bir sandala oturmuşuz geceymiş
zaman tutuşmuş mekan yanıyor
bir salkım üzüm akıyor damarlarımdan
bahçeler bağlar harman yanıyor
bir salkım üzüm akıyor damarlarımdan
sen gidiyorsun imkan yanıyor
bir dağ yıkılıyor ah içerimizde
bir çiçek büyütmüşüz saksıya sığmaz
ne sevmekten korkmak ne zulümden korkmak
bize yakışmaz
söyle bir kırık hava döneyim
turna uçsun içimde
ben seni nasıl sarıp nasıl seveyim
hayalimde düşümde
bir kumsala çıkmışız sehermiş
alaca dağlarda üç yavru keçi
kuytuda bir kadın ağlar kimin annesi
bahçeler bağlar harman yanıyor
kuytuda bir kadın ağlar kimin annesi
cihan tutuşmuş umman yanıyor...
yalnız ağaçlar gibi bakmasın eski zaman gözlerim
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
kaçamak ışıklardan şeker kamışlarından gözlerimi al kurtar
durmadan harcadığım
göğe bakalım...
hava mı soğudu çekilmekte mi kanım
şimdi otobüs gelir biner giderim gitmeden önce
göğe bakalım...
seni aldım bana ayırdım
durma göğe bakalım
şimdi otobüs gelir biner giderim gitmeden önce
göğe bakalım...
bilir mi?
yerime gelen kıymetini bilir mi?
bu insan cennete mevlaya küsen değil mi?
benim gibi koklar mı derinden?
bir ömür boyunca doyar mı?
bilir mi, solmaya değer mi?
şimdi sen bir yabancı gibi
ben seni ellerimle sularken..
bilir mi?
yerime gelen kıymetini bilir mi?
bu insan cennette mevlaya küsen değil mi?
benim gibi koklar mı derinden?
bir ömür boyunca doyar mı...