bu durum bende tersine işliyor. ana okuluna giderken din nedir bilmezdim. sapanla kuş avına çıkar, komşunun eriğine dalar, renkli istop oynarken kızlara ellemeye çalışır ve çok yalan söylerdim. ateistlerden farkım yoktu. ilkokulda yavaş yavaş sureleri, duaları ezberlemeye başladım. orta okulda namaz, oruç derken eğitim seviyem arttıkça inancım da arttı. lisede cumaları camiye gider oldum. üniversiteye başlamadan kur'an okumayı öğrendim... çok ilginç. galiba bir istisnayım.
çamurdan yaratıldığına inanmayan fakat yoktan var olabilmeye inanabilen yazar bozuntusunun saçmalaması.
okuma yazmayı bilmeyen gerzeklerin yazar olması ve sonuçları. "eğtiim" değil "eğitim".
istatistiksel gerçek.
imam hatip tarzı eğitimden bahsetmiyorum tabi. cemaatçi hocalardan, evrimi reddeden sözde biyologlardan alınan eğitime eğitim diyemiyorum maalesef. fikri, vicdanı hür öğretmenlerden alınan eğitimden sonra ise beyin gelişiyor ister istemez. beyin geliştikçe de masallara inanmamaya başlıyorsun.
eğtim aldıkça sorgulamayı öğreniyorsun. nasıl çamurdan yaratılabilirim ki diyorsun. ay nasıl ikiye bölünebilir ki diye düşünüyorsun. med cezir'den dolayı dünya suya gömülürdü biliyorsun. anca 600lü yılların insanının inanabileceği safsatalara kanmıyorsun.
bu yüzden cahil bir toplum istiyor hükümet. seçmen kitlesi cahillerden oluşuyor çünkü. bu yüzden türkan saylan'a yapıldı bu kadar saldırı. kız çocukları okursa onların da çocukları okuyacak. eğitimli insan çocuğu cahil kalsın istemez. cahil anne baba 3 çocuk yapsın ki ilerde 3 cahil oy olsun.
