ayağı kayma, bir yere takılma vs. nedenlerden düşmüş bir insana bakıp "ne oldu bir şeyi var mı" demeden gülmektir.
efendim burada bir anımı anlatmalıyım. ilkokulda yere düşen arkadaşımı gören bünyem kahkahalarla gülmüştür. ona gülmem çok koyan arkadaş olayı veliliğini yapan halasına anlatmış halası da bir gün sonra okula gelerek bana durumu anlatmış ve arkadaşın önünde düşmemi onun da bana gülmesini istemiştir. ne cevap verdiğimi hatırlamasam da bir süre sonra arkamdan büyük bir güçle iteklenmiş kendimi yere yapışmış bir halde bulmuşken arkamda birisinin kahkahalarla güldüğünü görmüştüm, gülen ve beni itekleyen o arkadaştı. bu olay ilkokul çocuklarının bile içerisinde taşıyabileceği intikam isteğini gösterirken bana o yaşta bir şey öğretmiştir.
düşene gülmek çoçuk işidir. Esas önemli olan büyüdükçe düşenin elinden tutabilecek bir pozisyonda olabilmektir. yoksa gülersen hep eğlencelidir ama bilki yarın sende düşeceksin çünkü hayat bu düşmez kalkmaz bellidir.
biri düşerse hayatta gülmeyeceğim durumdur. gülsem bile içimden gülerim yani. ama kendi kendime düşersem yolda mesela katılana kadar gülerim. bugünde öyle iş yerinde koşacağım diye mal gibi düştüm.
insan beyni, duyuları, hayatın normal akışına alışıktır. yürümekte olan bir adamın yürümesi, komik gelmez. çünkü normal akışında ilerlemektedir. eğer o normal akış, adamın takılıp yere düşmesi ile bozulursa, duyular ve beyin, gülme refleksi ile karşılık verir. bu sadece düşme için değil, normal akışı bozan her şeye verilen bir tepkidir.
bakıldığında bir çok insanın yaptığı şey olsa da,
benim yıllardır çözemediğim, hiç bir anlamı olmayan, aşırı saçma gelen tutumlardan biridir.
biri düşmüş, canı yanmış veya yanmamış -bir nebze madara ve mağdur olma durumu. sen de kalk buna sırıt. nasıl bi kafa bu, anlayamıyorum.
başkasının derdi veya acısı bir başkasına nasıl komik gelebilir hani, mesele bu belkide. neyse, sürü psikolejsine aptalca dahil olmayalım da, böyle iyiyiz.