bu vatan sevici hanım ablamız, magazin gazetecileri derneği'nin ödül gecesinde,ahmet kaya'nın ödül almasını müteakiben aşağı yukarı "bir kürtçe klip yapacağım, bunu yayınlayacak yürekli insanların olduğunu da biliyorum, aksi durumda türk halkına nasıl cevap vereceklerini de bilmiyorum" gibi türk halkının'da aslında kürtlerle kardeşlik duyguları içinde olduğunu da vurgulayan konuşması ardından ahmet kaya'ya çatal bıçak fırlatan tayfada arz-ı endam eylemişti.
olayın ardından kendisine uzatılan mikrofonlara da "türk kürt kardeştir ayrım yapan kalleştir" diyerek, bizleri "nasıl yani?" konumuna itmişti. daha biraz önce o dilde yapılacak olan bir şarkının duyurusuna çatal bıçak atan kişi utanmadan halkların kardeşliğinden dem vuruyordu.
neyse, yıllar yıllar geçti. basından okudum: yaptıkları programda bülent ersoy "helal sana be abla" dediretecek bir konuşma yapıp, aşağı yukarı "insanların masa başı politikları için çocuğumu ölüme göndermezdim... o zaman çözüm bulsunlar" gibisinden bir şeyler söylemiş (bana kalırsa bu, sorundan rant-ekmek yiyip bu arada da aklı selim konuşanların ağzına hamaset tıkayanlara karşı güzel bir çıkıştır). işte tam bu esnada ebru gündeş kişisi tekrar devreye girip, yine aynı şekilde, yıllar öncesinde yaptığı gibi, bu konuşmanın üstüne şiddet kokulu hamaset edebiyatıyla yürüyerek "vatan hainliğine" dur demiş. çocuğu olursa da seve seve askerliğe göndereceğini falan söylemiş.
bu iki olayı aynı kareye alıp şöyle bir bakma işini ben bu entryi okuyanların zaten kolaylıkla yapabileceğini düşünüyorum, uzatmıyorum bu faslı.
şimdi hep birlikte, öyle "çocuğum olsun" gibi soyut şeyler yerine ebru gündeş'ten kardeş, kuzen gibi akrabalarını gönüllü olarak çukurca, gabar gibi yerlere göndermesini, canı feda eden insan malı haydi haydi feda eder diyerekten ebru gündeş'in tüm ama tüm malvarlığını da devlete bağışlamasını beklemeliyiz diye düşünüyorum.
şimdi yakın gelecekte ebru gündeş'in çocuğu falan olursa, olurda hakkari'ye komando olarak yazdırmazsa, sınır ötesi operasyon olursa yollamazsa, ona şimdiden güzel sözler hazırlamakla meşgul olacağım. arz ederim.
yazdığım girdiden dolayı eksi yememe neden olan ve bu yüzden nefretimin kat be kat arttığı iğrenç bir sese sahip canlı. kendisi magazin gazetecileri ödül töreninde serdar ortaç ile aynı safta yer almış ve benzer misyonu son olarak bir yarışma programında gerçekleştirmiştir. göğüs uzvunu açıp sergilediği ve metasından kazandığı paralar yetmiyormuş gibi tüyü bitmemiş askerlerin dökülen kanı üzerinden siyaset yapmaya çalışmıştır. eminimki kendisi en ufak bir seferberlik durumunda jipine atlayıp ülkeyi varsa oğlu ve hatta köpek ve kedileriyle terkedecek ilk insandır. ikincisi ise serdar ortaç. bu ülke ve bu insanlar bunun gibi kişilik yoksunu gollum kılıklı kan emicileri çok fazla gördü. nasıl ki bu işten rant sağlayanlar birgün mahkum edilecekse bu halkın vicdanlarında kendisi de bu durumdan nasibini alacaktır. insan olmanın getirdiği birincil görev olan insan ölümlerine karşı olma misyonundan habersiz olduğu için kendisine ajdar için bestelenmiş "mankeni göster" şarkısını gönderiyorum.
memleketini ülkesini seven sıradan türk insanı mantığıyla "oğlum olursa aslanlar gibi askere yollarım." diyen ses sanatçısı.
bunda yadırganacak ne var anlayabilmiş değilim. insanın memleketi için oğlunu feda edebileceğini söylemesi neden yadırganır oluyor artık? yoksa normal türk vatandaşı değil mi bunu yargılayanlar? karar veremedim acaba hangisi?
terörist yandaşlığı yapmaktansa en azından cümleleriyle yardım edip psikolojik destek veren abladır. kimi terörist yanlılarının söylediği terörü yüceltme kapsamındaki cümlelerin dağdaki ayılara yardım edecek kapasitede olduğunu sanmıyorum. şimdi dağılın.
boş konuşanlardan birisidir. böyle tavırları falan öyle iticidir ki tarif edemeyeceğim sanırım. ağır abla ayakları, rajon kesmeler insanın gırtlağını sıkar. son açıklamaları mı? umrumda değil!
şarkıların, son hecesini yutmak gibi büyük bir hata yapan şarkıcı. son heceleri hiç söylemeyerek, ne yapmaya çalıştığını açıklaması lazım. ciddi derecede sinir bozuyor. şarkı yorumlamaya, çok büyük ve muhteşem bir yenilik getirdiğini sanıyor olmalı.
sesini ses olarak kullanabilen, ancak yemek aracı olan çatal ve bıçak takımlarını genel amaç dahilinde kullanmaktan aciz kadın. ahmet kaya'ya ''kürtçe albüm yapacağım'' sözü nedeniyle oturduğu masadan yuhalama çekerek masasındaki çatal ve bıçakları fırlatan, faşizan.
su sıralar gittikce juridaşı bulent ersoy'a benzemeye calıstıgını hissettigim sarkıcı. hadi erkek fatmasın falan tamam ama kadının da bir dogası vardır yani. birinin bu kıza gittigin yol, yol degil, demesi lazım artık.
bulent ersoy?.. idol?.. cık!
her seyi gectim, insan o dolgun goguslerinden utanır. haksız mıyım? degilim. oyle degil mi ebru?
zamanında akçakoca'da bir gece yarısı bir tesiste karşılaştığım insan..
yakından hiç uzaktaki gibi durmuyor olan insandır.
öyle ki kendisi oldukça küstah ve kendini beğenmiştir.
abartılı mimik ve hareketleriyle bülent ersoy'un yolundan gitmeye kararlı olduğunu gözlemlediğim, sadece şarkı söylese konuşmasa can feda, her konuştuğunda ah bir yanımda olsada ağzına şöyle -kendi tabiriyle leziz bir şaplak atsam diye içimden geçirdiğim kaçak kadın.
erkeğin ince seslisinin kadının tok seslisinin makbul olduğu camianın gözümüze gözümüze soktuğu, sürekli evlenen, nişanlanan ya da uche'lenen şarkıcı kişi.
adı en ünlü roman sanatçı listesinde bulunan sanatçıdır. ötelemek gibi olmasın ama ahmet kaya' ya da en büyük tepkiyi bu kadın göstermişti. bunun bir de iranlı kocası var.
ne sesini ne de şarkılarını ne de başka bir şeyini sevmediğim, ancak yaptırdığı makyaj sebebiyle kendisinden tiksinmeye* başladığım şarkıcı kişi. yok yani, karşıdaki insanın o abartılı göz makyajına bakarken dahi gözleri ağrımaya başlıyor. kafası zonkluyor. bir insan o kadar boyayı suratında nasıl taşıyabilir?* güzellik konusunu hiç açmıyorum farkındaysanız.****
