sonra "alayınız sahtekarsınız. din kültürü dersi filan değil sünni islam propagandası dersi dayatıyorsunuz zorla" deyince kızıyorlar.
neye kızıyorsunuz a sahtekarlar?
sizde gerçekten din kültürü dersi verecek yürek var mı? her inanışı veya görüşü, o inanışın, görüşün orjinal tezleriyle, çarpıtmadan, kendi pisliğinize bulamadan çocuklara aktaracak cesaretiniz var mı?
yok, çünkü korkuyorsunuz.
ebleh olduğunuz için şu kadarını bile düşünemiyorsunuz: madem dinim diğer din ve görüşlerin düzgün aktarılmasıyla zarar görecek kadar zayıf, öyle ki o din ve görüşleri yalanlara bulamamız gerekiyor takdim etmeden önce, o zaman hak din üzerinde olamam. çünkü hakkın yalana ihtiyacı olmaz, ancak batıl yalanla savunulmaya ihtiyaç duyar.
Yobazların pis yalanlarından ibarettir çünkü dinlerinin ayakta kalmak işin yalana ihtiyacı var. Çünkü dinleri batıl ve de yalan.
Diyorlar ki batan gemide, düşen uçakta ateist olmaz. Nereden biliyorsun a yalancı papaz, nereden? Konuyla ilgili bir araştırma mı yaptın? Kaza geçirenler arasında anket filan? Sonuç böyle mi çıktı? Hangi bilimsel dergide yayınladın bu çalışmayı?
Diyorlar ki ateizm insan fıtratına ters. Hayırdır? işte o kadar üniversiteniz, fonunuz var, bu yalanı doğrulayacak bir araştırma yaptınız da bizim mi haberimiz yok?
işte bunların inançları bu kadar... Ancak yalanla mastürbasyon yaparak besleyebiliyorlar... Ancak bacak kadar çocukları istismar ederek, korkutarak ayakta tutabiliyorlar.
Bununla beraber, Allah ve Rasulü bir işe karar verdiği zaman, gerek inanan bir erkeğin gerek inanan bir kadının kendilerine ait bir işte tercih hakları olamaz. Her kim Allah'a ve peygamberine asi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.
(AHZÂB 36. Ayet)
Hani bir zamanlar Allah'ın kendisine ikram ettiği, senin de iyilikte bulunduğun kişiye diyordun ki: "Eşini bırakma ve Allah'a karşı saygılı ol!" Ama Allah'ın açıklayacağı şeyi sen içinde saklıyordun; zira insanlardan çekiniyordun: oysa ki kendisinden çekinmen gereken sadece Allah'tı. En sonunda Zeyd o kadınla ilişkisini tamamen kesip boşayınca Biz onu seninle evlendirdik ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kesip boşadıklarında kişilerin onlarla evlenmelerinin önünde hiç bir engel bulunmasın: sonuçta Allah'ın emri yerine gelmiş oldu.
(AHZÂB 37. Ayet )
Allah’ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda, peygambere bir darlık/sıkıntı yoktur. Daha önce gelip geçen peygamberler hakkında da, Allah’ın kanunu böyledir. Allah’ın emri kesinleşmiş bir hükümdür.
(AHZÂB 38. Ayet)
Ahzab 37. Ayetin sonunda gerekçe açıklanmıştır.
Ey Peygamber! Hanımlarınızı boşayacağınız zaman iddetlerini gözeterek boşayınız ve bekleme sürelerini iyice hesap ediniz. Rabbiniz Allah'a saygı duyunuz. Apaçık bir hayâsızlık yapmış olmadıkça onları evlerinden çıkarmayınız. Kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah'ın koyduğu sınırları aşarsa, aslında kendisine yazık etmiş olur. Bilemezsin ki, belki Allah bundan sonra yeni bir durum ortaya çıkarıverir.
(TALak1. Ayet)
Sürelerinin sonuna ulaştıklarında onları ya uygun biçimde tutunuz yahut onlardan uygun biçimde ayrılınız. içinizden âdil iki kişiyi şahit tutunuz ve şahitliği Allah adına özenle yerine getiriniz. işte, Allah'a ve âhiret gününe inananlara öğütlenen budur. Kim Allah'a saygı duyarsa, O, kendisine bir çıkış yolu yaratır.
(TALÂK 2. Ayet)
ve hiç beklemediği yerden onu rızıklandırır; ve her kim Allah'a güvenirse, artık O ona yeter: Şüphesiz Allah emrini gayesine erdirendir; doğrusu Allah her bir şey için bir ölçü/kader koymuştur.
(TALÂK 3. Ayet)
(Yaşlılıklarından ötürü) Âdetten kesilen kadınlarınızın (bekleme süresinden) şüphe ederseniz, (bilin ki) onların bekleme süresi üç aydır. Henüz âdet görmeyenler de böyledir. Gebe olanların bekleme süresi, yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan korkarsa (Allâh) ona işinde bir kolaylık yaratır.
(TALÂK 4. Ayet)
Işte bu, Allah’ın size indirdiği emridir. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah onun kötülüklerini örter ve onun ödülünü büyütür.
( TALÂK 5. Ayet )
Talak süresinin ilk beş ayetinde boşanmanın kadına zarar verilmeden, hakkı korunarak nasıl yapılması gerektiği anlatılıyor.
işte bu yüzdendir ki israiloğullarına (Tevrat'ta) şöyle bildirmiştik: “Kim bir canı, başka bir cana ya da yeryüzünde fesat çıkarmasına karşılık olmaksızın öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir adamın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış olur.” Andolsun ki; onlara, peygamberlerimiz apaçık delillerle geldiler. Sonra, onlardan birçoğu, bu ayet ve mucizeler geldikten sonra, yine de yeryüzünde fesat çıkarmaya ve azgınlık etmeye devam ettiler.
(MÂiDE 32. Ayet)
Allah'a ve Rasulü'ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (adil) bir karşılıktan ibarettir. Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; ahirette ise korkunç bir azap beklemektedir;
(MÂiDE 33. Ayet)
Ancak onları ele geçirmenizden önce (kendiliğinden teslim olup) tevbe edenler bunun dışındadır. Artık Allah'ın çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olduğunu bilin.
(MÂiDE 34. Ayet )
Fesat çıkarmak için Sizinle savaşanlarla siz de savaşın, tevbe ederlerse affedin diyen ayetlerdir.
Allah'ın yol gösterdiği, gerçeğe varmıştır; saptırdıkları ise hüsrana batıp kalmıştır.
(A'RÂf 178. Ayet)
Hiç kuşkusuz; cin ve insanın suçlularından birçoğunu (hakedenleri) cehenneme atarız. Kalpleri (akılları) vardır ama onunla ince ve derin düşünmüyorlar. Gözleri vardır ama onlarla görmüyorlar, kulakları vardır ama onlarla işitmiyorlar. işte onlar hayvanlar gibidirler, hatta daha da şaşkındırlar. işte onlar gafillerdir.
(A'RÂF 179. Ayet )
En güzel iSiMLER Allah’ındır. Öyleyse, O’na bunlarla dua edin/O’nu bunlarla anın! O’nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları terkedin! Onlar yaptıkları şeylerin cezasını çekeceklerdir.
(A'RÂF 180. Ayet)
Allah'ın emirlerine uymazsan cehenneme gidersiniz diyen ayetlerdir.
Allah iman ettiğiniz için sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost/veli edinmekten men eder. Kim onları veli/dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
(MUMTEHiNE 9. Ayet )
Ey iman EDENLER! Mümin kadınlar muhacir (hicret etmiş) olarak size geldiklerinde, onları(n gerçeklerini açığa çıkarmak için) imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz (imtihan neticesinde), onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kâfirlere helâl değillerdir. Kâfir(erkek)ler de müslüman hanımlara helâl olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. (Kadınlar aldıkları mehri geri vererek, boşanma haklarını kullanabilirler). Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik kadınlarınızın nikahlarına tutunmayın. Onlara harcadığınız mehri isteyin. Kâfirler de istesinler. Bu Allah’ın hükmüdür. O aranızda hüküm veriyor. Allah bilen ve doğru hüküm/karar verendir.
(MUMTEHiNE 10. Ayet)
Eşlerinizden kâfirlere kaçmış olanlar olabilir. Saldırgan kâfirlerle savaşmak zorunda kalır, yener ve ganimet alırsanız, onlardan (kâfirlerden) eşleri sizin tarafa kaçmış olanlar için, mehirlerini kocalarına iade edin. (Bizim eşlerimiz de sizin tarafa kaçmıştı, diye mazeret öne sürmeyin) ve inandığınız Allah’a karşı gelmekten sakının.
(MUMTEHiNE 11. Ayet )
Savaş sırasında gelen ve giden kadınlarla ilgili ayetlerdir.
bunlar din öğrettiğini sanıyor insanlara ama dini öğretmek için insanlık tarihinin derinlerine inmek gerekiyor.
yahudiligin nasıl ortaya çıktığı gibi konuların anlatılması gerekiyor. fakat sadece mal mal yapılması gereken şeyleri nedenini anlatmadan söylüyorlar.
ne dendiğini tam olarak okumadım ama umarım ateist bir beyinin düşük zekası, idrak kapasitesi hakkında alaycı ifadeler kullanmışlardır.
bunun yanında kişilerin ateist olma sebepleri olarak bağnaz ve inatçı kişilik yapısına sahip olmak, reddettikleri şey hakkında derinlemesine ve tarafsız bilgi sahibi olmamak, onun yerine kopyala yapıştırdan ibaret dini bilgilerine cevap niteliğinde olan açıklamalara karşı kör bir önyargıya sahip olmak şeklinde işlenmiştir umarım.
işte o zaman çocuklara gerçek ve samimi bilgiler verildiğine kanaat getiririm.
çünkü anca zeka ve idrak kapasitesi yerlerde olan birisi ateist olabilir. hayatta kimse alaya alınmamalı sadece inatçı beyinsizler dışında...