yanına ciddi birşey sormaya gidince inceden inceden laf sokan, bunu alışkanlık etmiş insanlardır. lakin soktukları laf koymaz zira çoğu kişi anlamaz, hatta bazılarını siz bile anlamamışsınızdır belki. ancak dertleşmeye birebir ve genelde cana yakın insanlardır.
öğretmen olmayı düşünmeyen bir ben varken ortada, birgün olurda öğretmen olursam O'nun yüzündendir. var böylee insanlar bana işini sevdiren. iyiki varlar.
özellikle orta yaşlı ve eşinden ayrıldığı için küçük kızıyla hayata sımsıkı sarılmaya çalışan bir edebiyat öğretmeniyse, gerçekten dünya tatlısı oluyorlar.* kitap okumayı da, yazı yazmayı da bir tutku haline getirmenizi sağlayacak kadar etkili olabilirler. candan öte bir can bile olabilirler, öyle çok seviyorum ki..
diğer branş hocalarından ayrı, genelde ruha dokunan bir yanları olan hocalardır. ummadığın anda gözünün içine bakıp " sen bugün iyi değilsin, hadi anlat bakalım" diyebilir ve sen o an kimsenin farkına varmadığı bu üzüntü halinin sadece hocan tarafından anlaşılmış olmasına şaşıp kalabilirsin. sanki edebiyat, hocaları şiirselleştirmiş, üstlerine duygusal kıtalar biçmiştir.