an itibariyle 'entel dantel' konuşacağım diye saçmalayan kişi... müzik soundu?... puhaha... sen git bonobo, bill laswell, prem joshua dinle de çok sesli 'müzik'; hem popüler hem sanatsal zevki 'harmanlamak' nasıl olurmuş 'duy' ebru hanım diyorum kendisine. bir de şu inciyi 'kimsenin eleştirisini dinleyecek değilim, halk eleştirir, benim alanımda dünyada nereye gelinirse bu albümle o noktaya geldim, hıh!' 'yumurtlaması' ile tahsil, mental derinlik ve entellektüel(!) düzeyini ortaya koymuş derin 'saundlu' insan... görecelilik de bir yere kadar selami abi...
ilk çıktığı zamanlarda, bir deri bir kemik formundan oluşurken, estetik denen içi boş, kofti mucizeyle, ufaktan ufaktan yanındaki azman olan bülent ersoy'a benzemeye başlamış, programlara çıkmadan önce kaç kat astar, kaç kat boya attırdığına merak ettiğim, millete ahkam kesmek için, ortalık yerlerde ''jüriyim'' diye dolaşsa da, ses olarak söylediği şarkıların hakkını veren şarkıcı kişilik...
son albümünde Sezen Aksu sihirini keşfetmiştir.Artık Ebru Gündeş kızımız da 3 şarkı Sezen Aksu'dan 5 şarkı diğerinden yapıp albüm çıkartanlar arasına katılmıştır.
1993 yılındaki haline göre adeta evrim geçirmiş kadın şarkıcıdır. eskiden daha güzel söylüyordu ancak varlığı yokluğundan daha iyidir. beyin kanaması geçirdiğinde herkes üzülmüştü.
japon görünümlü türk sanatcı. eski sevgililerine dönen sanatcı. aşk acısı çeken sanatcı. yok yok bu kızda pardon kadında. ama seside güzel ''yiğidi öldur hakkını yeme'' demişler.
bacaklarinin arasi cok acik oldugundan midir nedir, durusu hep kabadayi bir erkegi andiran ve bu yuzden en guzel elbiseler bile ustunde bir garip gorunen, bir dizi estetik operasyonla gunumuzdeki halini almis olan, son gunlerde balik etli olma yolunda hizla ilerleyen ve roportaj verirken insanda 'ya ebru lutfen sen konusma, sadece sarki soyle' deme istegi uyandiran oldukca kro tavirli kadin.
ne sesini ne de şarkılarını ne de başka bir şeyini sevmediğim, ancak yaptırdığı makyaj sebebiyle kendisinden tiksinmeye* başladığım şarkıcı kişi. yok yani, karşıdaki insanın o abartılı göz makyajına bakarken dahi gözleri ağrımaya başlıyor. kafası zonkluyor. bir insan o kadar boyayı suratında nasıl taşıyabilir?* güzellik konusunu hiç açmıyorum farkındaysanız.****
erkeğin ince seslisinin kadının tok seslisinin makbul olduğu camianın gözümüze gözümüze soktuğu, sürekli evlenen, nişanlanan ya da uche'lenen şarkıcı kişi.
adı en ünlü roman sanatçı listesinde bulunan sanatçıdır. ötelemek gibi olmasın ama ahmet kaya' ya da en büyük tepkiyi bu kadın göstermişti. bunun bir de iranlı kocası var.
abartılı mimik ve hareketleriyle bülent ersoy'un yolundan gitmeye kararlı olduğunu gözlemlediğim, sadece şarkı söylese konuşmasa can feda, her konuştuğunda ah bir yanımda olsada ağzına şöyle -kendi tabiriyle leziz bir şaplak atsam diye içimden geçirdiğim kaçak kadın.
zamanında akçakoca'da bir gece yarısı bir tesiste karşılaştığım insan..
yakından hiç uzaktaki gibi durmuyor olan insandır.
öyle ki kendisi oldukça küstah ve kendini beğenmiştir.
su sıralar gittikce juridaşı bulent ersoy'a benzemeye calıstıgını hissettigim sarkıcı. hadi erkek fatmasın falan tamam ama kadının da bir dogası vardır yani. birinin bu kıza gittigin yol, yol degil, demesi lazım artık.
bulent ersoy?.. idol?.. cık!
her seyi gectim, insan o dolgun goguslerinden utanır. haksız mıyım? degilim. oyle degil mi ebru?