her allahın günü ağzından bağlanmış veya tıkabasa dolu olduğundan bağlanamamış, kenarından pet şişe çıkan çöp poşetini çöp konteynırına atmamız için anneler tarafından verilen direktifdir.
genelde anneler bu durumlarda emir kipi kullanmayı severler.
ekmek al,
yoğurt al,
çöpü at,
terliği ters çevir,
klarnet çal, ... vb.
"giderken çöpü de at" demesi biraz manidardır.
şimdi, "gitme" eyleminin yanında "çöp atma" eyleminin de ekstradan yapılmasını mı istemektedir ?
yoksa
"kendini sokağa atıyosun zaten, çöpü de at" anlamı mı taşımaktadır?
bu ikisi arasında gelgitler yaşamışımdır.
işkencedir aslında yaptıkları, ama iyi evlat olarak ses etmeyiz.
bir keresinde iş görüşmesine giderken aynısını yaptı.giyindim, jilet gibi delikanlı oldum.ütülü pantalon gömlek ceket tam oturmuşş omuzlara,kravat desen tam kıvamında ne uzun ne kısa,saçlar desen o yakışıklı yüze en uygun saç modeli ... vs falan işte. ama gel gör ki elde kenarından fruko gazoz çıkan içnde karpuz, soğan, domates, salatalık kabukları bulunan, kokusu dışarılara süzülen, üstümdeki kelvin kıleyn parfüm kokusunu haşamat eden bir çöp poşeti tutuşturuldu elime.
artık geceleri, sokaklarda kimse yokken çıkıyorum çöp dökmeye erteliyorum emir edilmiş gibi olan çöp dökme eylemini.
he bide çöp teneksinden kedi fırlar diye temkinliyim.
o da ayrı bir başlık konusu.