türkiyenin en önemli yazarlarından kendisine yönelik saçma sapan yazılar kaleme alan hoca efendinin köleleri önce adam olsun, ruhlarını satmasınlar sonra yazdıklarını değerlendiririz. (bkz: #aldırma ece)
pkk tarafından tunus ta görevlendirilen yazar görünümlü ajan. eğer orada da yazmaya başlarsa yandı ki ne yandı tunus halkı. orada ki insanları da birbirine düşürür.
ey tunus halkı bu kadına inanmayın. demokrasi maskesi altında sizleri birbirinize düşman eder.
yanılmıyorsam arap baharı tunus tan başlamıştı. büyük ihtimalle amerikancı bir hükümet vardır. bu durumda ece'nin de dokunulmazlığı vardır. yazmaya devam eder.
Habertürk'ten yediği tekme sonrası (ki öncesinde de var)Tunus'a yerleşen, sosyalmedya'da kendisini mitleştirici tayfa oluşturabilen, terör örgütü KCK'yı babasının son oğlu gibi savunun, oldukça abartılarak şişirilmiş köşe yazarıdır.
klasik bir ermeni * kürde birşey olunca 'hiştt oluyor orada ' ermeni'ye birşey olduğunda ' ne yapıyorsunuz lan siz ' türk'e birşey olduğunda sus pus.
edit: bu arada bu kadını okuyup da aydın olarak gören alkışlayanlara da 'yok artık' diyorum.
sarte'yi seven bir abla. Sarte'nin "beyruta gider bir kahveye oturursun ve bir hikaye seni gelip bulur" sözlerini dinleyip beyrut'a gitmiş ama o hikayeyi bekleyemeyecek kadar hızlı yön değiştiren bir yapıya sahip olduğu için hemen kendine bir hikaye aramaya başlamış ve muz sesleri gibi bir mız mıza imza atmıştır. çok sarmaşık bir dünya görüşü olduğu için sağlam yerlerde sağlam bağırtırmıştır o muz seslerini ve ortaya bir bestseller çıkarmayı başarmıştır.
canım ülkemin gerçekten düşünen ve gözündeki perdeyi kaldırıp gerçekleri görmeyi başarabilmiş nadide insanlarının arkadan itilerek düşürüldükleri karanlık uçuruma doğru itilen değerli yazardır.
gazeteci yazar ece temelkuran ölüm tehditleri alıyor. hepimiz görüyoruz. twitterda açıkça onu öldüreceğini söyleyen kimseler var. bir değil, beş değil.
bu tehditlerde ifadesini bulan zapt edilemez nefret, cinai saldırganlık meşru mu? değilse, nasıl oluyor da böylesine alenileşebiliyor? ve biz niye ağzımızı bile açmadan öylece duralım?
ece temelkuran, türkiyenin en önemli gazetecilerinden biri. belki de en iyisidir. londraya gider, filozoflarla görüşür, sokaktaki evsiz isyancılarla konuşur; i̇rana uçar birinci ağızdan röportajlarla döner; latin amerikadaki devrimci oluşumları yerinde takip eder; hindistan, fransa, endonezya, almanya, suriye nerede büyük bir sarsıntı varsa ece temelkuran hiç üşenmez, olağanüstü bir enerjiyle koşar, vakayı yakından tetkik eder ve incelikli, derinlikli yazılar kaleme alır. i̇ngilizce konferanslar verir, arapça öğrenir, asla boşa vakit harcamaz, türkiyeye muazzam bir entelektüel, duygusal enerji aktarır.
bugün ayşe arman gazeteciliği diye bir şeyden söz ediyoruz. asıl ece temelkuran gazeteciliğinden söz etmemiz gerekir.
o, binlerce olayın, tutuklamaların, sokak savaşlarının, katliamların, çatışmaların tam kalbine gider ve oradan ses verir. temelkuranı böylesine sevilen, vazgeçilmez biri kılan nitelik onun, iddia edildiği gibi basit bir duygu sömürücüsü olması filan asla değil, tam anlamıyla bir gazetecilik dehası taşımasıdır.
bazı fikirlerine, birtakım cümlelerine, eğilimlerine katılmayabilirsiniz. fakat ona kandil muhibbi demek, nerden baksanız iftiradır. temelkuran, kürt sorununu ve siyasetini gerçek nitelikleriyle kavramaya çalışan bir gazetecidir. bunun ötesinde, kürt meselesi, temelkuranın alakadar olduğu yüzlerce konudan yalnızca biridir. onun farkı, kürtleri uzaktan değil yakından tanımaya yönelmesidir. hiçbirimiz yerimizden kalkmazken o bütün doğu şehirlerini bir bir gezdi, oradaki insanlarla birebir görüştü. mahalle futbolcusundan militanına, zerzevatçısından yeni geline kadar herkesle. yeminle söylüyorum büyük cesaret. hakikat iştiyakı.
ayrıca, son derece titiz bir romancı, özel bir şairdir. yazının kalıcılığı ve bağlayıcılığına ilişkin bilinci, onun edebiyatla kurduğu irtibatı bir ölçüde açıklar.
muz sesleri, ortadoğuya [beyruta] gidilerek yazılmış, bu ülkedeki tek romandır. [en azından benim bildiğim tek roman. belki bir, bilemedin iki tane daha vardır, olabilir.] bu, temelkuranın insanlık sorunları, siyasi meseleler, sosyal problemler karşısında edebiyatın yatıştırıcı ve şifalı tesirini kavramış ender yazarlarımızdan olduğunu kanıtlar.
kısacası, ece temelkuran bir dahidir.
bunları, temelkuran güzellemesi yapmak için söylemiyorum. i̇cap ettiğini düşünmesem, ondan hiç bahsetmezdim. benim işim değil. hakkında şimdiye dek bir yazı yazdım, o da erkekler ergen mi, değil mi? tartışmasıydı. fakat ölüm tehdidi de ne oluyor arkadaş? delirdiniz mi? onunla gurur duymamız, ondan ilham almamız gerekirken, evimizin okumuş kızı gibi benimsememiz gerekirken yani, ece temelkuran dünyanın öbür ucunda sosyal hak mücadelesi veren işsiz bir kimyagerle anlaşabiliyor da bizimle mi anlaşamıyor?!
ece temelkurana özür borçluyuz.
bu derece çalışkan, yetenekli, duyarlı ve zeki bir yazara vijdan kuaförü demek de banal. böyle uyduruk etiketleri birbirimize yapıştırarak hakikati perçinleyemeyiz. bu, eleştiri değil. bu peki, kızmayacağım manasız tamam, söylemek zorundayım: kudurmuş soytarılıktır! mevlana vijdan kuaförü müydü, yunus emre patetik bir meczup muydu? en büyük bilgelerimizin bir elleri daima vicdanlarındaydı. vicdansızlığı, kabadayılığı, gözü dönmüşlüğü mü öveceğiz?
birileri de şöyle yazıyor: ece temelkuran kimdir? yani kim ki, kim oluyor? yazının bir haysiyeti var, kim olduğunu sen söyleyeceksin, böyle sokak ağzıyla, soru görünümlü ithamlarla yazı yazılmaz.
ece temelkuranın yerine koyabileceğimiz ikinci bir kişi yok. bunca işi, bu kalitede hiç kimseye yaptıramayız. hele ki bu ücret, bu muamele karşılığında.
ben faşistim sen faşistsin o faşist biz faşistiz olar faşist ece temelkuran faşist devlet bahçeli faşist rte faşist. peki faşist ne. kadın safını belirlemiş size göre faşist olabilir x kişiye göre sınıf savaşını destekleyen devrim(cik)te olabilir. rte lionel messi`nin kendisi de olabilir ama bir şeydir . bişr sıfata bürünmüştür. BiR OLAYDA BELiRLEYiCi OLAN NEREYE BAKTIĞINIZ DEĞiL, NERDEN BAKTIĞINIZDIR.
pkk'lıların manevi annesidir, her operasyonda, her pkk'lı cenazesinde ortaya çıkar, yok halklar yok kardeşler, faşizm, militarizm,açıkca söylemesi gerekir ne olduğunu ideolojilerin arkasına kavram kargaşasına girmesine de gerek yok.
kürtleri geçtim hadi bu memlekette türkler bile "kürt" kelimesini fazla kullanıp dillendirince üç vakte kalmadan berhava ediliyor. ece temelkuran'da bunun son örneklerinden. ne sihirli kelimedir arkadaş bu böyle.
kovulsun ya da kovulmasın o yazmaya devam edecek, biz de okumaya. insanların düşüncelerine zincir vurmaya çalışan zihniyet ise bir gün yok olacak.
Medyanın tarafsızlığını yitirip, egemen güçlere yenik düştüğü şu yıllarda yazılarını korkmadan cesurca anlatan ama bu baskılardan nasibini alıp habertürkden atılan, çok fazla duygusal olup insanı derinden düşünmeye iten melek desek yersiz olmaz.
haber türk'teki işine son verilmiştir. hiç farketmez. çünkü çok değerli ve kültürlü bir gazeteci. çok iyi bir yazar. düşüncelerini her zaman cesurca ama asla bayağı şekilde olmadan ifade edebilen, insanların sesi olabilen biri. değerinden bir şey kaybetmez asla.