çorap değiştirir gibi cep telefonu değiştiren gösteriş meraklısı yurdumuz gençlerinin katkıda(!) bulunduğu kavram. bu gençlerin bir de milliyetçileri vardır ki evlere şenliktir..
hakkında konuşulurken elbette geçmiş dönemlerle karşılaştıracaksın. cebimdeki para için bile ya geçen ay daha az harcamıştım diyor insan bugün. koskoca devlet koskoca makro ekonomi geçmiş dönemlerle kıyaslamayacakmısın? geçen seneki dış borç/dış ticaret açığı bu seneyi etkilemiyor mu sıfırlanıyor mu her sene başında?
daha önceleri bundan 20 sene önce türkiyenin ekonomik hacmi bu kadar büyük değilken bu açık da bağlı olarak rakamsal açıdan bu kadar büyük değil olabilir. ama bu, ekonomi büyüdü rakam da büyür işte ya diyerek altından kaçılacak bir şey de değil.
türk ekonomisi büyüyor ama ilerlemiyor. genişlemiyor. bir bardak su düşünün. sonra bardak yerine tabağa koyun suyu. sonra tepsiye. sonuçta alan büyüyor kap büyüyor ama alan genişledikçe su miktarı değişmediği için sığlık azalıyor. ekonomimize olan da bu.
ve bu durum ay aman ya geçen seneler ile karşılaştırmayalım denilemeyecek kadar büyük bir sorun.
ayrıca dış borçtan daha büyük de bir sorun çünkü senin daha fazla ithalat yapıyor olman, senin o şeyleri hala üretemediğin, onları üretecek istihdamı yaratacak eğitimi hala vermediğin yani açıkçası bir şeyleri salladığın anlamına gelir. uzun vadede yunanistan güzel örnektir. adaları mı satalım götümüzü mü diye düşünmeye başlarsın.
80'lerde başlayan 90'larda artan 2000'lerde uçan açıktır. cari açık olarak da bilinir.
2002 akp iktidarından sonra istikrarlı bir şekilde artmış ve rekor üzerine rekor kırmıştır.
en basit anlamıyla, yurt dışına sattığından fazlasını yurt dışından almaktır. ödeme dengesi borçla sağlanır. ekonomik kriz için katalizör etkisi yaratır.
son yıllarda durdurulamaz bir şekilde artış gösteren açıktır.
ihracatı arttırmak için, para basmaktan vazgeçen, yabancı yatırımı çekmek için vergileri düşüren bir devlet, hiçbir şekilde dış ticaret açığının muazzam ölçülerde artmasına mani olamayacaktır. olamamaktadır da.
açık bu hızla büyüdüğü sürece, büyümede ve enflasyonda iyi rakamlar elde edilmesi hiçbir fayda sağlamayacaktır. kaldı ki, enflasyon oranının düşük çıkması yine para basmamakla ilgilidir.
üretimi teşvik etmediğiniz müddetçe ve yeni üretimlerle birlikte dünyaya yeni fikirler getirip bir alanda (özel bir alan olmalı) spesifik ve teknolojik olarak dünyada ilk 3'e giremediğimiz için sürekli artış gösterecek açıktır. çünkü yapılan üretimlerin hammadesine veya yarı mamülüne bağımlı olmak demek bu açığın asla kapanmayacağı anlamına gelir. bu kadar basittir. bunun partiyle alakası yok. 79 yıl ile son 4-5 yılı kıyaslamak ise akıllıca değildir. o dönemin hacimlerine bakmak lazım. sonuç olarak türkiye üretmeli hem de çok çok fazla.
kısa süre sonra dış ticaret açığı demek anlam bozukluğuna yol açacaktır çünkü dış ticaret açık kavramını da içinde taşıyor olacaktır. dış ticaret açığı deyince nüans farkı demiş gibi olacağız yani.