--spoiler--
çooook uzun bir film.
ancak sıkılmadan izledim.
kopuk kopuk bir sürü güzel sahnesi var. dönüp baktığında noldu şimdi dendiğinde , bir kurgunun olmadığının farkına varıyorsunuz ve aklınızda kalan tek güzel ayrıntı javier bardem oluyor.
bir de; güç içimizde. ( special thanks to cem yılmaz. )
--spoiler--
öyle ya da böyle izleniyor film de açıkçası hiçbir mesajı yok bu filmin. hatta bu filmden bi mesaj çıkaracaksam o da şudur: don't eat don't pray don't love. iç huzur öyle mi aranır lan?
ye dua et sev ama yine de mutlu olma. ye dua et sev ama yine de tatmin olma. ve git "ye dua et sev" adlı sikindirik bir kitap okuyarak/film izleyerek hayatının anlamını bulmaya çalış. 21. yüzyıl insanının tanımı ahanda bu.
hülya rabırt filmin sonunda, o adaya gidip havyar badem'le birkaç gün düzüştükten sonra tatminsizliğine kaldığı yerden devam ediyordur... inanmayan gitsin baksın. ya da yesin dua etsin sevsin.
normal bir insanın yaptıklarını isim olarak almış yeni kitap, film.
insan yemek yer, inançlıysa dua eder ve mutlaka birilerini sever. yani anlayacağınız şaşırılacak bir tarafı yok. tipik kapital kitabı. sazanlarda buna atlar tüm dünya da "offffşşş ne muhteşem eser" diyerekten.
yemek yemek icin illa italya'ya gitmek icin bir nedenimizin olmadığı için şükretmenize yol acabilecek film'dir.
guzel ulkemde lezzeti arayanlar icin iskembecinin yolunu tutmak kafi, limonlu beyin salata, kelle ve tuzlamadan oluşacak bir trio en demli bunalımların bile ustesinden gelmeye yeterdir.
italya ve bali'nin olduğu sahneler güzel hindistandaki sahneler sıkıcı. çok uzun bir film. bol bol julia roberst izledik o koskocaman ve muhteşem gülüşü olmasa dizlerimin ağrısına dayanamazdım sanırım.