magazin sayfalarında görüp görebileceğimiz açık ara en çirkin kadın olmasına rağmen "sosyetik güzel" olarak anılıyor bu. bütün gün şezlongta yatan ve tüketim dışında hiçbir aktiviteye gerek duymayan bir insanın bomboş bir insan olduğunu belirleyebilmek için oturup saatlerce konuşmak, röntgen filmini falan çekmeniz gerekmez. ha böyle yaşadığını nereden biliyorum? en azından %98.3 doğrulukta tahmin edebiliyorum; çünkü cıvık medyamız sağolsun, sağdan soldan niteliksiz insanların hayatlarını 24 saat takip ediyoruz istemeden de olsa.
ha bomboş demek, aptal demek midir? değil kesinlikle. akıllı olsa gerek para babası dedesi yaşındaki kart horozların koynunda geziyor, geçimini sağlıyor. tahsili var mıdır? bilmem. hani bir sanatsal yeteneği olur? değil. milyarlarca dolarlık bir mirasa falan konmuş olur? yok. güzelliğiyle ortalığı yakan bir afet olur? arap bacıdan ötesi değil. ne idüğü belirsiz, ne sebeple her gün gazetelerde sayfalarca yer işgal ettiği hatta ve hatta cnn türk gibi bir kanalda program dahi yaptırıldığı bilinmeyen öyle sıradan bir insan işte, ikoncan.*
kendisinde zerre suç bulamazsınız, sanmıyorum bu kızcağızın "yaptığım her hareketi yazacaksınız lan" repliğiyle gazetecilere kalaşnikof doğrulttuğunu. insanların için lavman etkisiyle boşaltmaya and içmiş haysiyet abidesi medyamızdur bunun sorumlusu, ama her şey arz talep meselesi. bu tür insanların abuk sabuk hikayelerinin yer aldığı kağıt parçaları kapış kapış gitmiyor mu? gidiyor. demek ki insanımızın da ne kadar içi saman dolu şeylere meraklı olduğunun göstergesidir eda taşpınar. bir diğeri de aşk-ı memnu denen o dizidir misal.
''popüler olan bizden daha aptaldır baba.. hele bir de zenginse..'' refleksinin aynen işlediği kadın..
'boş olan beynini kıyafetlerle doldurmaya çalışmak' gibi iddialı bir itham yemiş..
çok merak ediyorum şu kadınla bir kere oturup konuştu mu bu iddia sahibi veya bu iddia sahibiyle sembolleştirdiğim, eda taşpınar'ın kaşar, geri zekalı ya da her ikisi birden olduğuna adı gibi emin olan geri kalan yüzlerce sözlük yazarından herhangi biri.. onu da geçtim birden fazla röportajını okumuşlar mı?
ben okumadım mesela, ilgimi çekmedi.. ve ben eda taşpınar'ın boş bir insan olup olmadığını bilmiyorum.. çünkü kendisiyle tanışmışlığım yok, değerlendirme imkanım olmadı.. iki zap arasında magazin programlarında gördüğüm bikinili görüntülerinin üzerinde dönen mal tanıtım metinlerini değerlendirme olarak saymayacak kadar akıl sahibiyim..
tahsil durumu nedir, ne değildir, üniversite okumuş mu, kendini geliştirmiş mi zerre haberim yok.. ama ona salak diye kimsenin de haberi olduğunu sanmam.. senden daha mı iyi bir hayat yaşıyor? o zaman hooop; boş beyinli orospu oluyor.. çok güzel..
bana göre hoş bir hayatı olan, hoş bir kadın.. benim çook uzaklardan görebildiğim bu kadarı.. zekidir, salaktır, namusludur, namussuzdur en ufak bir fikrim yok, mantıken kimsenin de olmamalı..
ah ama pardon, para harcıyor.. onu unuttum.. demek ki aptal.. pardon benim hatam tamamen..
gazetelerde hergün adı geçen, ancak topluma bir faydası olmadan nasıl bu kadar gündemde kaldığını merak ettiğim şahıs. ancak bundan dolayı kendisini suçluyor değilim. hatta ona acıdığım bile söylenebilir. sürekli haber olduğu için kendisini bir şey sanıyor garip.
tam çingene bu kadın yahu.
Bronzlaştıkça brozlaşıyor. bir de bok gibi yağı boca ediyor üstüne. Bu kadar çirkin br insanı da ilk defa bu kadar haberlerde görüyorum.
nurettin hasman dan "sıkıldığı" için ayrıldığını açıklayan şezlong güzeli. bakın ne demiş;
"Yedi yıllık ilişkimiz bitti. Bu Nurettin ile ortak aldığımız bir karardır. Dostluğumuz, arkadaşlığımız eskisi gibi devam edecek ama artık sevgili değiliz. Yedi yıldan sonra bazı şeyler, bir takım duygular bitiyor, tükeniyor. Bu benim gibi Nurettin için de geçerli. Bu yüzden de ilişkimize noktayı koyduk. Tabii bizi yine birlikte gezerken, yemeğe giderken görebilirsiniz çünkü Nurettin benim en iyi dostum ve arkadaşım olacak"
hamiş: demek ki neymiş, 30-35 sene evli kalabilen anne babalarımız birer ermiş imiş.
havuz kenarında dert tasa derdi olmadan bütün bir yaz sezonu boyunca güneşin altında malak gibi yatan yaşlı bi adamla birlikte olan büzük dudaklı iğkoncan lakaplı hatun:D
kendisinde bir ayak vardır, gören sanır ki doğduğundan beri çöllerde kumlarda çıplak ayakla geziyor. insanın "yavrum o kadar imkanın var git şu ayakları bir düzelttir" diyesi geliyor. topuklu ayakkabıdan doğan şekil bozukluğu mu desem, 6 ve 7. parmaklar mı çıkmış desem ne desem bilemeyeceğim bir fizyolojik yapıya bürünmüş, adeta yere düşmüş patates kafa oyuncağı gibi garip bir şekil almış. kendisinden halk olarak ricamız başka yerde matriks olması ya da matriksleşme süreci bitene kadar kadar ucu kapalı ayakkabılar tercih etmesi.
fotoğraflarına baktım da, zavallım bütün gün güneşin altında yattığı için yakınlarda ne bulsa kafasına geçirmiş, tencere, tava, çöp kovası, bikini üstü...
garibanın yapsa orospu olacağı şeyi yapan ama seviyeli sevgili olan taklit kişisi, pahalı kapatma! oturmuş burada gecenin kör saati bi de onun için giri yazıyorum ya kendime ne desem boşş...
