bıçak parası vardı. muadil farkı, hastane katılım payı, isteğe bağlı sağlık sigortası adı altında sözüm ona gelirinizden alınan haraç yoktu.
doksanlı yıllar komple krizler içinde geçmiş, bankacılık sistemi emekleme halinde olduğundan dolayı demirelgiller ve özalcılar bankaları boşaltarak banker fiyaskosu vol2 ye imza atmıştı. ilk banker fiyaskosu da seksenlerin ortalarında gerçekleşmişti, bu konuda yapacak bir şey yok. en azından o beğenilmeyen ecevit hükümeti bankacılık denetleme yasasını çıkardı da ne olmuş bitmiş anlayabildik.
bak unutmuşsun mesela, enflasyon canavarı vardı. yine de o korkunç enflasyonu düşüş trendine sokan ve 2011 e kadar kullandığımız programı ortaya koyan da o hükümetti.
hastane kuyruklarını sgk bile bitiremedi, ancak rahatlatan merkezi sistemden otomasyonun benimsenişi ve internetin gelişidir.
bugün yapılan o duble yollar da anap ın programındaydı, ancak bu kadar vergi toplayamayışı ve asya krizine takılışıyla gerçekleştiremedi.
akp bir şey yapmadı mı? elbette yaptı. iyisiyle kötüsüyle özelleştirme yoluna gitti-iyiydi kötüydü diye değerlendirecek durumumuz yoktu zaten-, deprem çalışmalarında sınıfta kalsa ve peyzaj konusunda batırsa da altyapıya önem verdi, okullaşmada özellikle ilk yıllarında başarılı oldu, yükseköğretimde başarısız olsa da en azından denedi, israil-lübnan krizinde süreci iyi yönetti, 2006 yılına kadar teşvikleri doğru seçerek verimli planladı, ülkenin enerjideki dışa bağımlılığını fark edebildi-ancak çok verimsiz yollar seçerek iki adım ileri gitmemizi sağlayamadı-, milli savunma projeleri üretti-milgem hariç orjinal ve başarılı olmasa da-, 2009 a kadar dünyayla ilişkilerini nispeten iyi tuttu.
neleri kötü yaptığını saymaya gerek yok açıkçası. 2011 yılından bu yana neredeyse düzgün yaptığı iş yok! zaten parti, yeni kurmayları olan yiğit bulut gibi adamlar sonrası gerçeklikten kopmuş bir haldeydi. eski kankası cemaatçilerin tornistan basmasıyla paranoyaklaşıp sağa sola saldırarak ülkenin sorunlarını ikinci plana attı. gelişmekte olan ülkeler arasında tasarruf/yatırım oranı en düşük olan ülkelerden biriyiz, hizmet sektörü büyüdükçe sanayi sektörü yerinde sayıyor ve vergilerin nispi ağırlığı da gün geçtikçe artmaya başladı. dış politikadaki anlamsız ısrarlar, gerçeklerden kopuk ifadeler, en fazla trolleri konsolide edecek beylik laflar, partinin bile kerametini açıklayamadığı garip başkanlık sistemi, mevcut anayasa hükümleri bile işletilemiyorken sürekli gündeme getirilen yeni anayasa gibi konular da iyice bıkkınlık verdi.
bir de pkk yollarda kimlik kontrolü yaparken hükümet edememe, üzerine hükümet de kurmama gibi bir durum var.
hırsızlığıydı, çözüm süreci garabetiydi onlara daha hiç girmedim bak.
not: ecevit i beğenen biri değilim. yine de seksenine yaklaşmışken bush karşısında naif oturdu diye aşağılık kompleksli ergenlerce eleştirilen adam haşhaş ve kıbrıs konularında geri basmayarak abd ye direnebilen yegane politikacıydı bu topraklarda.
Ecevit hükümeti kendinden önceki hükümetlerin hatalarının cezasını çekti.
Erdoğan hükümeti kendinden önceki ecevit hükümetinin başarılarının meyvesini yedi.
Aslında entry'yi burada bitirip çıkacaktım ama içim rahat etmedi; açıklayacağım.
Bak cancağızım, bak ponçiğim, bak ekmek karnesini sevdiğim; ekonomik krizler anayasa kitapçığı fırlatıldı diye çıkmaz. Tıpkı bir el bombası gibidir. Bombanın pimini çeken bombayı yanındakinin kucağına atar. Sonra o da kendi yanındakine falan derken o bomba er geç birinin kucağında patlar. işte 2001 krizinin bombası da ecevit hükümetinin kucağında patladı.
Bu bombanın pimini ise, taa 1980 yılında 24 ocak kararları ile turgut özal çekti. Türkiye ilk kez imf ile tanıştı, özelleştirmeler başladı, kısacası devlet parsel parsel satılmaya başladı. 2001 yılına kadar 2 tane ekonomik kriz + 1 askeri darbe atlattı türkiye. 1999 yılında ise 17 ağustos depremi ülkeyi paramparça etti ve bütün bu olayların üstüne ecevit hükümeti başa geldi veeee geldikleri gibi bütün bu biriken facialar 2001 krizi olarak patladı.
Buna rağmen medyada sansür yoktu. Ecevit'in önüne yazar kasa atan esnafı akşam haberlerde görebiliyordunuz. Gazetelerde manşet manşet kriz haberleri vardı. Şu anda türkiye çok daha büyük bir kriz yaşamasına rağmen medyada bunların onda birini bile göremiyoruz.
Ardından ne mi oldu?
Ecevit hükümetinin getirdiği kemal derviş çok güzel bir ekonomi politikası hazırladı. Halk akp'yi başa getirdi. fed piyasaya oluk oluk dolar sürmeye başladı ve akp hükümeti kılını bile kıpırdatmadan ekonomi düzeldi.
Taa ki, fed'in piyasadan doları geri çekme kararı aldığı 2009 yılına kadar. Kemal derviş'in politikaları da artık yavaş yavaş eskimeye başlamıştı. Zaten 2009 yılından bu yana ekonomimiz asla iyiye gitmedi.
Özetle, tek bir fotoğraf karesine bakarak olayları değerlendirmeyin. Yazıyı daha da uzatmamak için bir çok ayrıntıyı es geçtim ancak araştırırsanız olayların derinliği karşısında şok geçirebilirsiniz.
13 yıl sana ve ülkeye ne yapılmış anlamadıysan ben sana burda yazarak nasıl anlatayım, sen inandığına inanmaya devam et insanlar nasılsa hak ettikleri şekilde yönetilir sende hakettiğin şekilde yönetiliyorsun.
akpyi en buhranlı dönemle kıyaslayıp aklama çabasına girmek durumu. sanki ülkeyi o hale düşüren ecevitmiş gibi. sizin elemanların işleriydi o zamanlar hep, sonra o elemanlar akp den bakan oldu siyasetçi oldu damat oldu oldu da oldu ...