ben de bunlardan biriydim ta ki birkaç yıl öncesine kadar. ingilizceyi ilerlettikten sonra anladım ki bu kanallar bizimle dalga geçiyor. tamam halka açık kanallar olduğu için müstehcen kelimelerin yerine daha kibarlarını kullanabilirsin buna itirazım yok ama neden o kelimeyi ya da o cümleyi yokmuş gibi hesap edersin arkadaş? bu kelime oyunlarını özellikle himym ya da the big bang theory gibi herkesin beğenerek izlediği dizilere uygulamaları bana sabotaj kelimesini hatırlatıyor. o gün bu gündür bu kanalları ödül törenleri ve talk showlar dışında izlememeye başladım.
sözün kısası oturup sihirli annem, muck, akasya durağı gibi nadide ve ödülden ödüle koşan yapımları izlemektense yalan yanlış çeviri yapan bu kanalları izlemeyi tercih ederim.
kısa kesen dizileri seven insanlardır. bir bölüm 40 dakika sürer misal closer'da. rahat rahat dava çözülür. ama maaşallah bizimkiler iki saatten önce dizi bitiremiyorlar.
genelleme yapmak istemiyorum ama çevremde bu kategoriden olup bir süre sonra burnu havalarda dolaşan, türk dizilerini izleyenleri aşağılamayı misyon edinen, kendini olağanüstü bir halt zanneden çok tip var.
bunun bir üst modeli: "televizyon izleyen mi kaldı hala yahu"
o insan guruhlarından biri de ben oluyorum sözlük. türkiye'de parmakla gösterilecek kaliteli dizilerin ve programların olması, reyting uğruna her hafta yeni bir dizinin ürediği, sokakta görsen belki yüzüne tüküremeyeceğin insanların ünlü olması ve daha birçok neden.
(bkz: gına geldi artık sözlük)
internet aracılığı ile dizi seyretme rahatlığını kavrayamayan insan grubudur.. reklam koydukları için sinema salonlarından bile soğudum, bu yüzden reklam olan yerde ne dizi film seyredilir ne de sinema filmi. ulan sıçayım reklamlara arkadaş! sinema salonlarında yapmasaydınız bari..