Bu arada ölüm süresi kısa diye güvenmeyin. Birincisi ölülerin salgılarından bulaşma riski hasta canlı haldeyken bulaşma riskinden çok çok daha yüksek. ikincisi ebola riskinin insan vücudu haricinde ne kadar yaşadığına dair bir bilgi yok. Mesela grip mikrobu iki saat yaşayabiliyor ama ya ebola? 24 saat? iki hafta??
En kötü keşif de insana AIDS'le (HIV virüsü) akraba mı sorusunu sordurtuyor: iyileşenlerin sperminde üç aya kadar yaşayabiliyor. Bu yüzden iyileşenlere kesinlikle prezervatif kullanmaları, ya da en az 3 ay cinsel ilişkiye girmemeleri tavsile ediliyor.
Kongo'da bir şekilde yeniden hortladı.
Altyapı o kadar çürük, insanların cahilliği de o kadar yüksek ki napıp edip bir şekilde o ormanlardan diğer kıtalara taşımayı başaracaklar bu hastalığı. o zaman tam bir katliam olacak. Geçen sefer ispanya, isviçre ve ABD'de bir iki küçük vakayla atlatılmıştı bu sefer kentsel Ebola diye bir şeyden bahsediyorlar, virüsün daha güçlü bir şeklinden, Avrupa'ya bir girse veba gibi italya'dan girecek Moskova'dan çıkacak arada bizi de götürecek çünkü bulaşma riski çok çok yüksek. Bir metrobüse ebola virüsü atsanız on dakika içerisinde herkes Ebola olabilir.
Merck bir aşı geliştirmiş daha henüz laboratuvar dışı denenmemiş. adeta hastalarda kullanılarak denenecek ama umutlar yüksek.
Çünkü ebola çok hızlı seyreder. Bir hafta içinde bulaştığı insanı ölüme götürür. Latent dönemi yok denecek kadar azdır. Bu sebeple dağılma aralığı sadece bir-iki gündür.
Yani, bulaştığı adam hemen iptal olduğundan çevre üzerinde pek bir etkisi olmuyor. Kireçleyip gömüyorsun. Yerine göre yakılabiliyor da.
nasıl bulaştığı net bilinmeyen , ilerleyen evrelerinde , ağız göz kulak hatta serum deliklerinden kan gelmesine neden olan ve afrika dışına taşmış olan hastalık. ek: klinik bulguların ortaya konması aidsten öncedir yani 1976da ortaya Çıkmıştır.
world bank' in borc silmesi ardından, imf' in de destekledigi , pardon gözden kaçırdık epidemisi. who ısrarla, aylarca ortada sorun olmadigini açıklamış, bu arada virus kontrol disi yayılmıştır. herkes suçu birbirine attıktan sonra salgina maruz kalan hükümetlerin borçları silinmistir. hepimize gecmis olsun.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre ancak 2015 sonunda kontrol altına alınabilecektir. Yani gündemden düşme gibi bir durum yok sadece ateş düştüğü yeri yakarmış hesabı şu an hala Atlas Okyanusu'na kıyısı olan Ortabatı Afrika ülkelerini kasıp kavurmakta.
Allah korusun bizde bir vaka çıksa, bu kadar öpüşüp koklaşan, kol kola gezen, evlerde haddinden fazla sayıda yaşayan insanların bulunduğu, toplu taşıma araçlarının balık konservesi gibi olduğu ve sağlık hizmetlerinin yerlerde süründüğü ülkemizde en azından istanbul'da bayağı ölüme sebep olur, o zaman da tek gündem maddesi kalır zaten.
fujifilm'in eczacılık alanındaki şirketi tarafından Favipiravir olarak bilinen ilacın Avigan ismiyle geliştirilmesinin ardından tarihin tozlu sayfalarındaki yerini almaya hazırlanan virüs. japonlar da olmasa ayvayı yemiştik.
Nijerya'da son bir buçuk aydır yeni vakaya rastlanmayan hastalık. Böylece en azından bu bölgede artık kontrol altına alındığı söyleniyor. Bu iyi naber.
Kötü haberse Gine'de anası ölen bir bebeğin saatlerce otobüs yolculuğundan sonra vardığı mali'de ebola olduğunun anlaşılması. o sırada insanlar acıdıkları için en az 40 kişi bebekle ilgilenmiş. Bunların hepsi karantinada. Yani hastalığın etkilediği coğrafi alan bir parça daha genişledi.
Kanada ve Rusya'da bilim adamlarının bu hastalığın tedavisine yönelik yapmış oldukları aşı çalışmalarında başarılı sonuçlara ulaştıkları haberlerde yer alıyor. En geç 2015 şubatında tam tedavi edici aşı piyasaya sürülecekmiş. Afrikalılar avladıkları yarasa ve maymunları yedikleri için bu hastalığa yakalanmışlar.
Afrika'nın sömürülmesi için yapay hastalıklara gerek olmadığından doğal yollardan yani yarasaların ve jungleLardaki hayvanların etlerini yiyen afrikalılardan yayılan hastalık.
Bu kadar paranoya sadece Türkiye'ye özgü mü merak ediyor insan. Bu hastalık 1976'dan beri ortalıkta. Afrika 1600lü yıllardan beri sömürülüyor. Soruyorum Ortaçağ'da Avrupa'yı kırıp geçiren veba Osmanlı üretimi miydi?
Bazen hakikaten aklımızı tam kullanamıyoruz gibi geliyor.