devlet babanın, vatandaşların başına açtığı türlü derde bir örnek.
geçmiş zaman fon yaratma sıkıntısı ve işleyişteki "bazı" aksaklıkları düzeltmek, sözümona "işleyişi hızlandırmak" adına "e-devlet" diye bir sistem sunuldu insanlara. başlangıçta ve genel hatlarıyla gayet mantıklı, tutarlı bir işleyişi olduğunu da söyleyebiliriz sistemin.
"1 türk lirası" karşılığında postaneden bu şifre ediniliyor, insanlar bu şifreyle basit evrak işlerini halledebiliyor ve kişi başı 1 tl'den(milyon vatandaş hesabıyla) ciddi bir fon oluşuyordu.
günden güne eli güçlenen işveren tayfası da bunu, kendisine bir lütûf sayıyor ve "nasılsa benim çalışanım gidip o şifreyi alamaz" mantığı ile sgk prim ödemelerinde kafalarına göre "giriş-çıkış" yapabiliyor, kıdem tazminatı ödemekten yırtıyor ve yerine göre arada birkaç gün boşluk da bırakarak "çalışan" adamın zaten "göğe toz olarak karışmış" emeklilik hayalini(yaş sınırlaması malûmunuz) sikip atıyordu.
öte yandan sanki çok önemli bir sikimmiş gibi üzerinde "katiyen, asla ve kat'a kimseyle paylaşmayın bu şifreyi" yazan şifreyi alan vatandaş şifresini doğal olarak kimseyle paylaşmıyor, yasal olarak böyle bir hakkı kendisinde görüyordu.
bu da "banka kredilendirme sistemi" içerisinde kendisine yer bulan "sgk prim ödemesi şartının" kontrolü aşamasında zorluk çıkartıyor, evrak üzerinde, bilgisayar ortamında oynama yapan kimi çakallar da bankaları ve dolayısı ile batık kredi fonu üzerinden devleti dolandırabiliyorlardı.
tabi işin ucu devlete dokununca sıkıntı yaşandı hâliyle. ve şimdi bddk'nın da yoğun çabasıyla "bankalara özel sgk kontrol" ekranı açıldı.
vatandaşın kimlik belgesinde yazan bilgilerle sgk'nın internet sitesi üzerinden prim ödemeleri kontrol edilebilir bir hâle geldi.
ve fakat gene de devletin kendi götünü kurtarmak adına yaptığı bu şey, sgk priminde geçmiş zaman yaşanan dengesizlikleri ortadan kaldırmıyor.
peki vatandaşın, yerine göre 650 tl ücret karşılığında kıçında sel giden, metrobüs yolunda sadece metrobüs ile gidebilen(makam araçları da kafasına göre kullanabiliyorlar bu "halkın hizmetine sunulmuş" sınırlı alanı) insanın zararını kim karşılayacak?