Doğrudur. Tarihte ilk atıflı bilimsel makaleyi yazmıştır. Oxford'dan fahri bilim adami ( yada buna benzer bir unvan) unvanı almıştır.
Ancak cahil denmesinin nedeni bilimsel değildir. Tek tanrı varken putlara tapinmasidir. Bunu inkâr etmesidir. Mâlumu bilmemek cehalettir çünkü.
Ekleme: ulan yorum yok yazıda bir şey yok. Sanki olmayan bir şey söyledik. Hz. Peygamber, amr bin hişam'ın (Ebu cehil) musluman olmasini çok istemiştir. Siz bilmezsiniz tabiî bunları. Kafasına soktugum sığırları.
ebu cehil dediğiniz insan mekke de aristokrat burjuva kesimindendir.
üstelik eğitimli donanımlı biriydi. ebu cehil'in hz muhammed'e karşı çıkması ve islam karşıtı olması allah'ın varlığı-yokluğu tartışması değildi.
üstelik ebu cehil ile hz muhammed arasında ki çekişme ve islam karşıtı olması din eksenli bir kavga da değildi.
zaten hz muhammed mekke de islam'ı tebliğ etmesinin nedeni din, allah var-yok vb nedenlerle de değildi.
hatta ebu cehil başta olmak üzere mekke de islam karşıtı olan bu elit tabaka, hz muhammed'e ve tebliğ edilen islam dinine karşıtlığını "allah bir peygamber inidrseydi bizden birine bu görevi verirdi. yetim birine bu görevi vermezdi. üstelik zenginlikte bizden aşağı biri bu muhammed, hem biz atalarımızın hz ibrahim'in dinini koruyoruz, allah'ın evi kabenin koruyucularıyız. atalarımızın dini hz ibrahim'in dinine en çok biz hizmet ediyoruz" diyorlardı ve paraları soyu makamlarıyla övünüyorlar, peygamberliğe en çok kendilerinin yakıştığını söylüyorlardı.
üstelik ebu cehil din inancı olan inançlı imanlı biriydi ki sonuna kadar atalarının dini için savaşmıştır.
ister bir roman, ister bilimsel bir makele, ister dini bir kitap okuyun ama şunu unutmayın...
eleştirin, soru sorun ve sorgulayın.
allah'ın kitabı allah'ın hükmü eleştiril, allah'a bu niye böyle" diye soru sorulur, sorgulanır mı?
evet, sorgulanır, eleştirilir ve soru sorulur.
bu çıkarımın kaynağı nedir?
allah'ın kendisidir, eğer kur'an doğru ve hak ise, allah'ın kelamı ise bunu bize allah "bakara makara yaptığınız" ayet de anlatıyor.
örn: allah insanı yaratırken melekler allah'ı sorguluyor ve eleştiriyor. allah'a "sen yeryüzünde kan akıtan bozguncu olan birilerini mi yaratacaksın? biz sana yetmiyor muyuz? hatamız ne?" diye allah'ın hükmünü sorgulamışlardı.
peygamberlerin de kalbine şüphe düşmüştü.
örn: musa peygamber inancının tescili için allah'a bana kendini göster demişti (araf suresi) tüm bunlara karşı allah "vay inkarcı, bana inanmıyormusun, bana güvenmiyor musun?" dememiştir ve özgün iradeye, düşünceye saygı göstermiştir.
şeytan bile karşı çıktığında "allah'a yanıldığını göstermek için allah'tan sure istediğinde "hadi bakalım, insanlar sana mı bana uyacak, sen mi haklısın ben mi haklıyım?" dediğinde allah kızıp "vaay nankör şeytan" diye şeytanı yok etmemiş haklı olduğunu göstermek için ona istediği muhledi vermiştir.
ilk önce yazılan metini okunduğunuzda bilişsel sürecinizin farkında olun düşünce inanç açıklama vs her ne ise okunan metinin diyalektiğini çözün. fonem farkındalığı ve fonem anlayışı bilmeden okuduğunuzu anlama imkansızdır.
okuduğunuzda kelimeleri anlamak yetmez, aynı zamanda kelimelerin anlatmak istediği doğayı da algılamalısınız.
bu açıdan bakınca islam din allah ebu chil peygamber vb bir inanç-inançsızlık, din-dinsizlik, allah var-yok tartışmasının ürünü değildir.
din bir inanç değil, davranıştır.
din bir teori değil pratiktir.
elinde ki gücü, geliştirdiğin aklı insanlara zarar için kullanıyorsan sen dinsizsin. senin yüzünden peygamber gelir, din gelir.
elinde ki gücü, geliştirdiğin aklı insanlara yarar için kullanıyorsan senin dinin var ve sen yaratıcıyı adla anıyorsan an, hangi şekilde inanıyorsan inan allah sana peygamber din yollamaz.
Tarihi tarafsız okuyan birinin inkar edemeyeceği bir gerçektir. Ebu Cehil'in gerçek adı (bkz: amr bin hişam)dır ve islam'dan önce Mekke'deki lakabı da (bkz: ebu'l hakem)dir yani ''Bilgeliğin Babası''. Ebu'l Hakem Amr bin Hişam'ın tek suçu, Museviliğin başka bir varyantı olan Müslümanlığa inanmamasıdır ve Kuran'ın Tevrat'ın kopyası olduğunu söylemesidir. Bu konu ile alakalı (bkz: cahiliye diye bir dönemin aslında hiç var olmaması)
Özetle; ne Amr bin Hişam cahildi ne de cahiliye dönemi vardı bunlar tamamen islamcıların tarihi manipüle etmesinden başka bir şey değildir.. Hatta Amr Bin Hişam, cahil(!) olmak bir yana; Abdüluzza bin Abdulmuttalip(Ebu Leheb) ile birlikte döneminin en güvenilen, entelektüel ve sevilen adamlarından birisiydi.
Cehalet ve barbarlık, 1400 yıl önce islam'la başladı, o gün bugündür devam ediyor. Umarım, islamofaşizmin bu zulmü bir gün biter.
yaptığı onca zalimliğe imza atan birisine neden ebu-zalm ( zalimlerin babası ) değil de "cahil" denilmiş.
çünkü, tebliğ olunan bir hakikate karşı - yapacağı hataların sonuçlarını öngöremeyecek bir şekilde - kendince mücadele etmeye çalışmasından ileri geliyordu.