edebi bir tartisma

entry1 galeri0
    2.
  1. Markov'un iddiasına göre
    ruhunu bıçaklamaya çalışıyormuşum
    ama ben onun karısını tercih ederdim.

    ayaklarımı kahve masasının üzerine koyarım
    ve o da der ki,
    ayaklarını kahve masasının üzerine koymana
    pek aldırmıyorum
    ama bacakları sallanıyor
    her an zavallı şey
    parçalara ayrılabilir.

    ayaklarımı masadan çekmem
    ama hala onun karısını tercih ederim.

    Markov der ki, bir hendek kazıcısını
    eğlendirmeyi tercih ederdim veya bir
    gazete satıcısını çünkü bu insanlar
    hiç olmazsa nezaket kurallarına uyacak kadar nazik olurlar
    Rimbaud ile fare zehiri arasındaki
    farkı bilmeseler de.

    boş bira tenekem
    yere yuvarlanır.
    'ölmem gerekmesi hiç mi hiç
    canımı sıkmıyor, ' der Markov,
    'bu oyundaki rolüm yaşayabildiğim
    kadar iyi yaşamam gerektiğidir.'

    yanımdan geçerken karısını yakalarım
    elindeki bira göbeğime yaslanır,
    dizleri ve göğüsleri çok güzeldir
    ve onu öperim.

    'yaşlı olmak pek o kadar kötü değil, ' der,
    ortalığa bir sakinlik çöker ama
    önemli olan şudur:
    Sakinlikle ölümü birbirinden ayrı tutmak için:
    asla yaşlı olduğun için gençliğe
    aşağılayıcı bir şekilde bakma,
    tecrübeli olduğun için yaşlılığa
    asla bilgelik olarak bakma. bir
    insan hem ahmak hem de yaşlı olabilir --
    böyle birçok insan vardır, bir insan
    hem genç hem de bilge olabilir --
    çok az insan böyledir. bir insan --

    Tanrı aşkı için diye figan ettim,
    'kes sesini! '
    gidip bastonunu aldı ve
    dışarı çıktı.

    'onun hislerini incittin' dedi karısı
    'senin büyük bir şair olduğunu sanıyor.'

    'bana göre o fazla kurnaz' dedim
    'biraz fazla bilge.'

    göğüslerinden birini dışarı çıkarttım
    kokunç büyük
    güzel
    birşeydi.


    Charles Bukowski
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük