karsıdaki insanın sac rengi, goz rengi, ten rengi, boyu, kilosu, kasları hatta bazen giydigi markaların da otesini görmek, içindeki güzelliği yakalamaktır.
dış güzelliğe önem vermekle insanları dış görünüşüne göre yargılamak/dışlamak arasındaki fark doğru ifade edilebilirse bu yanlış anlaşılmalar ortadan kalkabilir. bir çarpışma esnasında ilk farkedilen elbette dış görünüştür, eğer konumuz ikili ilişkilerin başlangıç anıysa. bu nedenle dış görünüş önemlidir. bunun içine kişinin doğal görünümü girdiği gibi giyim tarzı ve kendini sunuş biçimi de girer. zamanla farklı yönleri keşfedilir ya da asıl etkileyen diğer yaklaşımları olabilir. sonuç olarak dış görünüşe önem vermemek bir meziyet değil sadece bir etki-tepki mekanizmasının dışa vurumudur.
dış güzelliğe tabi ki önem verilir. dış görünüş, giyim kuşam, kişisel bakım vs. insanlar arasındaki kabul edilişimizin ilk safhada gelen kıstaslarıdır. daha sonrai zeka, duruş, karakter, kendine güven vs. gibi içsel faktörler gelir sırasıyla.
burada bahsettiğim bir johnny depp ya da kim basinger gibi olmanın gerekliliği değil. sadece albeni olmayınca toplumda kabul edilmekte zor olur demek istiyorum.
insanlar birbirlerinin dış görünüşlerine aşık olup ruhlarını severler. ne kadar az önemsenirse o kadar yararlı olacaktır.
çünkü bir gün aşklar da dış görünüş gibi biter, geriye sadece sevgi ve yürek güzelliği kalır.
eşinin gözlerinin altı torbalanıp yüzündeki çizgilerden gözlerine yer kalmayınca dank ediverir kafaya, 'ben senin gönlünü sevmişim.'
öyle bir şey yoktur, geçirdiğim bir takım hastalık yüzünden tipimin kayması sonrası cinsiyet farkı olmaksızın yüzüme bakan olmazken, düzelip normal halime dönünce ilginin artması dış görünüşün önemini gösterir.
öyle bir dünya yoktur efendim. bazı balık burcu erkekleri o kadar yakışıklı oluyor ki bakmamak elde değil.
şahsen ben bakarım yakışıklı adamlara. aksini iddia edenin sevgilisi çirkindir kanımca.
çünkü aşk aslında ilk bakışta uyanan bi durumdur. bakar bakmaz içini göremezsin ki.