ben bu insan gibi olmak istemem yada isterim denilen, acınan, gülünen,umursanmayan insan tipleridir.
Bazen bi insana bakar uzun uzun düşünürsünüz...yada bu bazen insanın kendisi de olabilir, belkide hiç yaşamamış birisi...
Boşa harcanan emekler,yapılan güzel işler yada anlamsız işlerden bahsetmek için en güzel yol.
Örneğin: hastahaneye yatmak için 6 ay boyunca sıra beklemiş, hastahaneye yatıncada 1 aylık yatışını stajyerlerin elinde beyhude geçirmiş yaşlı adam.
25 yaşında bir kadın olmasına rağmen, hastahanenin fiziktedavi bölümünde boyun ağrıları için evde yapması gereken egzersizler gösterilirken annesinin yanında durduğu kız.
Babası arada içeri gelip "hanım sen dur, kız anlamaz " diyordu. Kız gözlüklü ,kıvırcık saçlı, kiloluydu ve desenli kot pantolon giymişti.
derslerinde küçük erkek kardeşinden daha başarısız olan abla. Aile içinde hep bu yönü vurdulandığı ve sürekli tembel olarak bahsedildiği için hayatı boyunca özgüvensiz bir birey olarak yaşadı.
Tamam sayısal zekası fazla parlak sayılmazdı ama müzik konusunda doğuştan gelen çok ileri yetenekleri vardı. Bunları hayatı boyunca keşfedemedi, ezik bir insan olarak yaşadı ve yaşlandı.
sonradan gelmişlerdi şehre ve her zaman çekingen birisi olmuştu zaten yeni okulundaki burjuva sınıfı onu hiç sevmemişti ve günün birinde dayak yemişti üst sınıflardan, bütün okula rezil olmuştu ve ahd etmişti kardeşi falan olursa birgün onu koruyacaktı.
Üniversite son sınıftaydı 9 yaşında bir erkek kardeşi vardı. Zeytin gözleri, kavruk teni, üç numara saçları ve utangaç bakışlarıyla abisine benziyordu. Bir gün telefonu çaldı arayan annesiydi havadan sudan konuşuldu, özlemişti kardeşini. Çağır keratayı bide onunla konuşayım dedi annesine. Ufaklık telefona geldi "abi muratlar beni dövdü bide yeni önlüğüme çamur attııı, hani beni korucaktıın" dedi. Abinin içi ezildi, eski anılar boğazında düğümlendi. Ah ne kadar isterdi okula gidip o serserilere haddini bildirmeyi, ama gelemem dedi kardeşine. Malatyada okuyordu ailesi ise istanbulda yaşıyordu. Kardeşi, kırgın bir ses tonuyla "yalancııı" dedi hıçkırıklarla beraber.Abi hesabındaki 100 lirayı düşündü ay sonuna 16 gün daha vardı. Gelemem abicim dedi. Ufaklık telefonda değildi uzaklaşan hıçkırık sesleri duyuluyordu. Önündeki kola kutusuna bir tekme savurdu.
evrak işlerinden bıkmış 50yaşındaki sekreter şişman, kırmızı yüzlü, dip boyası gelmiş sarı saçları, ve topuklu ayakkabısından taşan varisli ayakları var. Gözlüklerinin üzerinden bakarak insanlarla konuşuyor. Oğlunu yeni evlendirdiği için çalışmak zorunda.
Evde Çok iyi ve merhametli bir anneyken işyerinde mahkeme suratlı vicdansız bir karı.