en sinir olduğum şey, takı töreni ve insanların takı takarken kameraya çıkma isteği. orada "işte bak ben takıyorum, yarın birgün oğlum sünnet olduğunda veya kızım evlediğinde siz de bize takarsınız" mesajı vermektedirler.
kimse "yahu bu damat ve gelin yarın birgün zor duruma düşerlerse, bu verdiğimiz altınları bozup ellerine 3-5 kuruş para geçsin, onun dışında benim düğünüme ister gelsin ister gelmesin" şeklinde düşünmez.
bakalım kim başlatacak da, gelenek haline dönecek, bankada gelin ve damat adına hesap açılması, davetiyelere "düğünde takı töreni olmayacaktır, şu şu tarihe kadar şu bankada hesap açılmıştır, gelin ve damada destek olmak isteyenler bankaya para yatırabililer" şeklinde, valla ben yarın birgün evlenirsem ve bu yöntemi uygulayabilirsem, aklımda, düğün zamanından en az % 25 tasarruf sağlarım, bugünlerde evlenmeye hazırlanan genç arkadaşlara da fikir benden, uygularsınız uygulamazsınız, siz blirsiniz...
en rüküş elbiseli ve kocaman tavus kuşunu andıran topuzlarıyla oynarken bile kasıntıdan hindi gibi kabarmış kadın akrabalar.Bu tip ablaların çocukları da bi rüküştür genellikle kızlara gelinlik, erkek çocuklara ise takım elbise giydirilrir.(mevsimin bi önemi yok )
Düğüne pasta yemek için gelen çocuk topluluğu bunların arasındaydım bir zamanlar. Senin adın ne bakalım ufaklık ? , Ben azkuflu mantar , senin neyin evleniyo? , Ben bunları tanımıyorum pasta var dediler geldim, hönk
başlangıçta "yoook kızz oynamam, çıkmam vallahi.." diyen sülale büyüklerinin, bir gazla çıkış sonrası dansözlere taş çıkartır şekilde kurtlarını dökmeleri...
piyanist şantörün kulaktan dolma ingilizcesiyle yarım yamak söylediği ingilizce şarkı da düğünlerdeki klişe olaylardan birisidir.
kardeşimle komşu kızımız aslı'nın düğününe gitmiştik. bursaspor katlı otoparkının üst katında çağrı düğün salonu vardı hala var mı bilmiyorum. herneyse işte o düğün salonuna gittik paşa paşa oturup önümüzdeki kuru pastalardan yiyoruz, servis yavaş, henüz meşrubatlar gelmemiş. piyanistin bakışları değişti, romantik bir havaya girerek başladı birden 'avduu çennn, yaprak çeenn' önce ne olduğunu anlamadık, farklı bir dil sandık ama aralarda 'lav bat hart' gibi şeyler de söyleyince ingilizce olduğunu anladık. o değil de meşrubatlar zamanında geleydi iyiydi. gülme krizine tutulmuş kişilerin boğazında kuru pasta olması çok sakıncalı.
Dün akşam ilk defa klişesiz bi düğüne katıldım.
Bi teyze hoşgeldin oğlum dedi sarıldı.
Sonra bütün teyzeleri tek tek çağırıp "ayol koşun bu çocuk kaslıymış" dedi.
Gece boyu tanımadığım onlarca teyze tarafından mıncırıldım sözlük.
Çok mağdurum.
iki insanın (mümkünse farklı cins) duygusal birlikteliklerini (inşallah öyledir) duygusal artı cinsel birlikteliğe çevirme girişimlerinin kutlamalarında meydana gelen klasikleşmiş durum ya da davranışlardır.
birbirine sırıtarak karşılıklı oynayanlar
uflayıp puflayan ama düğünden geri kalmayan yaşlılar
1 kg makyaj ile tanınmaz halde olan yakın akrabalar
oynamayı beceremeyen ya gelin ya damat
köşede içen erkek kardeş
kızlara bakan abazalar
götü başı dağıtan küçük halanın kocası
bitse de gitsek diyen utangaç enişte.