annemdir. amaan türk dizileri çok aglak deyip şeldınlı diziyi izliyor (bkz: the big bang theory) .
ayrıca kameralı dizi (bkz: person of interest) ve trenli dizi (bkz: hell on wheels) favorileri. fakat bunları gün ortamında herkes hürremi anlatırken paylaşamadıgından dolayı çok mutsuz.
ingilizcesini geliştirmeye çalışan birisidir ve yabancı dizilerin kalitesini bu sayede farketmiştir tabi hepsinin kaliteli olduğu düşüncesine kapılmaması gerekir Bu kitle genellikle liseye yada üniversiteye giden öğrenci topluluğundan oluşur.
kötünün iyisini seçmiş türk dizileri baydığı için bi bakem bunlarda ne var deyip kaptırmış kişidir.türk dizilerinden tabiki iyidir.birde ingilizcem gelişsin gitmesin bırakmaın beni mantığı vardır ki ben hakı bokunu kurtarmaz diyen bir büyüğümün sözünü dinleyip yabancı belgesel izliyorum artık.ne gerek var hastalıklı ruhların hastalıklı senaryolarına akıl yormaya. ha bide yabancı dizileri övüp göklere çıkaran tipler vardır ben onları hiç bi zaman anlayamamışımdır.izle geç izle geç kardeşim hayran olunacak neler neler var şu dünyada.bu kadar mı dar senin ufkun?
sonradan neden bilinmez bir vicdan muhasebesiyle gelen edit: yazar bunları yazdıktan sonra farklı farklı diziler olmak üzere 9 sezon dizi izlemiştir.
ingilizcesini çok geliştirmiş insandır. bir süre sonra dizileri ve filmleri alt yazısız izler hatta alt yazılarını kendisi hazırlayacak dereceye gelir. üniversitede de sırtı yere gelmez ayrıca. sınıfta herkes ingilizceyi geçmek için bir tarafını yırtarken o yatarak ve bir tarafıyla onlara gülerek 100'leri çakmaktadır.
(bkz: based on a true story)
takdir etmeyi meziyet zanneden insan haline getiriyor bu kanallar izleyicilerini, kalite gerçekten yüksek evet ama hep kurgu hep hayal ürünü, gerçek dünya öylemi ki?