normal bir insanın yaptıklarını isim olarak almış yeni kitap, film.
insan yemek yer, inançlıysa dua eder ve mutlaka birilerini sever. yani anlayacağınız şaşırılacak bir tarafı yok. tipik kapital kitabı. sazanlarda buna atlar tüm dünya da "offffşşş ne muhteşem eser" diyerekten.
--spoiler--
yapım:2010 ~ abd
tür:dram, komedi, romantik
yönetmen: ryan murphy
oyuncular:julia roberts, james franco, javier bardem, billy crudup, richard jenkins, tuva novotny, viola davis, arlene tur, christine hakim, lidia biondi, luca argentero, ali khan, elena arvigo, james schram, jennifer salt, joe lipari, stephanie danielson
senaryo:ryan murphy, jennifer salt
senaryo (kitap): elizabeth gilbert
yapımcı:brad pitt, julia roberts, jeremy kleiner, tabrez noorani, dede gardner, stan wlodkowski
görüntü yönetmeni:robert richardson
müzik:dario marianelli
filmin websitesi:http://www.letyourselfgo.com
süre:2 saat 13 dk
gösterim tarihi: 08 ekim 2010 (türkiye)
--spoiler--
yeşilçam filmlerine taş çıkartacak klişelere sahip vakit kaybından başka bir şey vermeyen film. hele ki javier bardem böyle bir filmde yer aldığı için utansın.
Yavaş ilerleyen ve 133 dakika süren bir film. Endonezya'nın güney kısmında bulunan Bali adasına vurulmama neden olmuş bir film. IMDB reytingi çok iyi olmamakla birlikte bence güzel bir Julia Roberts filmi *
bir kadın tüm hayallerini gerçekleştirse ne olur sorusunun cevabı midlife-chris devresi başlar diye veriliyor filmde
düzgün bir koca , zenginlik ve başarının el birliği ile bunalıma soktuğu liz gilbert mutluluğu yakalayabilme
amacı ile bir seyahatler dizisine başlar. italya da yemek yemenin sanat kadar ince , anlamlı
ve mutluluk veren sihirini öğrenir.hindistan da meditasyonla birlikte ruhunu temizlemeye çalışır. bali hayalleri gerçekleştirebilmenin önünü açan bir duraktır. romantik mutlu sonlu film kadınların seveceği erkeklerin daha çok
kahredeceği bir yapım.
enteresan olmayan film bir takım turistik yerlerin reklam kampanyası konzeptinin bir parçası olarak da değerlendirilebilir.
--spoiler--
çooook uzun bir film.
ancak sıkılmadan izledim.
kopuk kopuk bir sürü güzel sahnesi var. dönüp baktığında noldu şimdi dendiğinde , bir kurgunun olmadığının farkına varıyorsunuz ve aklınızda kalan tek güzel ayrıntı javier bardem oluyor.
bir de; güç içimizde. ( special thanks to cem yılmaz. )
--spoiler--
Elizabeth Gilbert'in bir konuşmasını izledikten sonra okumaya karar verdiğim kitap. Bir erkek olarak kesinlikle bana hitap etmediğini farkettim kitabın ve resmen dolandırılmış hissettim kendimi. Şimdi bide filmi çıkmış diyorlar.
italya ve bali'nin olduğu sahneler güzel hindistandaki sahneler sıkıcı. çok uzun bir film. bol bol julia roberst izledik o koskocaman ve muhteşem gülüşü olmasa dizlerimin ağrısına dayanamazdım sanırım.
öncelikle aç gidilmemesi gereken film. vallahi julia ablamız bir yemek yiyor, görsen kırk yıllık kıtlıktan çıkmış sanırsın. biz çıkışta koşa koşa bir şeyler yemeğe gittik.
film güzel bir haftasonu geçirmek isteyenlere alternatif olarak düşünülebilir. biraz yavaş da olsa film güzel olmuş. italya sahneleri ve bali hemen uçağa binip gitme hissi uyandırıyor insanda. hindistan için aynı şeyi söyleyemeceğim. söyleyeceğim tek şey; mutluluk içimizde.
yemek yemek icin illa italya'ya gitmek icin bir nedenimizin olmadığı için şükretmenize yol acabilecek film'dir.
guzel ulkemde lezzeti arayanlar icin iskembecinin yolunu tutmak kafi, limonlu beyin salata, kelle ve tuzlamadan oluşacak bir trio en demli bunalımların bile ustesinden gelmeye yeterdir.
ye dua et sev ama yine de mutlu olma. ye dua et sev ama yine de tatmin olma. ve git "ye dua et sev" adlı sikindirik bir kitap okuyarak/film izleyerek hayatının anlamını bulmaya çalış. 21. yüzyıl insanının tanımı ahanda bu.
hülya rabırt filmin sonunda, o adaya gidip havyar badem'le birkaç gün düzüştükten sonra tatminsizliğine kaldığı yerden devam ediyordur... inanmayan gitsin baksın. ya da yesin dua etsin sevsin.
öyle ya da böyle izleniyor film de açıkçası hiçbir mesajı yok bu filmin. hatta bu filmden bi mesaj çıkaracaksam o da şudur: don't eat don't pray don't love. iç huzur öyle mi aranır lan?
Noir ve LAP sürümlerine ait türkçe altyazılarını aşağıdaki linkten bulabileceğiniz, dünyanın farklı yerlerini, dingin atmosferiyle keşfedebileceğiniz güzel bir film. (60 milyonluk bütçeye karşılık 80 milyonluk gişe yapmış, bu tarz bir film için hiç fena değil)
elizabeth gilbert in kitabindan uyarlanmis . film biraz yavas ilerliyor ama cok da skci degil . Filmi izledikten sonra insanin italyanca ogrenip italya ya gidesi geliyor . izlemenizi tavsiye ederim .