ebu hureyre

entry63 galeri4
    34.
  1. islam dinini yozlaştıran En büyük isimlerden biri.

    Müslümanlığa inan insanlara Söylüyorum, O kadar müşrik Yok olmadı arkadaşım Peygamberden Sonra dini Bozmak Nesilden nesile rivayetler Uydurdular.
    2 ...
  2. 33.
  3. Ebu Hureyre (r.a.)'nin anlattığına göre, Rasulullah (s.a.v.), Medine sokaklarından birinde kendisine rastlamıştı. Ebu Hureyre bu sırada cünüp olduğu için, Rasulullah (s.a.v.)'in yanından sıvışıp gitti ve yıkandıktan sonra da geldi. Rasulullah (s.a.v.) onun geldiğini görünce sordu:

    "Ey Ebu Hureyre, neredeydin?" O da cevap verdi:

    "Ben cünüp idim, pis pis yanınızda oturmak istemedim."

    Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) şöyle dedi:

    "Sübhanallah! Müslüman pis olmaz."
    2 ...
  4. 32.
  5. islam dinini Bozan bir sürü rivayetin Kaynağı olarak bilinir.

    Halifeler ve Yakın akrabalarının Rivayetleri bir avucu geçmezken binlerce Rivayete adını vermiştir.

    Muaviye için özel olarak hazırlanmış rivayetleri vardır.
    0 ...
  6. 30.
  7. muaviye'yi Peygamber ile bir Tutan Rivayet(Hadis) nakletmiş Şahıstır.

    islam'ı Kaynağından öğrenmeyen Süslüman kardeşlerin Büyük alim sandığı biridir.
    2 ...
  8. 29.
  9. emre dorman ın allah a öğretilen din adlı eserinden kendisi hakkında:

    "" bilindiği gibi peygamberimize en fazla hadis atfeden kişi ebu hureyre’dir. buradaki asıl sorun, beş binin üzerinde hadis rivayet ederek en fazla hadis rivayet eden kişi olmasına rağmen ebu hureyre’nin peygamberimizin yanında sadece bir yıl dokuz ay (başka bir rivayette kendi ifadesine göre sadece üç yıl) gibi bir süre bulunmuş olması ve kimsenin işitmediği ve hatta çoğu kişinin itiraz ettiği türden birçok uydurmayı nakletmiş olmasıdır. bunun yanında ebu hureyre’nin güvenilir bir kişi olmadığı, israiliyat ve mesihiyat kaynaklı kimi uydurmalarını rivayet ettiği, sonradan müslüman olan yahudi kökenli ka’b elahbâr’dan edindiği bilgilerle birçok israiliyat öğretisini islam dininin içine soktuğu da ifade edilmiştir. ka’b el-ahbâr’ın islam’a girmesinin arka planında münafıklık ederek dini bozmak ve allah’ın resulü’ne iftiralar isnat etmek olduğu görülmektedir. mahmud ebu reyye, “muhammedi sünnetin aydınlatılması” isimli çalışmasında ebu hureyre ile ilgili çok önemli hususlara dikkat çekmektedir öncelikle ebu hureyre’nin gerçek ismi, geçmişi ve müslüman olmadan önceki durumu ile ilgili net bilgiler bulunmamaktadır. ancak kendi ifadelerinden hareketle yetim büyüyen, yoksul bir kişi olarak karın tokluğuna çalışan biri olduğu anlaşılmaktadır. otuz yaşlarında medine’ye geldiği ve fakirliğinden dolayı kendi ifadesiyle karnını doyurmak için peygamberimiz tarafından mescid-i nebevi’nin duvarına bitişik olarak kurulmuş olan ve ‘suffe’ adı verilen gölgelikte yaşayan; genellikle genç, bekâr ve yoksullardan oluşan ashab-ı suffe grubuna katıldığı bilinmektedir. tarihi kaynaklar ebu hureyre’nin çok yemek yiyen obur biri olduğunu, her gün peygamberimizin ya da ashaptan birinin evinde karnını doyurduğunu, bazen de insanları rahatsız eden hareketleri, vakitli vakitsiz evlerine dalıp yemek istemesi sebebiyle bazı kişilerin kendisinden nefret ettiğini ve bazı sahabelerin ondan yüz çevirip kaçtıklarını ifade etmektedirler. mizahı, şakalaşmayı ve aslı olmayan hikâyeleri gerçekmiş gibi paylaşmayı seven birisi olduğu, bol hadis rivayeti ve hikâye anlatımları ile insanları oyalayıp eğlendirdiği ve bu sayede onların sempatisini topladığı ifade edilmiştir. hz. ömer’in, asılsız birçok sözü peygamberimize isnat etmesi sebebiyle ebu hureyre’yi cezalandırdığı ve bu durumundan vazgeçmesi için onu sürgün ile tehdit ettiği kaydedilmiştir. hz. ömer hayattayken onun korkusundan rahat hareket edemeyen ebu hureyre, hz. ömer’in vefatından sonra aslı esası olmayan birçok hadis rivayet etmeye başlamıştır. kendisi de bu gerçeği şu sözleri ile ifade etmiştir: “size rivayet ettiğim şu hadisleri ömer zamanında rivayet etseydim değneği ile beni döverdi.” bir başka rivayette ise şöyle söylediği aktarılmıştır: “ömer ölünceye kadar ‘allah resulü buyurdu ki’ diyemedik. ömer hayatta olsaydı bu hadisleri size rivayet edebilir miydim? vallahi, asla! çünkü o takdirde sopasının sırtımı okşayacağını kesin olarak biliyorum. ömer şöyle derdi: kur’an ile ilgilenin! o, allah’ın kelâmıdır.” reşid rıza da bu konuda şöyle söylemiştir: “eğer ömer’in ömrü ebu hureyre’nin ölümüne kadar olsaydı bize bu kadar çok hadis ulaşmazdı.” yine onun çelişkili olan hadislerinin de hiçbir şekilde dini anlamda dayanak teşkil edemeyecek bir mahiyette olduğunu söylemiştir. yine ebu hureyre’nin insanlara bir şeyler anlatıp aktarırken hem peygamberimizden duyduğu bazı şeyleri hem de ka’b elahbâr’dan dinleyip öğrendiklerini birbirine karıştırarak aktardığı, insanların da o gittikten sonra bu haberleri birbirine karıştırdıkları ifade edilir. ibn kuteybe, ebu hureyre ile ilgili şöyle söylemiştir: “sahabe’den hiçbirinin, benzerini rivayet etmediği sayıda yüklü hadis rivayet eden ebu hureyre, bu yüzden ithama uğramış ve bazılarınca yadırganmıştır. onlar kendisine şunu sorarlardı: ‘bunu nasıl yalnız sen duyuyorsun? seninle bunu duyan kimdir?’ ikisinin de ömrü uzun olması itibarıyla ebu hureyre’nin bu bol sayıda rivayetini en fazla kınayan hz. aişe olmuştur.” yine ebu hureyre’yi yalancılık ile itham edenlerin başında hz. ömer, hz. osman ve hz. ali gelmektedir. kaynaklar, hz. aişe’nin ebu hureyre’ye: “sen resul’den duymadığın sözleri rivayet ediyorsun!” dediğinde ona edep ve hayadan uzak bir cevap verdiğine dikkat çekmektedir: “ayna ve sürme seni resul ile ilgilenmekten uzak tuttu.” yine hz. ali’nin de ebu hureyre için “dikkat edin o, insanların en yalancısıdır.” ve başka bir rivayette ise “yaşayanlar arasında allah resulü’ne en fazla yalan isnat eden ebu hureyre’dir.” dediği kaydedilmiştir. yine ebu hureyre’nin “sevgili dostum bana haber verdi ki…” şeklinde konuştuğunu duyunca ona “resul ne zaman senin sevgili dostun oldu?” dediği kaydedilmiştir. ebu hanife’nin talebelerinden olan ebu yusuf’tan şu şekilde bir rivayet gelmiştir: “ebu hanife’ye şöyle derdim: “bize resul’ün hadisi geliyor ve kıyasımızla çelişiyor. bunu ne yaparız?” dedi ki: “eğer o hadisi sika (güvenilir) raviler aktarmışsa onu alır, reyi terk ederiz.” dedim ki: “ebu bekir ve ömer rivayeti hakkında ne dersin?” dedi ki: o ikisinden iyisini nereden bulacaksın!” dedim ki: “peki ali ve osman?” dedi ki: “aynı şekilde.” bütün sahabeyi saymaya başladığımı görünce şöyle dedi: “bazı adamların dışında, sahabenin tümü adildir.” istisnalar olarak ebu hureyre ve enes b. malik’i zikretti.” mahmud ebu reyye, hz. ömer ve ebu hureyre arasında geçen bir tartışmayı şu şekilde aktarmıştır: “ömer 21. yılda ebu hureyre’yi bahreyn valiliğine atadı. ne var ki, ebu hureyre’nin adil bir valiye yakışmayacak bazı ihlallerde bulunduğunu duyunca görevinden azlederek yerine osman b. ebi’l âs b. bişr es-sekafî’yi atadı. ebu hureyre’yi çağırttı ve kendisine şöyle dedi: “biliyor musun? seni bahreyn’e vali yaptığımda ayağında bir çift ayakkabı yoktu! sonra duydum ki sen 1000 dinara, 600 dinara atlar satın almışsın!” ebu hureyre şu cevabı verdi: “bizim sürekli çoğalan atlarımız ve ardı arkası kesilmeyen hediyelerimiz vardı!” ömer: “senin rızkını ve geçim masrafını belirlemiştim. bu anlattıkların fazlalıktır, onları ver.” ebu hureyre: “onlar sana düşmez!” ömer: “tam tersi. yoksa yemin ederim ki sırtını acıtırım.” ömer, sopasıyla kalktı ve onu kan çıkıncaya kadar dövdü ve: “onları getir!” dedi. ebu hureyre: “onları kendime ait kıldım.” dedi. ömer: “bu yaptığım, helalinden almadığın şeyleri itaatkâr bir şekilde vermen içindi! sen bahreyn’in en ücra köşesinden, insanlar vergilerini; allah ve müslümanlar için değil de senin için versinler diye mi geldin?” ebu hureyre’nin bizzat kendisinin aktardığı bir rivayette ise hz. ömer’in kendisine şöyle söylediği görülmektedir: “ey allah’ın kitabı’nın düşmanı! allah’ın malını çaldın değil mi? yoksa senin on bin dinarın nereden olacak?” hz. ömer’in vefatından sonra ebu hureyre her anlamda daha serbest kalmış ve hz. osman’ın yumuşak huylu tabiatından da güç alarak asılsız olan birçok rivayeti yaymaya başlamıştı. hz. ali ve muaviye arasındaki mücadelede, muaviye’nin türlü planlar ile zaman içinde iktidarı ele geçirmesi ile birlikte ebu hureyre de altın çağını yaşamaya başlamıştı. mahmud ebu reyye bu durumu şu sözleri ile ifade etmektedir: “resul, ebu bekir ve ömer döneminde yaşanan güçlü günlerden sonra fırkaların türemesinin akabinde muaviye ile ali, diğer bir deyişle emeviler ile abbasiler arasında savaş patlak verip müslümanlar gruplaşmaya başlayınca ebu hureyre, tabiatının yatkın olduğu gruba yakınlaştı. bu grubun arzuları da onunkilerle çakışıyordu. bu, muaviye’nin grubuydu. bütün lüksü, savleti ve varidatıyla muaviye’nin grubu; fakirlik, açlık ve zühtten başka bir şeye sahip olmayan ali’nin grubuyla karşılaştırıldığında ebu hureyre gibi bir hayat süren kişinin yapabileceği en muhtemel tercihti. ali’ye giden yoldan uzaklaşıp, oburluğunu muaviye’nin rengârenk sofralarında ve ihtirasını onun değerli hediyeleri ile tatmin etmek: işte ebu hureyre’nin bütün isteği. açlıktan baygınlıklar geçiren ve etrafındakilerin “deli” diyerek boğazına bindikleri ebu hureyre’nin, saltanata ve lezzetli yemeklere sahip emevi devleti’ni bırakıp yiyeceği peksimet olan yoksul, zahit ali’ye meyletmesi düşünülebilir miydi? emeviler, ebu hureyre’nin iyiliklerini itiraf etmiş, kendilerine gösterdiği yakınlığı takdir ederek onu hediyelere ve bağışlara boğmuşlardı. çok geçmeden ebu hureyre’nin durumu düzelerek dar günlerden müreffeh günlere, fakirlikten zenginliğe kavuşmuştur. bir zamanlar vücudunu yırtık yemen abasıyla örten ebu hureyre, artık ipek ve keten elbise giyiyordu. emeviler’in, yardımına karşılık ebu hureyre’ye verdikleri ilk ödül, bisr b. artae tarafından medine valiliğine atanmasıdır. ona bu görevi veren bisr, muaviye’nin emri ile hicaz halkına yapmadığını bırakmamış biridir. mervan b. hakem de ara sıra ebu hureyre’yi medine valiliğine niyabetle bırakırdı. zamanla emevilerin ebu hureyre üzerindeki etkileri artmış ve onun için el-akik’te bir köşk inşa ederek, kendisine arazi vermişlerdir. bununla da yetinmeyerek, onu yoksul günlerinde karın tokluğuna hizmet ettiği prens atebe b. gazvan’ın kızı, büsre bn. gazvan ile evlendirmişlerdir. kibir ve böbürlenmesi onu daha da aşağı bir hale getirmiş, aslı ve mayası ortaya çıkmıştı… ebu hureyre’nin muaviye’ye yaptığı destek kılıçla veya malla değildi. onun yardımı; ancak ve ancak ali ve taraftarlarını kötüleyen, eleştiren hadisleri rivayet edip bunları yaymak biçiminde gerçekleşiyordu. bunun yanı sıra muaviye’yi ve devletini öven hadisler de söylüyordu. o yaptığı bu propagandayla halkın ali’den uzaklaşmasını ve muaviye’ye ılımlı bakmasını sağlıyordu.” görüldüğü gibi durumun ve söz konusu dönemdeki rivayetlerin nasıl ortaya çıktıklarının daha iyi anlaşılabilmesi için örnek olarak aldığımız ebu hureyre, en fazla hadis rivayet eden ancak peygamberimizin en yakınlarındakiler tarafından “yalancı ve güvenilmez” olarak görülen bir kişidir. 5374 tane hadis rivayet ettiği bilinen ebu hureyre’den gelen hadislerin 446 tanesi buhari tarafından kayıt altına alınmıştır. peygamberimizin en yakınındaki arkadaşları tarafından rivayet edildiği kabul edilen hadis sayısı ise rivayetlerin asılsız şekilde ne boyutlara ulaştığını görebilmek açısından son derece dikkat çekicidir.""
    3 ...
  10. 28.
  11. Efendimiz aleyhissalatü vesselamdan dua alması sebebiyle hafızası çok kuvvetli olan mübarek sahabe ve efendimiz ile çok vakit geçirmiştir (kısa zamanda hep yanındaydı)

    Pislik şia akidesine sahip olanların sevmedikleri sahabe.
    1 ...
  12. 27.
  13. Ebu hureyre r.a bir gün kolunun içine kedi yavrusu koyarak rasülullahın yanına geldi. Rasülullah' ona bu nedir? diye sordu. Oda kedicik dedi. O zaman efendimizde (sav)' de ona, انت ابو ھريرة
    "Sende kediciğin babasısın dedi."
    işte bundan sebeb kedilerin babası ismini almıştır.
    En çok hadis rivayet etmesinin sebebi 14 yaşından beri efendimizin yanımda olmasından sebep her gördüğünü, işittiğini ezberlemesindendir. Ezberlediğini hiç unutmaması için efendimiz Ebu hureyre'ya dua etmiştir.
    6 ...
  14. 26.
  15. KedilerLe ilgilenen hayvansever bir sahabe.
    Hadis uydurdugu söyleniyor. Verilen linke baktım, bir kısmını okudum. Şöyle bir durum var;
    iddia ettikleri gibi gerçek bir hadis uydurucusu olduğuna kanıt olarak yine eski kitaplarda geçen bir takım sözleri verilmiş.
    Oysaki hadis olarak rivayet ettiklerine inanmiyirlardi... ama kendi kendini yalancı çıkardıği sözlerine inaniyorlar ve delil diye onumuze koymuslar.
    Çok çelişkili bir düşünce tarzı.
    1 ...
  16. 26.
  17. Sözlükteki o*uspu çocuğu bir yazarın yalancılıkla iftira attığı değerli bir sahabe ...
    5 ...
  18. 25.
  19. 24.
  20. ibn-i Ebi’l- Hadid-i Mütezili “Şerh-i Nehc’ul-
    Belağa”nın 1. cildinin 358. sayfasında ve 4.
    ciltte, üstat ve şeyh-i imam Ebu Cafer iskafi’den şöyle naklediyor: “Muaviye bin Ebi Süfyan, sahabe ve tabiinden bir grubu toplayıp onlardan Hz. Ali (a.s)’ı yeren hadisler uydurmalarını ve bunları halkın arasında yaymalarını istedi. Onlar da bu işle meşgul olmaya başladılar. Ebu Hureyre, Amr bin As ve Muğeyre bin Şube, Hz. Ali (a.s)’ı yeren hadisleri uyduran kimselerdendiler.” Olayı sayfa 359’a kadar genişçe anlattıktan sonra, aynı sayfada A’maş’tan şöyle rivayet ediyor: “Ebu Hureyre, Muaviye ile beraber Kufe camisine geldi. Halkın kendisine büyük bir ilgi gösterdiğini görünce ayağa kalktı ve . (Halkın dikkatini çekmek için) iki eliyle başına vurmaya başladı. Sonra şöyle dedi: “Ey Irak halkı! Benim Allah ve Peygamberinin adına yalan söyleyip cehennem ateşini satın alacağımı zannediyor musunuz? Peygamber’den duyduğum o şeyi benden
    duyun (yani duyduğumu size naklediyorum)
    Peygamber’in şöyle buyurduğunu duydum.
    “Her peygamberin bir haremi vardır; benim haremim de Medine’dir. Kim orada bir olay
    çıkarırsa, Allah’ın, meleklerin ve bütün
    insanların laneti onun üzerine olsun. Allah’ı
    şahit tutuyorum ki, Ali Medine’de olay
    çıkardı.” (O, bu sözüyle, halkı Hz. Ali’ye lanet
    etmeye davet etti.) Muaviye bunu (yani Ebu Hureyre’nin hem de Hz. Ali (a.s)’ın hilafet
    merkezinde kendisine böyle bir hizmette
    bulunduğunu) duyunca, onu çağırtıp hediyeler verdi ve onu Medine’nin valisi yaptı.
    1 ...
  21. 22.
  22. allah ondan razı olsun.
    pek çok hadis nakletmiştir.
    3 ...
  23. 21.
  24. Ne olursa olsun bir sahabedir. Biraz sayginiz olsun. Carpilirsiniz bak.

    Hakkinda atilan iftiralar sii'lerin isine gelmeyen hadisleri rivayet etmis olmasindan kaynaklanir.

    Sehriyar senin dunyadan haberin yok. O sogan yalani neden atilmis hic dusunmez misin, dusunmezsin tabi. Simdi git. Burda kufur yakismaz.

    Radyallahu anh
    3 ...
  25. 20.
  26. Kedileri o kadar çok seven bir sahabiydi ki; Efendimiz kendisine 'kedilerin babası' anlamına gelen 'ebû hureyre' ismini takmıştır.

    Ebû Hureyre..
    2 ...
  27. 19.
  28. Bazılarının mezhebini dinin üstünde gördüğü mevzudur. He kardeşim öyledir! Hz Ali den başka kimse Resûlallah a iman etmemıştir. Sahabesı hakkındaki hadislerde uyduruktur haşa ve haşa.
    2 ...
  29. 18.
  30. Evet arkadaşlar bana güvenmeyin zaten azıcık açıp okuyun, araştırın kimin ne olduğu ortadadır. Bana özelden mesaj atanlara bizzat ehli sünnet kaynaklarından delil gösterebilirim. Hodri meydan!
    3 ...
  31. 17.
  32. Allah affetsin, elindeki soğanları satamayan bir adam için "soğan alan cennetten toprak almış gibidir" diye bir hadis uydurmuşluğu vardır. Yalancılığı meşhurdur. Aktardığı hadislere pek güvenilmez. işin tuhaf tarafı ise ehli sünnet kaynaklarında hayatını peygamber efendimiz ile geçirmiş Hz Ali'den kat kat fazla aktardığı hadisi vardır.
    8 ...
  33. 16.
  34. 15.
  35. Tarafsizlik ozgurluk isterken en buyuk hakareti siz yapiyorsunuz! insanlarin inancina hakaret etmek dalga gecmek sizin icin basit degil mi? Siz laikligin yobazisiniz. Simdi istediginiz kadar eksileyin ama vicdaninizi sizlatir insallah. Tabi varsa.
    3 ...
  36. 14.
  37. eleştirenlerin, komiklik yapmak için ona hakaret edenlerin genelinin zındık olması, doğru kişi olduğunu kanıtlayan sahabe, allah ondan razı olsun.
    4 ...
  38. 13.
  39. kendisinden rivayetle en çok hadis uydurulan sahabe. yani falanca kişi gelip diyor ki benim dedem ebu hureyre'den işitmiş ki peygamber şu konuda şunları demiş biçiminde kendisine isnaden onlarca yüzlerce hatta binlerce hadis vardır.
    dolayısı ile hureyre gerçekten yalancı mı idi değil miydi bilemiyoruz.
    3 ...
  40. 12.
  41. "salla salla vur duvara"nın söz yazarıdır.
    deliğe attığı taş 14 asırdır çıkarılamıyor.
    4 ...
  42. 14.
  43. peygamberimizin son 2-3 yılında yanında yaşamış olmasına rağmen 'peygamberimizin sırdaşı' hz. ebubekir ve 'en yakını' hz. aişe den kat kat daha fazla hadis rivayet etmiştir. üstelik ebu hureyre'den nakledilen hadislerin çoğu kader, recm, hz. aişe ile evlilik yaşı gibi en absürd ve islami hükümlere ters olan, hala tartışılan konularla ilgili hadislerdir.

    ebu hureyre ile ilgili ilk rivayet ve tenkitler araştırılırsa hakkında söylenenlerin yukarıda yazılanlarla 180 derece zıt olduğu görülecektir. ama hadisçiler, daha net söyleyişle ehl i sünnet vel cemaat mensupları bu kişiyi ölümüne savunurlar. çünkü onların itikadını kuran değil hadis oluşturur ve bu itikat temelindeki hemen hemen bütün sapık inanışlarının temelini bu kişinin hadisleri oluşturur.
    4 ...
  44. 13.
  45. en çok hadis rivayet eden sahabe olduğundan bir çok eleştirilere hedef olmuş zat'tır. ayrıca bazı kimseler hadislerin tamamını dört halife'nin rivayet ettiğini sanıyormuş ve kendisine çamur atıyorlar. keşke ebu hureyre'nin hayatına bir göz atsa... ebu hureyre suffe'de kalırdı. 4 yıl boyunca peygamber efendimizin baş ucundan hiç ayrılmamıştır. (bkz: ehl i suffe)

    (bkz: http://www.sevde.de/islam_Ans/A/A-2/ashabu_suffe.htm)

    ve ; " (bkz: ebu hureyre nin hadis rivayet etme durumu) "
    1 ...
  46. 12.
  47. emeviler için parayla hdisler uydurduğu pek çok muteber kitapta yazılı sahabe(!)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük