liseye yeni başlanmıştır. bir pazartesi günüdür. tüm okul bahçedeyken, istiklal marşı' nı okuduktan sonra sırayla sınıfa giderken okulun basamaklarında 1500 kişinin önünde yerle yeksan olursun. canın yanmaz ama rezil rüsva olursun. bir ay da tenefüse çıkmazsın. unutulur mu tabiki unutulmaz!
eğer benim gibi sakar ve sürekli düşen biriyseniz bu oldukça doğal bir durumdur. fakat eğer es kaza bir ilk okulun önünde düşmüşseniz, ön dişleri kırılmış, yüzü yara bere içinde bir çocuk tarafından parmakla gösteriliyorsanız ve bu çocuk "ehehe ehe ehehe" diye çürük yan dişlerini sizin gözünüze gözünüze sokuyorsa ağzına iki tane yapıştırıp kalan bütün dişlerini dökmek gelebilir içinizden.
garantilidir, düşersin kalırsın. ama kalkmak öyle degildir. bir daha düşmemek garantisi yoktur onun ama düşmüşsen düşmüşsündür. bir kere düşmüşsenve ta dipteysen yerdesindir. bir daha düşmezsin.
ne güzel bi'şidir bu ya!
bulunulan yer, her neresiyse ordan kopmaktır, ayrılmaktır. başka bir yer, başka bir boyut hatta.
sonrasında da dost falan kalmaz. neymiş; insan mümkünse her dala tutunsunmuş.