son filmi beni iyice iğrendirmiş olandır. bella'nın iki kişiyi aynı anda sevebilme yeteneğine diyecek birşeyim kalmadı artık. ya edward'ın geniş mideli olması? olacak şey değil. *
twilight kitap ve film serisinin üçüncüsüdür. film olarak değerlendirmek gerekirse de birincisinden kötü, ikincisinden daha iyi olarak yapılmış filmidir. Bella'nın jacob'la öpüşmesi dışında iyi gibiydi herşey.
tam bir fiyasko.konu güzel ama işleniş biçimi berbat.film çok hızlı ilerliyor o konudan o konuya atlıyor.hayır biraz duygusal sahneleri uzatıp iki çift laf koy araya.bella'nın oyunculuğu da çok kötüydü.edward robot gibi aynen.jacob en iyisiydi.
ilk filmdeki tadı yine bulamadığım filmdir. üçüncüsü de ikincisi gibi kopuk parçaların bir araya getirilmesiyle izletilmiş hissi veriyor.
film detaylarındaki saçmalıklar ise insanı sinir ediyor.
Bella'nın kararsızlığına, edward'ın sabrına, jacop'ın ise hırsına bir yerden sonra kızmamak mümkün değil.
filmde bazen komik bazen de saçma olaylar vardır.mesela kızın kimi seveceğine birtürlü karar verememesi vs.vs.müzikleri güzeldir.az da olsa maceralıdır.eh işte idare ederdir.
her yerde edwırıd resmi, fanları, genç kızların delirmeleri, reklamları,çitosları, dövmeleri derken roman ilk çıktığında sempatim varken şimdi edwırıdın ismini duyunca veya resmini görünce midem kalkıyor. ticari meta olarak, reklam ve gelir olarak bunun da suyunu çıkardılar..
eclipse ye gelince, facebookta "artık vampir konularından gına gelenler" sayfası görürsem hemen kabul edecem. ne sinemaya gidip izlemesi, kireç suratlı dağınık saçlı yamulmuş vampir ve yarı çıplak ateşli bir kurt hikayesi daha duymak veya görmek istemiyorum..
edit: geçen sene tüm romanları bir çırpıda okumuş bir kişi olarak bu kadar gına geldi yani...
bu film ile anlamış bulunmaktayım ki bunların mezhebi geniş.
bellanın babası utanmasa kızını becersin diye edwarda kondom alacak. edward jacobun bella ya sarılmasına ses etmeyerek ne kadannn medeni olduğunu felan kanıtlayacak. biz de cinayet sebebi olacak aile meseleleri ile adamlar resmen taşak geçmişler. kötü bir film di vesselam.
bugün 10 yaşındaki kuzenim yüzünden izlediğim film.. tamam kitabı beğenenlere bişey demiyorum ama nedir bu çılgınlık arkadaşım. sadece alacakaranlığı izleyen ve hiçbir kitabını da okumayan bi insan olarak insanların şu edward hayranlığını anlayabilmiş değildim.. keza bugün tutulmayı izledim yine anlayamadım.. ayrıca böyle bir piyasa kitabı nı da okumayacağım için hiç anlayamıycam. ayy aman ne eksiklik!
filme gelirsek alacakaranlığı bile bundan daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. elini koyunu nereye koyacağını bilmeyen mıymıntı bi kızı izlemekten gına geldi. ayrıca jacob'a de ahh canım seni seviyorum yi beni öp beni deyip diğerine de ama seni daha çok seviyorum bebeğim yat benimle demesi çok salakçaydı. bir de bu mıymıntının nesi var anlayamadım neden herkes bunun kanını ya da aşkını istiyor başka kız mı kalmadı?neyse bella tamam iyiydin hoştun aşıktın da ne oldu böyle hemen döndün bebeğim.
eski kafalı olduğu söylenen edward'ın da hem kızla evlenmeden yatmak istemeyip hem de bir de çadırda bella'nın jacob'la uyumasını gülen gözlerle izlemesi çok ilginçti. nasıl bir midedir ya kız gitsin öpüşsün seni seviyorum desin jacob'a sen de bunu hazmet. oldu canım demek ki vampir camiasının da eski kafalı olanı dahi modernmiş bunu anladık.
bu kadar kötülemeyi geç de iyi bişey yaz denilirse sadece edward'ın (bella'nın değil) aşkını her şeye rağmen takdir ettiğimi söylemeliyim.
alacakaranlık ve yeni ay'dan daha kötü olan kitap. stephanie meyer aldatma ve boynuzlama konusuna açıklık getiriyor.
spoiler
resmen insanda mide bulantısı yaratıyor. bella salağının ağzının ortasına vurasın geliyor. hayatının en saçma laflarını ediyor, edwırdcığımı allak bullak ediyor. iki kitap boyunca edwarda ulaşmak için araç olarak gördüğü jakobu, kardeşim dediği kişiyi bu kitapta aşkı yapıyor. jacop ile işi pişiriyor sonra da hiçbişiy olmamış gibi edwardıma sarılıyor. ben böyle aşkın teee içine diyesim geldi valla...pişkin hatun. çok sinirlendim çok!
spoiler
dark side of the moon'u kapatan Roger Waters'ın yazıp bestelediği ve David Gilmour'la söylediği şarkı.
insan hayatının uyum içerisinde olması gerektiğini, fakat bu uyumun asla yakalanamayacağını anlatan bir şarkıdır. Adeta albümün özeti niteliği taşır. Ve şu sözlerle biter.
"There is no dark side of the moon really... Matter of fact it's all dark."
insanı karmakarışık düşüncelerde bırakan kitap.
şimdi ne halt yiyecekler diye merak etmekten gecenin dördüne kadar elden bırakılmıyor.
kesinlikle çok etkileyici.
ayrıca, genç kızlarımızın ağızlarının suyu aka aka "edward" diye dolaşmasından sonra seriye önyargılı yaklaşan biri bile; bu üçüncü kitapla, sonunda vampir bir sevgili düşleyebiliyor.