sayın hocam onur sungur tarafından daha fazla bilgilendirildiğim virüs. kendisi konu hakkında şunlardan bahsetti:
ebola 40 sene önce ortaya çıkmış bir virüs, çok kısa sürede öldürmesi nedeniyle hastalığa yakalanan kişiler üzerinde çalışmaya bile fırsat olmadığı için bugüne kadar aşısı geliştirilemedi. dünya sağlık örgütü, az gelişmiş ülkelerde sağlık verilerinin iyi tutulamaması nedeniyle gerçek ölüm sayısının bildirilen sayının 2-4 katı olabileceğini ve toplam vakanın 20 bini bulabileceğini söylüyor. salgının 6-9 ay içerisinde kontrol altına alınması öngörülüyor. 1976 yılında bu virüsten 431 kişi ölmüştü. şu anki salgın seyahat, ulaşım, turizm, taşımacılık, ticaret imkanlarının da gelişmesi nedeniyle bugüne kadar görülmüş en büyük ebola salgını. dünya sağlık örgütü klasik oyunlar oynayıp virüsü kendileri üretip piyasaya yayıyor demek biraz fazla komplo teorisi gibi geliyor bana. sonuçta ortada bir salgın var ve bu ciddi bir mesele. dünya sağlık örgütü'ne de güvenmeyeceksek vay halimize.
insanlarda ve insan dışı primatlarda viral hemorajik ateş şeklinde ciddi hastalık formlarına yol açan virüstür. ishal, kanama, deri döküntüleri ve yüksek ateşe neden olur. Adını, Afrika'daki bir nehirden alır. Bulaşıcıdır. Kontrol altına alınmazsa salgınlar görülür. Hastaların (hayvanlar başlıca maymun ve meyve yarasaları) kan ve vücut sıvıları ile bulaşır. Hava yoluyla bulaşma tespit edilmemiştir.
ebola virüsü türkiye'nin gündemine dünya'nın gündemine nazaran neredeyse hiç girmedi. afrika merkezli olarak dünya'ya yayılan bu virüs şüphesiz türkiye için de bir tehdit oluşturmakta. kuş gribi vakasında yaşadığımız gibi ilerleyen günlerde haberlerde ''ebola virüsü şüphesiyle hastaneye kaldırıldı bla bla'' tarzı haberler görmek mümkün olabilir insanlar için. ve bu tek bir vaka ile kalmaz gün geçtikçe artan vakalara da sebep olabilir.
demem o ki, umarım üst düzey yönetici takımları bu virüs bizi etkisi altına almadan ''neler yapılabilir?''in sorusuna şimdiden cevap verebiliyorlardır.
ayrıca 4 bine yakın kişinin ölümü söz konusu bu virüs yüzünden.
afrika zaten unutulmuş kıta.
bu virüs eğer ki avrupa'ya yayılmasaydı adamların yaşam varlığını tehdit eden bu virüsle ilgilenen dahi olmayacaktı.
ne yazık.
4 bin kişinin ölümüne neden olan hastalık.
ebola'ya karşı geliştirilen aşı hayvanlar üzerinde %100 etkili olmuş. aşılanan hayvanlar virüsten etkilenmeöiş. artık insanlar üzerinde de denenecek.
Bazılarının cahilliklerini yine gözümüze soktuğu virüs. Ev yapımıymış. okumazsan yandaş basının saçmalıklarına inanırsan böyle olur.
1975'te keşfedildi bu virüs ve adını da bir nehirden almaktadır. O zamandan bu zamana da dört büyük salgına sebep oldu. O tarihte veya salgınlarda kimse ev yapımı demiyordu ama, 2014 model mi ev yapımı olan? Hala sadece müslümanları veya dünya nüfusunu azaltmaya yönelik olduğunu söyleyen safsalaklar var. Kimisi de domuz virüsü olarak adlandırıyor, virüsün vücuda girmesi bile haram. Bunu savunan da ahmet maranki denen şarlatan. Anlaşılan kendisine hak veren zavallı bir kitle var.
E o zaman ortaçağ'da avrupayı neredeyse kurutan veba veya 19. yüzyılda tüm pasifik okyanusunu kıran sıtma da ev yapımıydı. Belki onları osmanlılar yaydı kimbilir ha?
Türkiye işte bu kafalar yüzünden freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor.
Bilim dünyası gizli gizli ya teneffüs yoluyla bulaşacak şekilde evrim geçirirse paniğiyle kaskatı kesilmiş durumda. Malum şimdi sadece vücut sıvılarıyla veya ebolalı hastaların yoğun şekilde kullandığı havlu, çarşaf ıvır zıvıra dokunmakla geçiyor.
Fakat virüs o kadar hızlı mutasyona uğruyor ki kimse ortalık paniğe bogulmasın diye ses etmese de havadan solunum yoluyla bulaşması halinde neler olabileceğini hayal bile edemiyor.
Avrupa'da ilk vaka ispanya'da rastlanmıştır. Yani ilk vaka derken, yurtdışında hastalık kapıp da ülkesine getirenleri saymıyoruz, ispanya'da yaşayıp hastalanan bir insandan bahsediyoruz. ispanyol bir misyonerin tedavisi sırasında hastalık kapan bir hemşire söz konusu. Bilmiyorum Avrupa nasıl bir reaksiyon gösterecek ama şu an ispanya'da bir panik havası hakim.
ABD'De bulunan tedavi edici serum ABD'li hastayı iyileştirirken ispanyol misyonerde işe yaramamış çünkü virüs, vücutta sürekli mutasyon geçiriyormuş.
''biz türküz bize bir şey olmaz'' mantığıyla olsa gerek medyamızda pek de yer bulmayan hastalıktır.
hani 150 milyon yolcu kapasiteli havalimanı yapıp aktarma noktası olmayı hayal edenler acaba bulaşıcı hastalıklar için sıçrama tahtası olan havalimanlarının bu yönlerini de hesaba katıyorlar mıdır? katmıyorlardır değil mi?
şimdilik sıvı alış verişiyle geçen bir kan hastalığı olsa da virüs mutasyona uğrayıp teneffüs yoluyla da bulaşabilir deniliyor.
dikkatli olmak lazım özellikle afrikalı vatandaşlar ya da göçmenlere bir tarama yapılsa iyi olabilir.
hastalık kontrol merkezi'nin (cdc) atlanta'da bulunmasından dolayı, hastalığa maruz kalan amerikalı doktor ve misyonerlerin atlanta'daki emory üniversitesi'nde tedavi edilmesi dolayısıyla, georgia ve amerika'nın geri kalanında ufak çaplı bir korku krizine sebep olmuş illet. gerçi ilginçtir ki ne zaman amerikalı bir doktor hastalığa yakalanıp atlanta'ya getirildi, ebola için de anti-virüsler bulunmaya başlandı. tedavi gören doktor, hastalığı atlatmış. tabi emory üniversitesi'nde sırf bu illet için özel yaptırımlar olmuş. diğer kurumlar da, hastalığın yayılmaması için yaptırımlar uygulamakta. mesela kendi okulum da içlerinde olmak üzere bazı üniversiteler batı afrika'ya gidecek olan öğrenci, çalışan, ve profesörleri hiçbir şekilde finansal açıdan desteklemiyor. ayrıca, batı afrika'dan yeni gelen şahısların da en yakın kliniğe ya da hastaneye gidip muayene olması koşulu var. tabi havaalanında zaten direk karantinaya alınmıyorlarsa ki çok da büyük bir olasılık.
salgın hastalıktır. ciddiye alınmalıdır. gözden burundan kulaktan kan gelerek yüksek ateş ve kusmayla öldürüyor zannedersem. kişisel temizlik. elleri daimi sabunlama ve yemekleri iyice pişirerek yemek önlemlerdendir.
istanbul'da havaalanında rahatsızlık emareleri göstermesi nedeniyle dün bu hastalık şüphesiyle müşahade altına alınan afrikalı hanımda (ve yanındaki çocuğunda) tetkikler sonucunda rastlanmamış tehlikeli hastalık.