dışadönük kendine güvenen çocuk yaratmak

entry11 galeri0
    11.
  1. 10.
  2. ailenin kültür seviyesinin ve anlayışının etkili olduğu konudur.

    koruma iç güdüsü yüksek olan ebeveynlere sahip çocukların, erken yaştan itibaren baskı altına alınması, kendi seçimlerinin yapılmasına izin verilmemesi, bütün kararlarına müdahale edilmesi ve inisiyatif kullanmalarının engellenmesi sonucu, bu konularda kendilerini geliştirmeleri çok mümkün olmayacaktır. ömrü boyunca onun yanında olunamayacağını, bazen kendi ayaklarının üzerinde durması gerektiği, bir şekilde anlatılmalıdır. en basitinden, 'ben sana güveniyorum ama çevrene güvenemiyorum.' önerisini yok etmek gerekir. kendi çevresini bile seçemeyen birey, hayatının geri kalan bölümünde de, devamlı olarak güven problemi yaşayacaktır. en kötü durum ise öz güven eksikliği olacaktır.

    yaşayarak öğrenmek, öcü gibi muamele gören bir yöntemdir. en azından aileler için böyledir. empati yaparsak, bazen onlara da hak vermek gerekir. yozlaşmış toplumlarda, tecrübesiz insanların nasıl sömürüldüğünü, her gün üçüncü sayfadaki haberlerde okuyoruz. yine de insanın kendi yaşayıp öğrenmesi ile başkasının anlatmasıyla fikir sahibi olması arasında büyük fark vardır. kirlenmek güzeldir der bir reklamda. bazen zarar görmekte güzeldir. sobaya dokunup elini yakmayan çocuk, bir gün o sobayı kucaklamaya çalışabilir. bu sebepten ötürü bazı şeyler, daha genç yaşta, en zararsız halleri ile tecrübe edilmelidir. ilerleyen vakitlerde, çok daha ciddi sorumluluklara sahipken yaşanan bir hadise, kişinin kendisine, çevresine onarılmaz hasarlar verebilir.

    en önemlisi ise, insanın kendisini gerçekleştirmesine izin verilmelidir. bu dünyada kimse, bir başkası olmak istemez. ben babam olmak istemem, kız kardeşim annem olmak istemez. bunu beklemek en büyük hatadır. uzun vadede, sizi sevip örnek aldığını düşündüğünüz evladınız, aslında zaman içinde size kin duyan, ilk fırsatta sizi bırakıp gitmek isteyen bir bireye dönüşebilir. eminim ki bu kimsenin hoşuna gitmez. en başta da o evladın.
    1 ...
  3. 9.
  4. 8.
  5. sorumluluk duygusu aşılayın, tek başına bir "birey" olduğunu aşılayın.

    (bkz: geleceğin suçlusunu yaratmanın en basit kuralları)
    0 ...
  6. 7.
  7. ebeveynlerin genelde tercih etmediği durumdur. neden mi? kendine güvenen çocuk hakkını arar, çok soru sorar, sorgular, geçiştirilen cevaplarla yetinmez, bulduğunu değil umduğunu ister. şimdiki şımarık ve sürekli talep eden çocuklarla karıştırılmamalı. onlar yalnızca tüketim maddesi ister, elde edince sıkılır. kendine güvenen, dışadönük çocuk kendine güvenen anne-baba gerektirir. diyolog kuran, sorularını dinleyen, çocuğunun birey olduğunu, olması gerektiğini düşünen, kendine özgü düşünce ve becerilerini tuhaf karşılamayıp bunları destekleyen, hakkını savunmasının doğru olduğunu ve gerektiğini bilen, zoru seçen anne baba gerektirir. bizdeyse genelde "ne diyon len dümbük, napıcaksın sen ekvator çizgisinin neden ortada olduğunu, sen bilmem ne dersinden kaç aldın onu söyle, çok konuşma" gibi diyologlar daha yaygındır.
    1 ...
  8. 6.
  9. 5.
  10. yaratanın allah olduğunu anlatırsan gelecekte tepene etmez.
    0 ...
  11. 4.
  12. imkansız gibi görünse de okuyan birilerinin olması bile yeterli iken yapan birilerinin olması sevindirtmiştir. Evet kendi kendini yaratmasına ön ayak olmaktan geçer önermesi tamamen doğrudur. Zaten yapılmaya çalışılan , yapılmak istenen ya da en doğrusu belki de yapılması tavsiye edilen budur.
    0 ...
  13. 3.
  14. yaratmak allaha mahsus. en fazla yetimesine destek verebilirsiniz.
    fazlada omuzlamayın, kendi ayakları üzerinde durması lazım.
    aslını anlatın, geldiği ve gittiği yeri ve yönü şekillendirin yeterlidir.
    geçmiş ve gelecek algısı oturmuş kişinin bugünlere takılması zaten beklenemez.
    0 ...
  15. 2.
  16. kendi kendini yaratmasına ön ayak olmaktan geçer.
    2 ...
  17. 1.
  18. Sol framede sürekli milliyetçilerin atışmasını görünce biraz da çocuk yetiştirme tarzını görsünler ve kendilerinde olan eksikliği bulsunlar diye bu yazıyı yazıyorum.

    Herkes ya da çoğu kişi kendine güvenen, sorumluluk almasını bilen, topluma faydalı(?) çocuk geliştirmek ister. Ya da öyle bir genç kuşağın oluşmnasını ister.Bunun temelleri, katı iç mimarı da ilk 3 yılda atılır.En basitinden çocuğunuza 0-3 yaş arası bilişsel ve sosyal uyaranlara maruz bırakıp ya da bırakmayarak ileriki bir kaçyıldan sonra sonuçlarını görmeye başlarsınız. iyi ya da kötü.Sonuçlarına katlanırsınız. Ama bu az da olsa yine de sizin elinizde.
    Çocuğunuzu sosya ve bilişsel uyaranlara maruz bıarakmak derken ise:Doğduğu daha ilk saatte anne ile tensel temasa geçilmesi, sürekli çevre ile iletişim içinde olmasısosyal uyaranlardan soyutlanmaması vs..
    Bilişselden kasıt ise; çocuğa klasik müzik dinletmek, tv de saldırgan değil izletmek vs..
    Bu yazılanların hepsi psikolojide derin araştırmalar sonucu elde edilmeiştir.Mesela Tv ve saldırgaan program izleme ile ilgili yapılan araştırmada;
    anaokulu çağındaki çocukların izledikleri programlar listeleniyor. !saldırgan-eğitici! 10 yıl sonrasında çoacukların ne kadar saldırgan olduğu ders notları ve arkadaşlarla uyum problemleriaçısından değerlendiriliyorlar.Sonuç pek şaşılacak türden çıkmıyor aslında.Saldırgan progarm izleyen çocuklar ileriki yıllarda daha saldırgan ders notları daha kötü ve arkadaşlarıyla daha fazla uyum sorunu yaşıyor.
    Tüm bunları araştırmaya gerek duymadan da anlayabilirsiniz. Sadece çocuğunuzu 3 yıllık eğitimle !iyi-kötü! durumuna getirebilirsiniz. Sonucunu öğrenmek için fazlaca beklemeye gerek yok. anaokulu çağına geldiğinde kendi akran gruplarına karışmaya abaşladığında öğretmeninin size vereceği geribildirimle bunu kolaylıkla görebilirsiniz.

    Ya da en pratiği döverek nizama getirmek sonraki yıllarda da onun bizi dövmesini ya da huzur evine bırakmasını beklemek.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük