Gandi, Hintlileri pasif direnişe çağırır ve ingilizlere: siz hindistanda kendinize taraftar bulamayacaksınız. ben bunu sağlayacağım, siz ingilterenin bütün halkını da buraya getirseniz bize egemen olamazsınız...
mesele dış güçlerde değil, bizde dış güçlere uşaklık yapan insanlarda...
ekonomi takip etmeden siyaset, tarih bilmeden dış politika konuşanlar; doğru bilgiyi ıskalayanlar. onlar, örneğin ırkçılık merkezli politikaların aslında ideolojik değil ekonomik bir temelinin olduğunu, ideolojilerin aslında kitleleri yönetmek için icat edilmiş enstrümanlar olduğunu bilmezler, bilmek de istemezler.
onlara kalırsa Türkiye, jeopolitik düzlemden izoledir, bulunduğu coğrafyada süper güçler cirit atmaz.
onlara kalırsa seçime yakın ardı ardına olusturulan yığınla gündem, birbirinden ve dış dünyadan bağımsız, kendiliğinden gerçekleşmektedir;
sanki bir tarafımız merkez asya-kafkasya- bir tarafımız fokur fokur kaynayan, petrolleri uğruna projelerin,siyasilerin ve siyasetlerin dizayn edildiği Orta Doğu, öte tarafımız Avrupaya açılan Balkanlar değilmiş gibi.
bu arkadaşlar dünyada değişmekte olan düzenle Türkiyenin zerre kadar alakasının olmadığına bizi inandırmaya çalışır;
sanki Kafkaslar ve Orta Doğudan Avrupaya taşınacak petrol ve doğal gazın Türkiye tarafından taşınması için geliştirilen projeler; Avrasyadaki Yeni Büyük Oyunun dengelerini kökünden değiştirmeyecekmiş gibi, biz de bu oyunun tam göbeğinde yer almıyormuşuz gibi.
bu ülkede hep sağ ve muhafazakar kesimle içli dışlı olmuşlardır fakat bunları dış güçler kullanıyor gibi ithamla hep solcular, sosyalistler ve demokratlar karşı karşıya kalmıştır.
böyle 1970'ler, 1980'lerden beri ülkede kim kendi hakkını aramak için birşeyler yapmaya çalışsa tc hükümetlerinin başvurduğu güçlerdir. kim ulan bu dış güçler, buyursunlar açıklasınlar bu güçleri gerçekten erkeklerse. mitinglerde, basın toplantılarında, orada burada "dış güçler oyun oynuyor" demek kolay. çık, babayiğitsen açıkla bakalım bu dış güçleri.
çıkarları çatıştığı vakit devletler, hasarı en aza indirmek adına ve karşı tarafın zararını önemsememek pahasına türlü politikalar uygularlar. bu politikalar, diplomatik müdahalelerden tutun da, askeri araçlarla müdahale etmeye kadar uzanabilecek geniş bir scalaya sahiptir. dolayısı ile, bir tehdit algılaması oluşur. devletler, maruz kaldıkları tüm karşı politikaları (bkz: dış güçler) (bkz: uluslararası mihraklar) şeklinde özetlerler.
mesele budur.
sanırsam budur.
böyle olacaktı herhal.
uffff.bu değilse bile bundan gayrı budur. böyle biline.
küreselleşicez mınagoım hedesine sarılan her gelişmekte olan ülkeyi azcık seven ama fazlasıyla döven güçlerdir.
ama o gelişmekte olan ülke bir gün geliştimi kendisi de, başka gelişmekte olan ülkelere göre dış güç olacaktır. dolayısıla bu bir kısır döngüdür. devletler doğar, büyür ve ölürler. yerlerine yenileri gelir ve bu devran tekrardan döner durur.
her taşın altından çıkan baştır. dünyada (bak türkiye'de demiyorum) ne dönse sorumlusu budur. takılmış öyle milletin ağzına, ne zaman bi olay olsa oradan kesin pusuda yatan birisi (bak bu kişi de mayışlı çalışıyor herhalde) çıkar, "bunun sorumlusu dış güçlerdir. bize oyun oynuyorlar" der, yerine oturur. ee?
ee si; elde var sıfırdır. dolayısıyla tanıma ihtiyacı vardır.