bu mübarek beynimi düşünerek neden yorayım ki diye düşündürür insanı. gerçi beynini başka ne için kullanacaksın diye de sorarlar insana. özetle fazla düşünmek ruh sağlığı için iyi değildir.
dusunmek genelde hissetmenin yetmedigi zamanlarda yapilan bi eylemdir.. mesela , sobaya elinizi degdirince duydugunuz acidir yalnizca.. oturup aci ustune ya da olayin meydana gelisi uzerine dusunmezsiniz.. hissedersiniz..
mutluluk da keza oyledir.. mutluyken dusunmez insan.. mutlu hisseder, siritir, gider kirlari bayirlari dolasir, arkadaslarini oper.. ama oturup mutluluk nedir diye dusunmez.. o an yasadigi seydir iste cok tanima ihtiyaci yok..
belki de o yuzden butun sinema edebiyat muzik sektoru, aci pompalama uzerine kurulu.. hepsi uzun dusunmelerin sonucu ortaya cikmis seyler zira..
yazmakda da ayni sey gecerli.. guzel anilar daha az kagida dokulur her zaman.. ask mektuplari, sitem ya da veda mektuplarindan daha az yer kaplar kitapligin raflarinda..
dusunmek, hissetmenin basa cikamadigi sorunlarin cozumudir yani.. sadece hissederek cozemeyecegimiz durumlarin kurtaricisi..
insan dusunurken zamanin nasi cabuk gectigini unutuyor.. lisede cok bilirim, vapurun acik kismina oturup usudugumu bile taa kadikoye yaklasirken farkettigimi.. o anlik dusunceler bulutu, tuylerimin dik dik olmasini unutturmus bana..
bi de insan dusunurken efkarlaniyo.. tek basina bi meyhanede oturan adam cok da uzak gelmiyo insana.. eskiden, kucukken bana cok acaip gelirdi boyle adamlar..
yadirgardim.. benim icin bulusmalar hep en az 20 kisilik, masalar hep birlestirilmis olmaliydi.. dusunmek nedir bilmiyodum da..
dertsizliktenmis megersem..
simdilerde , kukumav kusu ya da baykus gibi dusunuyorum.. guya beni cok mutlu edecek olan hedeflerim vardi..
eski sevgili var ya mesela, allah kopek gibi kapima gelicekti, beni ozlucekti, kimsede seni bulamadim , en cok sen sevdin beni diyecekti.. ee dedi.. sonra ? sonra hic bisi degismedi.. hissettirmedi bisi bana bunlar.. dusundurdu yalnizca.. oturdum dusundum..
okul bitince cok super olucakti her sey.. oh ya butun sinavlar bitiyo.. herkes saygi duyucak bana.. dunyayi kurtaricam.. ilac milac yazicam.. simdi okul bitiyo diye odum kopuyo.. eskiden hocalar bana bisi sorarsa ya da bisi yapmami isterlerse diye ortalarda kendimi gostermek adina hizli hizli yururdum, simdi gercekten bi hastayla yalniz kalicam diye odum kopuyo.. elinde sobottasi olan 1. siniflara ozenerek bakiyorum.. dusunuyorum , isi gelecegi , nerde yasayacagimi..
para mutlu edicekti sora beni.. ise basladim bi milyar daha fazla gelirim var ( malum ogrenci isleri bu kadar oluyo) ama bi sikime yaramadi o da..
bi sekilde, hissedemiyo insan zaman gectikce.. onceleri hoslandigim cocugun baska birini opmesi , midemde turlu reaksiyonlara sebebiyet verirdi; bi arkadasin dedikodusunu almak butun gunumu heyecanli gecirmeme neden olurdu ne biliyim, bi film izler aglardim..
simdileri yalnizca dusunuyorum.. kendimi bi semizotu gibi hissediyorum.. semizotu da boyle tuzlamasan, pisirmesen, yogurtlamasan bi sikime benzemeyen bi ottur.. iki saat yikican da , yogurtlucan da tadi gelicek..
ben de oyle oldum bi sekilde.. cok buyuk stimuluslar olucak, cok buyuk sarsintilar, mutluluklar.. her seyin king boyu olucak ki , gercekten hissedebiliyim.. yoksa gerisi dusunmek.. planlamak.. tartmak olcmek bicmek..
kalbinde kroniklesen bi gec kalmislik hissi, yaptigi her seyden pisman olma, dilinde surekli "bi sansim daha olsa her seyi baska yapardim, her seyi" lakirdisi demekmis megersem olgunlasmak..
cocuklara "biraz dusun yapmadan once yaa aaa" diye kizilir ya, dusunemez onlar.. hissederler.. uzulur kizar sevinir ciglik atarlar.. ama oturup dusunemezler..
o yuzden dusunen bi bebek resmi kafamizda canlanmaz.. o yuzden , insan yaslandikca daha sessizlesir, daha az cani yanar bi yere ayagini vurdu mu, daha az kizar olaylara , daha az sinir krizi gecirir..
hisleri korelir cunku.. yerini olgun olgun dusunceler alir..