gerçekleri söylemek güzeldir'in bir tezahuru. he bazen eş sinirlensin diye yapılır, bazen anne onore edilmek için yapılır. ama hiç bir gelin kayınvalidesi kadar güzel yemek yapamaz. **
densizliktir. ne eşe ne anaya hiçbir kadına sen kötü yemek yapıyorsun denmez. zira kadınların yüzde %99,7'si kendi yemekleri beğenilsin ister. ister ev hanımı ister çalışan olsun. yemeklerin kötü dedin mi idi kadının dünyası başına yıkılır. bizim iş yerinde vardı bi teyze eksik olmasın. ömrümde yediğim en kötü yemekleri yapardı. dünden kalma ıspanağı çorbaya , çorbayı ana yemeğin suyuna, nohut tanelerini çorbanın içine boca ederdi... daha saymayayım. bi gün yemek artsın ertesi gün sıçtık demekti yani. az bir şey yiyip kalkardık, haliyle her gün yemek artardı. bu yüzden hemen hemen her gün çok kötü yemekler yedik. ama bir gün olsun "yahu kadın bu nice yemektir böyle" demedik. eğer yemek yüzüne bakılamayacak derecedeyse : "abla eline sağlık" , eh işte gideri varsa : "abla yemek güzel olmuş", az bişey tad aldıysak "ooo süper yemek haa" dedik. kadın bir sevinirdi anlatamam.
''ana yemeğine alışmışız ondan hayatım, sana da alışacağım birtanem, bir hayat dolusu zamanımız var'' şeklinde bir cümleyle o gönül alınmalıdır, şarttır!
bir annenin yaşı, gelinin yaşını ve dolayısıyla tecrübesini ikiye katlayacağından, yani normal olanın bu olacağından, kıyaslamaya sokup boşa nefret ve rekabet duygusu yaratanın, malın teki olduğu gerçeğini kendi elleriyle kanıtlamasıdır.
anne kuzusudur daha; kavgalı günlerde bir gart pozisyonudur. ama genede iyi deildir. sölenmemelidir. bu arada sölen memesizdir. espiri yaptım kendimce. daha önce yapan oldumu acaba....
eş, ak partili değilse ve "ananı da al git" diye karşılık veriyorsa bu ülkede kafaların iyi olmadığının en büyük göstergesi olmuş olur. (bkz: dumanlı kafalar şenliği)