her konu hakkında dakikalarca, hatta aklına tekrar geldiğinde saatlerce düşünen insandır.
kimi zaman okuduğu bir kitap etkilemiştir onu, kimi zaman sadece tanık olduğu bir olay.
düşünmeye meyillidir zaten. en küçük bir sorun onu tekrar düşünmeye iter.
az konuşur, sürekli düşünmesindendir bu. kendi gibi olanları arar hep. kalabalıkta kendini yalnız hissetmek alışık olduğu bir durumdur. yalnızlıktan bahsedip durur; taa ki bu duruma alışıncaya kadar.
sürekli canı sıkılır bu insanın. yaşadığı anlık mutluluklar hayatını devam ettirebilmesi için yeterli olmayabilir bazen.
düşünür sürekli, her ihtimali düşünür; yapacağı en küçük bir hareket hayatını değiştirecekmiş gibi.
söylediği sözler onu yansıtır, bazen sadece geçiştirir soruları.
evet, son zamanlarda böyle acayip ve çekilmez bir haldeyim. bu durumdan kurtulmak adına yaptığım tek bir hamle de yok. böyle yaşamaya alıştım sanırım.
ama yine de yatağıma uzanıp tavana boş boş bakmayı özledim; huzur verir bu bana.
hiçbir şey düşünmediğim anlardır; huzur bulduğum zamanlar.
bir adam vardı, yahut bir hikayeden bir kısımdı bu, hatırlayamıyorum şimdi. diyordu ki, "günde en az bir saat dükkanı kapatır ve düşünürüm". o adamın miğdesine diz atmak isteyenlerin sayısı -ben de dahil- hiç az değildi.
safi oturup "düşünüyorum, umursuyorum" demek değildir düşünmek. eyleme geçmeyen hiçbir işkil, düşünce değildir. eylemden kasıt, işlemek. düşünceyi işlemek. bedenle ya da çok farklı bir şekilde.
her şeyi en ince ayrıntısına kadar sürekli düşünen ve kendisine sıkıntı veren insandır. çünkü keşke dedikleri asla olmayacaktır. bu nedenle de artık düşünmekten korkar tiksinir hale gelir ama nafile düşünceler peşini bırakmaz.