ebu cehil in oğlu ikrime nin islamdan sonraki hali

entry2 galeri0
    1.
  1. Hz. Huzeyfe şöyle anlatıyor: Yermük muharebesinde idim. Çarpışmanın şiddeti geçmiş, ok ve mızrak darbeleri ile yaralanan müslümanlar düştükleri sıcak kumların üzerinde can vermeye başlamışlardı. Bu arada ben de, güç belâ kendimi toparlayarak, amcamın oğlunu aramaya başladım. Son anlarını yaşayan yaralıların arasında biraz dolaştıktan sonra, nihayet aradığımı buldum. Fakat ne çare!... Bir kan seli içinde yatan amcamın oğlu, göz işaretleri ile bile zor konuşabiliyordu. Daha evvel hazırladığım su kırbasını göstererek dedim ki:

    "Su istiyor musun?" Belli ki istiyordu. Çünkü dudakları hararetten âdeta kavrulmuştu. Göz işareti ile de "Çabuk, halimi görmüyor musun?" der gibi bana bakıyordu Ben kırbanın ağzını açtım suyu kendisine doğru uzatırken biraz ötede yaralıların arasında Hazret-i ikrime'nin sesi duyuldu:

    "Su! Su! Ne olur, bir tek damla olsun su!"

    Amcamın oğlu Hâris bu feryadı duyarduymaz göz ve kaş işaretleriyle suyu hemen Hz. ikrime'ye götürmemi istedi. Kızgın kumların üzerinde yatan şehîdlerin aralarından koşa koşa Hz. ikrime'ye yetiştim ve hemen kırbamı kendisine uzattım, ikrime hazretleri elini kırbaya uzaürken Hz. ayyaş'ın iniltisi duyuldu.

    "Ne olur bir damla su verin. Allah rızası için bir damla su!"

    Bu feryadı duyan Hz. ikrime, elini hemen geri çekerek suyu ayyaş'a götürmemi işaret etti. Suyu o da içmedi. Ben kırbayı alarak şehîdlerin arasından dolaşa dolaşa Hz. ayyaş'a yetiştiğim zaman kendisinin son nefesinde kelime-i şehâdeti söylediğini duydum. Benim getirdiğim suyu gördü. Fakat vakit kalmamıştı... Başladığı Kelime-i Şehâdeti ancak bitirebildi. Derhal geri döndüm, koşa koşa Hz. ikrime'nin yanına geldim; kırbayı uzatırken bir de ne göreyim! Onun da şehîd olduğunu müşahede ettim. Bari dedim amcamın oğlu Hz. Hâris'e yetiştireyim. Koşa koşa ona geldim, ne çare ki o da ateş gibi kumların üzerinde kavrula kavrula ruhunu teslim eylemişti.

    Hayatımda bir çok hâdise ile karşılaştım. Fakat hiçbiri beni bu kadar duygulandırmadı. Aralarında akrabalık gibi bir bağ bulunmadığı halde, bunların birbirine karşı bu derece fedâkâr ve şefkatli halleri gıpta ile baktığım en büyük îmân kuvveti tezahürü olarak hâfızama adetâ nakşoldu!...

    Hz. ikrime şehîd olduğunda üzerinde 70'den fazla kılıç ve mızrak yarası vardı.

    ilgili olarak;

    (bkz: hz huzeyfe bin yeman)
    (bkz: ayyaş bin ebi rebia)

    http://ulu.li/u8z2jb
    5 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük