paralel evrendeki kendimi gördüm. durumumu sordu ve çok mutlu oldu. bana şöyle dedi, "olum ben öyle bir dua ettim ki, tutmuş lan sende."
-ne duası ettin la?
burada biri hayatımın ağzına sıçtı, hala acısı yüreğimde, düşünüp düşünüp ağlıyorum, sik gibi günlerim geçiyor, sonra söyle serzenişte bulundum:
+ keşke seni tanıyacağıma, ömür boyu yalnız kalsaydım.
- bu mu şimdi duan, olum senin yüzünden yalnızım bak, küfredeceğim sana, çabuk düzelt durumu.
+ senin iyiliğin için bu.
- ya abicim sen ne karışıyorsun benim yalnızlığıma, nerden çıktın sen paralel evren mevren. beni mi bulur böyle skindirik şeyler.
+ çok büyük konuşma, bir gün sen de benim gibi böyle bir dua etmek isteme.
- manyak mısın sen kardeşim, gelmişsin bana ders veriyorsun?
bir anda kayboldu paralel evrendeki ben. düşündüm sonra, yalnızlığım ebediyse, kasmaya gerek yok. yat uyu olum dedim kendime, ne işin var yat uyu.
lan o değil de tekrar gelse paralel evrendeki ben, iki muhabbet etsek yine. belki tavla falan da oynarız.
iste bu "o" dediginiz insan hayatinizdan ciktiktan sonra, daha dogrusu o sizi gonlunden cikardiktan sonra baslayacak olan surectir. bir kere bulmussunuzdur yapbozun eksik olan parcasini, digerleri uymaycaktir. goze baticaktir. bir iki defa deneyceksinizdir uydurmayi ama her seferinde, her denemede biraz daha usanacaksiniz... uslanmayacaksiniz. ebediyen onun yokluguyla kavga edip, yalniz kalacaksiniz. budur.