aile fertlerimizin resmi mesleği. aile içindeki hemen herkes (ben de dahil) işletme mezunu ve ithalat/ihracat ile uğraşıyor. dolayısıyla küçüklükten beri benim de onlara dahil olacağım ortadaydı. ne var ki ben hep mimar olmak isterdim ama olmadı. bu işe girdim. 3 yıldan fazla süredir de bu meslekle haşır neşirim.
diyeceğim o ki; yabancı ülkeleri, onların insanlarını tanımak, onlarla diyalog kurmak, yabancı dilinizi geliştirmek, fuar ve organizasyonlar sebebiyle dünyanın çeşitli yerlerine seyahat etmek, hizmet sektörüne uzak olduğundan çok fazla insanla muhattap olmadan bilgisayar ve evraklarla vaktinizin çoğunu geçirmek açısından yapılması son derece keyifli bir meslek dalıdır.
üniversitelerde ön lisans düzeyinde eğitim verilen bölümü olmasına rağmen yabancı dili olan çoğu insanın sektörde kendine iş bulabildiği; ithalat, ihracat, doğrudan yatırım ve uluslararası ortaklıklar gibi konuları içerisine alan zorlu meslek. her ne kadar dış ticaret müdür ve personeli seçiminde ülkemizde yeteri kadar dikkatli davranılmasa da, her ne kadar sadece çinden mal getirip ülkede satmak ve/veya yurt dışına şeker satmak gibi görülse de aslında ülke için oldukça önemli bir sektördür*. kuş kadar aklı olmayan işletme sahiplerinin ürün kalite altyapısı oluşturmadan ihracat yapmaya çalışması, sonucunda zarar etmesi sebebiyle piyasada ihracat yapmanın çok tehlikeli ve mümkün olduğunca uzak durulması gereken bir iş olduğu düşünülse de, tam tersi belli bir hacme ulaşmış her işletmenin bir noktadan sonra kalifiye personel ile bu riski alması gerekmektedir. hatta bir üretici işletme için bence devlete karşı vergi ödemekten sonraki yükümlülüğüdür, borcudur. dış ticaretin ülkemize ve girişimcilere getirisi ölçülemeyecek kadar büyüktür. tabi her ne kadar bu alanda dikkat edilmesi gereken konular çok fazla olsa da, kanaatimce bu ülkede en dikkat edilmesi ve değiştirilmesi gereken konu ilkokul mezunu sonradan görme işletme sahiplerinin konu ile ilgili bakış açısıdır. alınan 2 dış ticaret personelini ihracat yatırımı olarak yeterli görüp, sadece personelden bir şeyler beklemek oldukça yanlıştır. bu iş için girilebilecek potansiyel pazarları analiz, üretilen ürünlerin rekabet etme olasılığı ve pazardaki ürünler ile kalite kıyaslaması, sonucunda da ürün geliştirme olmazsa dış ticaret personelinin bi tarafını da yırtsa müşteri bulamayacağı bilinmelidir. ama ne gezer bizim dana iş sahiplerinde o zihniyet ve eğitim? ayrıca bu işte özellikle personel seçimine çok dikkat edilmesi gerekmektedir, nihayetinde dış ticaret müdürü veya personeli genellikle işletme sahiplerinden daha akıllı mantıklı olduklarından; fabrika sahibinin öküzlüklerine ve yanlış kararlarına çok geç olmadan dur diyebilir. burada da dış ticaret personelinin uzmanlığı ve kendini geliştirmiş olması önemlidir. ayrıca bir diğer nokta da dış ticaret personelinin güvenilirliğidir, malumunuz sizin ruhunuz duymadan dış ticaret personeli orada öyle şeyler yapar ki personel işten ayrıldıktan 20 yıl sonra bile uyanamazsınız. ayrıca evet, dış ticaret personeli işletmeye çok kazandırır ama aynı zamanda kazığın budaklısını da yeri gelince o sokar. bu sebeple girişimcilerin bu alanda çalışacak personeli çok daha özenli seçmesi gerekmektedir.
ülkede yeni yeni popüler olan meslek ve uğraş alanıdır.
malum uzun yıllar üstünkörü olarak yürüdü bu ülkenin dışarıyla ticareti.
80'ler, ardından meşhur doksanlar ve dış ticaretin çığ gibi büyük bir öneme bürünmesi... hepsi bu iş alanını popüler hale sokmaya başladı.
ve tabi akıllı! eğitimciler, üniversite babayiğitleri çok geçmeden bunu farkedip eğitim faaliyeti olarak benimsettiler.
yurdumun hemen her yerinde önlisans düzeyinde bu bölüme öğrenci alımına başlandı.
2000'lerin başına kadar pek sorunu olmayan ve bu dış ticaret konusunda az çok bir şeyler bilenlerin iyi yerlere gelebildiği dış ticaret alanında günümüze doğru ciddi bir sıkıntı baş göstermeye başladı. ticarette ve eğitimde hemde.
eğitimi verilen bu bölüme, dış ticaretin hemen hiçbir aşamasından anlamayan ve torpil ağırlıklı sözde hoca olan şahıslar atandı.
eğitimi hem şahıs hem de ülke için oldukça önemli olan bu iş alanının eğitimi fiyaskoyla başladı ve halen devam etmekte.
herhangi bir dış ticarete dair evrak, döküman, belge vs. göremeden yüzlerce mezun verildi ve işsizlikte bir çığır daha başarıyla açıldı!
dil eğitimi bu alanda oldukça önemliyken, ingilizce yanısıra birkaç dil daha bilmenin bu meslek için olmazsa olmaz bir hale gelmesine rağmen ülkede çok az bölümde dil destekli dış ticaret eğtimi verildi ve çok az sayıda insan - şansı doğrultusunda- iyi işlere yerleşip faydalı çalışmalar yapabildi.
günümüzde hemen herkesin gün içerisinde gereksinim duyduğu- gıda benzeri ürünler hariç- pek çok ürün öyle ya da böyle dış ticaretin temelinden geçmekte, ve önemi ülke açısından sadece çin'den ithalat, ortadoğuya ihracat şeklinde sınırlı kalmamaktadır dış ticaretin.
ülkedeki işletmelerin elindeki önemli bir güç olmasına rağmen, yanlış politikalarla aleyhe sonuçlanan bu ticaret alanı, değerlendirilmesi gereken bir cevherken maalesef değerlendirilememektedir.
bilmeyenin yapmaması gereken iş. özellikle tek başınıza sorumluluk alıyorsanız ithal veya ihraç ettiğiniz konteynerlerin gümrükte takılması başınıza ciddi belalara sokabilir. başkasının parasını harcıyorsunuz bildiğiniz üzere. bu tip yeni meslektaşlarımızın şirketin vekalet verdiği gümrük müşavirine sımsıkı sarılmasını tavsiye ederim. faturada tek kelime çok şey değiştirebilir. hata götürmez, havalı fakat çok riskli bir meslek. ayrıca işte biraz uzmanlaştıktan sonra parayı fena kırarsınız vazgeçmeyin zor zamanlarda derim. çok değerli hocalarımızın kitaplarını okuyun ve sitelerini takip edin ayrıca, sürekli değişen dinamik bir yapı var. kimin ne yaptığı belli değil. örneğin dr. feridun kaya'yı takip etmenizi öneririm.
Birşey kazanamıyanların okuduğu bölüm olmasına imkan yoktur. Çünkü iş yapabilmeniz için dil bilmeniz gerekir. Eğer dil bilginiz varsa tavsiye edilir. Veya ben öğrenebilirim diyorsanız. Yoksa boşa okumuş olursunuz.
Genelde Irak ile yapılan ticaretler üzerinde bunaltıcı bir etkiye sahip ticaret şeklidir. Irak'lı abiler asla tatmin olmaz, söz verir tutmaz, iş konusunda tembellik ve ertelemek dışında çok az şey bilirler. Hemen her işten anladıklarına emin oldukları halde, uzman oldukları iş alanı sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bunca lafın ardından da bunu söylemek istemezdim ama; bu dahil tüm genellemeler yanlıştır.