insanın kalkıp, o milli gelir döneminde anan baban ucuz patates soğan salatalık domates kuyruğunda beklemiyordu.
halk ekmek kuyruğunda 3-5 kuruş ucuz ekmek almak için insanlar yağmur çamur beklemiyordu.
askıda ekmek diye aç insanlara ekmek dağıtılmıyordu.
belediyeler aç insanlara patates soğan dağıtmıyordu diyeceği geliyor da...
neyse, paranın miktarı ile satın alma gücü arasında bağı cahil insana nasıl anlatacağız?
ülke olarak kafayı yedik, yazılan antidepresan sayılarına bakın.
her 3 hastadan biri ruhsal rahatsızlıklar yaşıyor. ruhsal rahatsızlıklar yüzünden yazılan ilaç 50 milyon desek (örn: 2016 yılının ilk dokuz ayında 33 milyon 368 bin 916 kutu antidepresan tüketildi) en iyimser rakam olur.
bu ruhsal rahatsızlıkların çoğu da insanların yeterli vitamin mineral alamamaları.
örnek: A, C, D, B6, B12, D ve E vitaminleri açısından zengin bir besin kaynağı olan somon (norveç somunu) kilosu pazarda 90-100 lira. gerçek somon yemek istiyorsanız kilo olarak fletosu 170, dilimi 150 lira.
karadeniz de balık çiftliklerinde yetiştirilen türk somonu denen samanı (besin değeri açısından) ithal somon diye vatandaşa kakalanması konusuna girmiyorum.
diğer mevsim balıklarına çiftlik balıklarına bakın. ülke olarak 3 tarafımız denizle çevrili, gölleri akarsuları olan bir ülke değil de, sanki everest dağı tepesinde, afrika çölü ortasında denizi deresi olmayan bir ülkeyiz.
düzenli olarak ceviz fındık balık kırmızı et süt yumurta vb özellikle büyüme gelişme çağında ve sonrasında akıl ruh sağlığı için düzenli olarak vitamin mineral açıdan zengin besinleri tüketemeyen insanların ülkesinde eğitimde düşen başarı oranlarını sadece eğitim sistemine yüklemek aptallık.
milletin ruh hastası olmasında, dünya ortalaması üzerinde peynir ekmek gibi milyonlarca antidepresan ilaçlar vitamin hapları takvileri yazılmasını ekonomik sosyal politikalara bağlamak da aptallık.
ilk önce durumu sorunu analiz etmeliyiz, teşhisi doğru yapmalıyız.
açsınız.
yeterli ve dengeli beslenemiyor, vitamin mineral alamıyorsunuz.
evet, siyaset konuşalım...
elinizde veri var.
inceleyin, ecevit döneminde millete ne kadar vitamin hapı ne kadar antidepresan yazılıyordu, şimdi ne kadar yazılıyor.
ya evet tabi. tayyibin ve tüik'in hokus pokusları sağolsun. gece yatardık, sabahına uyandığımızda bir bakardık hepimiz zengin oluvermişiz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2199550/+
20 senedeki dolar enflasyonu n'olacak.
2002 yılında dünyanın toplam millî geliri 30 trilyon dolarken , bugün dünyanın toplam millî geliri 70 trilyon dolar.
Yani doların değeri iki katı düşmüş. 20 sene önceki 3500 USD bugünün 7-8 bin doları.
Altın olarak söyleyin siz. Kaç gram altınmış asgari ücret?
Türkiye ekonomisi 1975 yılında dahi dünyanın en büyük 15. Ekonomisiydi. Bugün 20de bile değil.
yıl 2002, asgari ücret 235 milyon 437 bin 875 lira ve işçi 10 çeyrek altın satın alabiliyor.
yıl 2020 yeni türkiye'de, dünya devi türkiye'de asgari ücret 2324 tl işçiler bir ayda 4.58 adet çeyrek altın alabiliyor.
ha diyorsanız o eski, köhne türkiye'den bilgi ver sen diye? tüp kuyrukları dönemine de bir bakalım tabi.
1970 yılında asgari ücret 585 lira ve bir işçi bir ayda 30 çeyrek altın satın alabiliyor.
3'üncü demirel hükümeti iş başında, cumhurbaşkanı cevdet sunay.
1971 yılında asgari ücret 585 lira ve bir işçi bir ayda 20 çeyrek altın alabiliyor. 33'üncü hükümet dönemi. 12 mart muhtırası nedeniyle istifa eden başbakan süleyman demirel'in yerine hükümeti kurma görevini, cumhurbaşkanı cevdet sunay, kocaeli bağımsız milletvekili nihat erim'e verdi. 1972 yılında asgari ücret 750 liraya çıkarıldı ama asgari ücret yükselmesine rağmen bir işçinin bir ayda alabileceği çeyrek altın sayısı 19'a düştü.
gdp per capita'nın hiçbir zaman doğru bir indikatör olmadığını söylüyoruz zaten. altın üzerinden değerlendirme yapmak daha doğru, tekrar etmeyeceğim aynı şeyleri, birçok kişi söylemiş zaten ama şöyle bir noktaya değineceğim:
2002 yılının türkiye cumhuriyeti'nde kyk burs/kredisi 45 liraydı, dolayısıyla kyk kredisi alan bir üniversite öğrencisi bu miktarla 1.4 çeyrek altın alabiliyordu.
2021 yılının uçan kaçan dünya devi türkiye cumhuriyeti'nde ise kyk kredisi 650 lira, yani bir üniversite öğrencisi bu miktarla 0.59 çeyrek altın alabiliyor.
arada kaybolan aylık 0.8 çeyrek altının hesabını kim verecekse çıksın versin.
akrabam olan sığırın teki (tüm sığırlardan özür dilerim. hayvanlara hakaret etmek amaç değildir) eskiden yokluk vardı diyor.
babası devlet su işlerinde bekçilik yapıyordu. memur yani, 5 çocuk yetiştirdi, okuttu ve evlendirdi, dişinden tırnağından artırıp 5 katlı çift daire bina yaptı.
çocuklarına birer daire verdi.
eskiden yokluk vardı, şöyle kötüydü (hangi parti siyasi kişi olursa olsun) böyle kötüydü, şimdi uçuyoruz kaçıyoruz diyen sığır akrabaya "şimdi ki durumlar eskiden daha iyi ise; sen de işçi olarak çalışıp çocuklarını okut evlendir. baban 5 katlı bina yaptı sen de maaşınla 10 katlı bina yaparsın. şimdi eskiden daha iyi ya, onun için" dedim.
içimden de "ulan sığır, babanın evinde oturuyorsun, kiraya çıksan kira yol elektrik su doğalgaz telefon internet parasını ödeyemezsin ki karnın doyması şöyle dursun" dedim.
dayım karayollarında asfalt şefiydi. emekli oldu, kıdem tazminatı ile 2 tane daire aldı.
bırakın satınalma paritesi yıllara göre karşılaştırmayı şu an ki paraya göre 1 milyon lira değerindeydi.
etrafta duyarsınız, biz evlendiğimizde altımızda yatak yoktu diyen, tencere de pişirip kapağında yemek yedik diyen insanları eski yokluk hikayelerini duymuşsunuzdur.
o insanlar çocuklarına kendilerine bir gelecek hazırladı.
şimdi evlenin altınızda yatağınız olmasın, tencere de pişirip kapağında yemeği yiyecek durumda olun ve çalışıp kendinize ailenize çocuklara bir gelecek kurun da görelim.
milli gelir şu kadar olmuş, bu kadar olmuş muş...
senin milli gelirini yerim!
2002'de abd'de kişi başına düşen milli gelir 38.000 dolardı, şimdi 70.000 dolar.
Brezilya'nın kişi başına düşen milli geliri 2002'de 2829 dolardı, şimdi 6800 dolar.
Bu öküzler sanır ki diğer ülkelerin ekonomisi hiç büyümüyor, bir türkiye'nin ekonomisi büyüyor!
Ekonomik başarının en hakiki göstergesi ülkeler arası GSMH sıralamasında yükselmektir. Geçmişte türkiye'nin 16. Sıraya yükseldiği zamanlar oldu. Şimdi durum ne? 20. Sıraya zor tutunuyoruz! Türkiye O kötülediğin ecevit döneminin çöküşünde bu sıraya düşmüştü, yine aynı yere geldik.
Her zaman dediğim gibi, sen sus keraneci, anlamadığın işlere sümüklü burnunu sokma.
Not: bu keraneci ahlaksız olduğu için, yandaş olmadığını, tarafsız olduğunu, siyaset konusunda yazanlara ayar olduğunu filan yazar, hiç utanmadan yalan söyler ama görüleceği üzere yandaş yobazın önde gidenidir. Akp ve şahsım aleyhinde tek yazısını bulamazsınız.
Türkiye’nin 2002den sonra da 3 farklı senelerde 16ya yükseldiğini bilmeyen ahmakların 100 sene önceki 16lıkla övünmelerini zorlayan 2002 yılın rezil istatistiği.
2002 yılında insani gelişmişlik endeksinde 88. Sırada bulunan Türkiye’ye tabii yorum yapamıyorlar. Neden? Çünkü 2020 senesinde 55. sıraya yükselindiği için. Bu ahmak oğlu ahmaklar çünkü öz eleştiri yapamıyorlar. Ecevit süper. Ecevit şahane. Yeter ki kemalik zihniyet eleştirilmesin. Ondan sonra tayyipçilere söylenirler. Siz tayyipçilerden de betersiniz amk.
Şahsımcının önde gideni olan keranecinin diline doladığı milli gelirdir.
Ahan da 20 yıllık tek başına iktidardan sonra bir arpa boyu yol gidilmediğini kendisi de itiraf etti.
E o zaman alt tarafı bir kısa dönem koalisyon iktidarı olan ecevit döneminin bıdı bıdısını yapmak niye? Lassie ne anlatmaya çalışıyor?
Ecevit hiç değilse devlet malını kimseye peşkeş çekmedi, bunlar bizden önce kimse çivi çakmadı dedi ama olmayan çivilerle yapılan devlet mallarının üç otuza peşkeş çekilmiş halleri bile 100 milyar dolar gelir getirdi, bu paralar nerede?
Efendim, yol yabmışlar, hastane yabmışlar! iyi de neden her biri için maliyetinin 10 katına olmak kaydıyla 30 yıl borçlandırıldık? Topladıkları vergiler, sattıkları kamu mallarının parası nereye gitti? Neyi hazır parayla yaptılar?
Çomarın demeye çalıştığı şu: hiçbir iktidara nasip olmayan imkanlarla ülkeyi 20 yıl yönetmiş ama ağzına yüzüne bulaştırmış şahsım iktidarı hiç gitmesin aynen devam etsin!
ulan ecevit döneminde biz 2001 krizi yaşadık. ama o krizde bile milletin alım gücü bu kadar düşmemişti. o krize rağmen yokluk darlık görmemiştik bu ülkede.
kaldı ki krizden sonra alınan tedbirlerle ekonomi hızla toplandı o yapılan reformların kaymağını da taaa 2015 yılına kadar akp yedi.
kriz oldu, ülke çöktü dediğiniz ecevit döneminde bile merkez bankası net rezervleri 20 milyar doların üzerindeydi. bugün merkez bankası rezervleri eksi 37 milyar dolarda, ayrıca hazineye ait altın rezervinin yüzde 90'ı da ingiltere merkez bankasında rehinli.
siz ecevit dönemine kurban olun soktuğum aktrolleri sizi...
sokağa çıktığım gibi elimi sallasam arap taşşağına, gözüne sürme şişesini boca etmiş arap kocakarısına çarpıyor. burda hâlâ akp toplum mühendisinin derdi:
"ee efendim ecevit döneminin 2001 krizi asgari ücretiyle 150 kilo hıyar alınabilirken, günümüzün asgari ücretiyle 175 kilo hıyar alınabiliyor. bu da zenginleştiğimizin en önemli bir delili". tüh yazık sizin cebinizde taşıdığınız türkiye cumhuriyeti kimliğine.
Necmettin Erbakan hoca'nın iktidara geldiği 28 haziran 1996 tarihinde,
dolar kuru; 81,869 TL
Iktidarın sona erdiği 30 haziran 1997 tarihinde dolar kuru; 148,400 TL
Kendine milli görüşçü deyip, tek hedefleri Erdoğan düşmanlığı olan SP kardeşlerim!!
Erbakan Hoca, kısa süren iktidarında ;
faiz lobisine dur dedi.
Işçiye, emekliye, memura , çok büyük oranda zam yaptı..
O dönemde; Tayyip sattı dediğiniz, bütün fabrika ve kurumlar çalışıyor ve kâr ediyordu.
Peki , döviz artışını engelleyebildi mi ?
Hayır!!!
Erbakan hoca, başarısız mıydı?
Kesinlikle hayır!
Üretim, ihracat var mıydı?
Vardı!!
Bütçe açığı ve borç var mıydı?
Kesinlikle yoktu ve aksine kâr vardı !
O zaman neden 1 yıl içerisinde neredeyse %80 oranındaki dolar artışına dur diyemedi ??
Anlayın artık!
Dolar, siyonizmin, başarılı hükümetleri, spekülasyonla ,ekonomik olarak alaşağı etmeye çalıştığı bir silahtır.
Üretimle, ihracatla alakalı değil!
Siyasi hırslarınızı, chp ve ortaklarına destek olacak ve onların ekmeğine yağ sürecek düzeye getirmeyin !
Aklınızı başınıza toplayın ve Cumhur ittifakında yer alın!
Şuanki siyasetinizle , siyonizme var gücünüzle hizmet ediyorsunuz , hırsınız, gözünüzü kör etmiş, göremiyorsunuz!!
Hatanızdan dönmezseniz, bu millet sizi affetmez !!
Yazıyı ilk neşreden
Ömer Osman Keskin kardeşimize teşekkür ediyorum... Emeğine sağlık...
