ne güzel pastamı yiyorum, damadı seyrediyorum bir bakmışım 35 yaşlarında bi ağabey, kalk evlat; sende oyna derse mecburen oynanılmalıdır yahut daha riskli bir yol denenirse oradan kaçıp uzaklaşılmalıdır.
Genellikle anadolu'daki düğünlerde kır düğünü diye tabir ettiğimiz düğünlerde görülen durumdur efenim. Bir yakının düğünü vardır, ilk gün yemek falan yenir ikinci gün başlar halay , davul-zurna , oyun havaları şu bu... Millet kendinden geçer oynarken, o an gelir seni de zorla oynatmak isterler, oynamak istemezsin olmaz, oynarsın hiç olmaz. Oynamayınca da aile hemen lafı yapıştırır ; oralarda asosyal mânasına gelecek laflar söylerler. Yani tamam oynayın, kurtlarınızı dökün ama oynamak istemeyene de karışmayın, ben kuzu kuzu izlerim ne gerek var hem bana eziyet çektirmeye hem de benim boktan oynamamı gösterip millete eziyet çektirmeye demi.
ağızları burunları kırılası tiplerdir. kameraya çekerler bir de oynayamayan insanı. düğünden sonra "anaaa bu bizim hamdi değil mi. nasıl oynamış la öyle heueheuheue" derler. tam o anda ağızlarına patlatma isteği tavan yapıyor.
Kalk kız oturmayamı geldik cümlesiyle başlayıp sizi kolunuzdan çekiştire çekiştire halay başına çeken sevgili teyzeler size bir sözüm var bizi rahat bırakın.
çalan müziklere oynamak istemiyorsanız ve kendinizi oğluna gelin arayan annelere kanıtlama ihtiyacı gütmüyorsanız oynamak da istemezsiniz. Ancak akrabanın biri ya da tanıdıklardan yahut düğün sahiplerinden biri gelir;
"aa bak tüm gençler oynuyor, kalk hadi kızım oturulur mu? Gençsiniz oynayacaksınız"
ne kadar "hayır" deseniz de kalkıp alkış tutmak zorunda kalabilirsiniz.
+kak kız yengen küsüyo bak.
-üff anne bi git ya ben oynamam ıyy rezillik yahaa.
+bak şeymagilde oynuyo ne güzel kak kak.
-uff iyi ama halay çekmem.
gibi en sonunda annesini susturmak amacıyla kalkıp iki döktüren tiplerdir.