiği edebi bir yan taşımamakla birlikte daha derin ve akıl yorucu iken, söz gelimi, schopenhauer, nietzsche gibi filozoflar, böylesi analitik, hume’un deyimi ile, ‘’derin’’ felsefeden kimi eserlerinde uzak durmuşlardır. sonra, 20.yüzyıla gelindiğinde, bu filozofların fikriyat düzleminde her zaman olmasa bile, tarihsel ardılları olan, camus, sartre gibi isimler, bu meseleyi bir ileri aşamaya taşımış, ‘’felsefi roman’’ türünde büyük eserler vermişlerdir.
    filhakika, felsefe camiasındaki, ‘’kıtacı’’ ve ‘’analitikçi’’ profillerinin birbirleri ile uyuşmazlığının sebebi , felsefi fikirlerinin uyuşmamasıdır. fakat bu ayrımda, üslubun küçük bir rol oynadığını söylemek de, pek doğru bir hareket olmuş olmaz. fakat uzatmamak için, ayrıntılara girmeden lafı böylece bitirmiş oluyorum.
    1 ...
  2. 2.
  3. Geçen yıla kadar ne felsefe ne de edebiyat bölümünde, ikisi de birbirinden beslenmesine karşın, böyle içerikte bir ders yoktu gelişigüzel bahsedilir ve geçilirdi fakat bu yıl görüyorum ki bazı okullar felsefe ve edebiyat adında derslikler açmaya başlamış. Biliyorsunuz, tarihte edebiyat ile felsefeyi aynı anda çok iyi kullanan isimler olmuştur.
    5 ...
  4. 3.
  5. Sözelin tıbbı edebiyat. Mantığın da tıbbı felsefedir. Sayısalın tıbbı tıptır. Tşk.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük