Biliyor ama anlatamıyor tarzındaki öğretmen eleştirilerine benzer bir durumdur. Genellikle az kitap okumak, fakir bir kelime dağarcığı, eziklik-bastırılmışlık sebebiyle olan çekinme ve cehalet kaynaklı ortaya çıkar. Ne düşündüğünü anlatamayan insanın ne hissettiğini, ne istediğini bilmesi de beklenemez.
Anlatmak istediklerimi yazmam gereken başlık bu mu, yazacaklarım tam içimdekileri karşılayacak mi bilmiyorum. Çok da S.kimde mi dersen, değil açıkçası.
Dusunduklerini soyleyememek Bazen iyidir.
Bazen gerçekten sebebi vardır.
Bahsettigim ikili iliskiler, kadin erkek iliskisi. Sen kalkıp kilometrelerce yol gelirsin, söylemen gereken bir şey vardır. Önemlidir. Hayatidir. Ama karşındaki o modda değildir. Dinlemek / bilmek / öğrenmek istemiyordur. Aradan zaman denen o lanet b.k geçmiştir. Başbaşa kalmamak için kasar. Yanınıza getirebilecegi kim varsa onu da alır gelir. Belki artık insan olarak bile sana tahammül edemiyordur, belki 'nerden çıktı lan bu, onca sene sonra?' Diyordur, belki hayatında biri(leri) vardır.. belki de bu kadar komplike sebeplere bile gerek olmadan sadece seni istemiyordur. Aslında sebep aramaya da gerek yoktur sonuç kabak gibi ortadayken; adam başbaşa kalmak istemiyordur. Ama sen de çift olmaya gelmemissindir. Yeniden bişey başlasın diye de gelmemissindir. Söylemen gereken o lanet boku söyleyip siktir olup gideceksindir belki sadece. Belki de biraz Ozlemissindir.
Sen onunla her şeye rağmen hala frekansınizin tuttuğunu düşünürken o önceden planlanmış bi kaç saat ayırıp seni dehler.
Soylemen gerekenleri söyleyemediğin gibi; düşündüklerinin bir kısmını da artık sonsuza kadar düşünmemen gerektiğini çok net bir şekilde algilarsin.
Bazen sonuna kadar gitmemek gerekiyor.
Düşündüğün her boku söyleyince de bir şey değişmiyor. Buna ek olarak karşındaki zaten duymak istemiyor.
Şu sıralar farklı düşündüğüm ama söylemediğim o kadar şey var ki.mesela arkadaş kalalım diyerek ayrıldığım eski sevgili kategorisine bile sığmayacak olan arkadaşım.bir buçuk aylık ilişkiden sonra aradan bir buçuk yıldan fazla zaman geçmiş.ne güzel olmuyor deyip bitirmişiz.hiç cıvıtmadan,sarkmadan hal hatır sormuşuz.bayram kutlamışız.ben seni hep edepli biri olarak tanımışım.niye bozuyorsun değil mi?yeni bir ilişkiye başlayınca adam gibi uyarmışım seni.güzel kardeşim sevgilimle aramı açmak istemiyorum lütfen mesaj atmayı bırak diye kibarca söylemişim,anlayış beklemişim.sen de tribe girip ergen misin arkadaşız böyle saçma mesajlara gerek yok demişsin.tamam anladım hadi orasını da.e şimdi niye sevgilimden ayrıldığımı duyunca hemen yavşama moduna geçiyorsun güzel kardeşim.neden acaba?
Sabahtan beri düşünüyorum . insan bir buçuk aylık şeyin neresini unutamaz,o günleri özler?saçma biri olduğunu bilmezdim,ama saçmasın.
Okkalı not:iyi ki varsın sözlük.sen de olmasan kime dökeceğim içim...
Şu hayatta en büyük derdimdir.
Çok düşünür az k konuşurum, fakat bazen düşüncelerimi karşımdakine soyleyemem, Eğer düşüncelerimi soyleyebilsem! hayatim tamamı ile değişirdi!!
Herşeyi kabullenip yaşamak Çok zor,
Ben yıllardır bunu yapıyorum zor zanaat vesselam!!
Berenizi takmadan sabahın güneş ışıkları bile daha yokken yolları adımladığınızı düşünün. Gitmeniz gereken bir yer yok. Yürüdüğünüz yolun adını bilmiyorsunuz. Öyle çok rüzgar esiyor ki iç sesinizi bile susturuyor. Saçlarınız karışıyor elinizle sürekli düzeltiyorsunuz. Tüm gün tokat etkisi yaratan o rüzgar dindiğinde başlayan baş ağrısından başka bir şey değil düşündüklerini söyleyememek.
Düşünmeye başladığım anda ordan oraya zıplayan kelimeleri yakalamak için peşinden koştuğumda beynimin içi fırtınaya dönüyor. Kendimi açıklamak için içebileceğim bir ağrı kesici yok. Halim yok. Anlaşılamayacağını bilmek zaten bir mengeneyken, susmak; yeni ruj rengim. En iyisi bi kahve yapmalı.