bir kutsanmışlık var serzenişinde; bir yakınmalı hal, isteklerinde.
ne uzatan ne de kısaltan aslında, olduğu yerde mi yoksa durduran? yok, bana sorma; bilsem, bu kelamla başlamazdım kelime başlığına.
aslında bir parça herkesin istediğinden, ama bilincin idraki ile sürekli kaçınılan. hep isteriz ya ölümsüz olmayı, kendimizi kandırırız oysa, ölmeleri hep en sona bırakarak ve aslında mutlu sona ulaşmayı arzulayarak. işin gerçeği yatar ebediyette.
sınırı herkesçe farklı olan ve kalan.
aslında onun dahi bir sınırı olan;
pılımı pırtımı alıp gidip artık orda bulunmak isteiğim yer. arkamdan da tek lafları 'ebediyete intikal etti' olur. dert tasa yokmuş gibi duruyo ohh ne güzel..