yine söylüyorum şimdiki aklım olsa eczacılığa girmek için 2 sene uyumadan test çözerdim. eşantiyon konusunda tatmin edicinin ötesinde orgazm manyağı edici bir meslek dalıdır kendileri.
eczacılara fakültelerde ağlamayı öğretiyorlar, gerisi bakkallık... 1 sene boyunca çalıştım ağlamayan eczacı yok gibi patronumun 700.000 YTL değerinde evi vardı ama tok gözlü biriydi. Aç olanıda gördük.
(bkz: eczacı)
bilimum kahvehane kumarhane kerhane ile bir sınıfına indirilmeye veya belki devlet nezdinde yükseltilmeye devlet eliyle andiçilmiş enteresan kurum kuruluş kurutuluş. iş kapasitesinin yüzde doksanbeşini devlet ile yaparken aynı zanada devletin kendisi tarafından tacize ve tahrike ve de istismara ve de kötü yola düşürülmeye herşeye açık enteresan bir kuruluş kurutuluş. ah ulan sözlük bir yazsam sabaha kadar ağlarsın ama neyse...
10 kuruşa satılan ilacı 3 kuruşa alacağız ama, bunun karşılığında, 10 eczanenin 3'ü kapanacak, hangisini tercih edersiniz?
*
Eczaneler kapanır.
*
Çünkü, bırakın yıllardır mahallenizde "en faydalı komşu" bildiğiniz eczacının iflas etmesini, 3 kuruşluk şahsi menfaat için babasını bile satan bir toplum haline getirildik.
*
Hiç çevirme suratını...
Sana soruyorum:
Dünyanın en pahalı benzinini, dünyanın en pahalı elektriğini, dünyanın en pahalı doğalgazını kullanan, dünyanın en yüksek vergisini ödeyen ülke... Nasıl olur da, Avrupa'nın en ucuz ilacını kullanır?
Hiç merak etmiyor musun kardeşim, nereden gelir bu değirmenin suyu?
*
Avrupa'da 5 ülke seçiyorlar, o 5 ülkenin ilaç fiyatlarından yola çıkarak, bizim ilaçların fiyatını belirliyorlar. Ancak, ne sihirdir ne keramet, işte burada maharet...
*
Mesela, kalp ilacı... Bakıyor, en ucuz Portekiz'de, Portekiz'in fiyatını seçiyor. Romatizma ilacı, bakıyor, en ucuz Yunanistan'da, Yunanistan'ın fiyatını seçiyor. O romatizma ilacı, ispanya'da daha pahalıymış, ilgilenmiyor, işine neresi gelirse, orayı seçiyor.
*
Mesela, Aspirin... Bakıyor, en ucuz Fransa'da, şak, Fransa'nın fiyatını seçiyor. Halbuki, Fransa eczacısını kolluyor, sübvanse ediyor, ciro düştüğünde Fransız eczacısı çökmüyor. Vatandaşının sağlığını düşünen Fransa, eczacısının da "vatandaş" olduğunu unutmuyor.
*
Üstelik...
Zurnanın asıl zırt dediği yer.
*
Dün yaşanan bir vaka...
Tansiyon hastasına ilaç yazmış doktor. Hasta, en yüksek risk grubunda, ilacın dozu en yüksek doz, raporunda yazıyor. Hasta eczaneye geliyor, sistemi açıyor eczacı, bakıyor, o ilacı alırsa hasta, 61 lira fark ödemek zorunda... Ödeyemiyor. Tekrar sistemi açıyor eczacı, en ucuz eşdeğerini tıklıyor. En ucuzu alırsa hasta, hiç fark ödemeyecek ama, o en ucuz ilaç, en düşük doz... Yani, hiç fark ödemeyecek ama, büyük ihtimalle yakında ölecek.
*
Ekmek var, 400 gram... Ekmek var, 100 gram... ikisi de ekmek mi?
Ekmek. Doy da göreyim!
*
Demem o ki...
Sen, ilaç fiyatları ucuzladığı için eczacının isyan ettiğini sanıyorsun ama, o eczacı, aslında senin için kavga veriyor, senin için çırpınıyor. Mecbur kalırsa, gözlük satacak, vitamin satacak, bi şekilde hayatını devam ettirecek elbet...
reçetede yazan ilacı bulamadığında size hiç sormadan poşete benzer bi ilaç atan, kafasına göre zam yapan,doktora gitmemiş hastaya ilaç satan, yanında ecza teriminden anlamayan kalfa tutan adamı içinde barındıran dükkan..
ilaçtan daha çok bitkisel haplar, zayıflama ve güzellik malzemeleri satılan; sosyal güvenlik kurumlarıyla iyi ilişkiler kurulması halinde 'ballı börek' haline dönüşen bir mesleğin icra edildiği mekandır.
"vazgeçilmez bir sağlık merkezidir" diye yazıyor süper torbaların üzerinde.
ikidir gittiğim eczacılar bana bunlardan veriyor, hem doğaya faydalı hem de şık. sevdim.
normalde bakkallarda para üstüne şeker, sakız bilmem ne verilir. günümüzde bu eczane dediğimiz yerlerde 1 tane kesilmiş parol veriliyor. böyle bir şeye dönüşmüş yerlerdir işte.