Hayatı boyunca yoksulluk ve Sefalet içinde yaşayan şair; son dönemlerinde yattığı hastanede huysuzluğu ve aksiliği nedeniyle kendisini sevmeyen ve hizmet etmek istemeyen doktor ve hemşirelerin kötü muamelesine maruz kalır. Bunun üzerine refakatçisi ve arkadaşı ayhan bozkurt'a; dönemin başbakanı olan yakın arkadaşı bülent ecevit'i aramasını söyler. Ertesi günü hastaneye başbakanlıktan telefon gelir. Bizzat kendisi arayan bülent ecevit şair ile hasbıhal ettikten sonra ayhan, özel odaya alınır. Tüm hastane masrafları karşılanır ve kendisine her gün en sevdiği tavuklu pilav servis edilir.
Biricik ikinci yenimizin, şiiri acıyla yoğurulmuş sürrealist şairidir. Bazı şiirlerini anlayabilmek ciddi kafa yormayı gerektirir.
“Ben gemileri çoktan yakmışım. Uzun vadeli hiçbir şey düşünmüyorum, düşünemiyorum. Biz hayatı kaybettik. içimden ağlamak geliyor. iyi ki ölüm var diye düşünüyorum. Ölümsüz olmak ne kötü bir şey düşünsenize.” Demiş.
mehmet fuat a göre türkçe değil, ecece yazan bir şair.
devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
- maveraünnehir nereye dökülür?
en arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı
- solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!
mor külhani şiirinde istanbul'un eski, naif ve çok kültürlü yapısının değişimini vurucu bir biçimde anlatan şairdir. aksak betimlemeleri, aile ilişkilerine getirdiği olağandışı bakış ve ibrani metinlere olan hakimiyeti ilgi çekicidir. süleyman peygamberi fare tüccarı olarak nitelendirmesi imgeleminin orjinalliği hakkında bize yeterince ipucu vermektedir.
bunun yanısıra, sade ve alçakgönüllü yaşantısı, şiiri ve pratiği arasındaki uzlaşıyı göstermektedir. türk şiir'inde ortaya koyduğu yenilikler olağanüstüdür.
Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran
Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya
Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi
Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti
Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte
Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını
Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru
Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır?
En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne
intihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar
Yalnız Orta Doğu'da el altında satılan bir atlas
Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz
Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş
ikinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp
Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun
Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş
Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama
Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların
Bir cenaze töreninde daha ölümü karşılamaya götürüleceğiz
Efendiler! Eşekler susabilirler
Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?
ne güzeldir isyanı, sözlerindeki eleştirisi. ve şöyle der en sevdiğim mısrasında
Şiirimiz karadır abiler
Kendi kendine çalan bir davul zurna
Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan
Taşınır mal helalarında kara kamunun
Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir
Aşk örgütlenmektir bir düşünün ablalar. (buraya şunu eklesek nasıl olur?)