yaz aylarının sonuna doğru başlayan düğünlerden bir gram zevk ve mutluluk almamaktır. insanı bunaltan kalabalık ve yüksek ses sonrasında yerini yorgunluğa bırakır. bazende Maço abilerimizin kullandığı bahaneler arasında yer alır. misalen;
+abi sende oynasana hadi ?!
-yok olum racona ters lan.
Seveceksin öyle bir seveceksin ki, daha gerdeğe girmeden o altınları paraları saymaya bir çömeceksin ki, böyle mutluluk yok, düğün şahane diyeceksin, oğlum düşünsene iki gerdan kıvırdın, çiftetelli tulum oynadın, baksana havadan kaptın altınlar canlı para, aman Allahım, nereden baksan 20binlik altın var orda, 15bin de nakit toplanır, çalışmadın bir şey yapmadın üstelik, öyşe bir seveceksin ki, davul zurna sesi duyunca hayırlı işler güzel abime, berket versin diyeceksin.
Umarım düğününü yapacak bir ailen vardır ve takıları sana bırakır, hiç olmadı bilezikler sizin o garanti.
Bir halaya katiliyim dersin bari ayip olmasin diye. Kolktuk altları kadife olmus löp löp etli teyze bir tarafina, otobus soforu gibi kisa kollu gomlek giyip en son 3 yil once yikanmis teke gibi kokan bir abi diğer tarafina denk gelir.
O şerefsiz piyanist şantör de uzattikça uzatir. Of of dusundum tekrar igrendim.
hele takı saçmalığı vardır. milletin size taktığı para kadar değer verdiğiniz hani.
- ayşeler 50 tl taktılar dahada konuşmam onlarla.
+ sevimler büyük altın taktı arayı iyi tutayım onunla.
insanı taktığı takının değeri ile yargılayıp değerlendirmeye neden olmakta. ayrıca ben düğün yaparak, milletin karısının kızının zaten açmaya bahane aradığı göt başının günahını üstlenmek istememekteyim. büyük marifet gibi mini giymiş gelmiş olanlar, üzerinde yürüyemediği ayakkabıyı giyenler, makyajı abartınında ötesinde yapıp nirvanaya ulaşanlar, oynamazsa ölecek hastalığına yakalanıp her çalan müzikte illa sahnede olanlar...
kısaca sikeym düğününüzü ve düğünleri bu hale getirenleri...
sevmiyorum amk. ne oynamayı seviyorum nede düğünleri seviyorum. zaten evlenirkende düğün yapmayacam. hatunla anlaştık bile. zaten oynayamıyorumda orası ayrı bişey.
